Hain, İşbirlikçi, İhanet!

Türkiye bu ihanetlerle yaşayamaz!

Aydınlık dergisinden Mehmet Bozkurt ve Umut Albayrak, 25-26 Ocak 2007’de İstanbul hakimevinde, sekiz ilin özel yetkili Başsavcı vekili ve Adalet Bakanlığı’ndan üç yetkili ile çalıştay düzenleyen Amerikalı danışman savcının Susanne Hayden olduğunu ortaya çıkarmıştı.

 

Yeniçağ gazetesinden Arslan Bulut, Amerikalı bir savcının 2006 yılında Türkiye’ye hukuk danışmanı olarak gönderildiğini, Yılmaz Polat’ın “CIA Pençesinde Açılım” adlı kitabına dayanarak ortaya koymuştu. Sonra da Adalet Bakanlığı bu bilgileri yalanlamıştı. Bulut; odatv’den Barış Terkoğlu ile aynı anda, Amerikan Adalet Bakanlığı resmi internet sitesine dayanarak iddianın doğruluğunu ispatlamıştı.

 

O tarihten sonra Adalet Bakanlığı’ndan hiç ses çıkmadı!

CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Adalet Bakanı Sadullah Ergin tarafından yazılı olarak cevaplandırılması talebiyle bir soru önergesi verdi. Köktürk, olayı anlattıktan ve Amerikan Adalet Bakanlığı’nın resmi bültenlerindeki ifadeleri sergiledikten sonra şu soruları sordu:

1-ABD Adalet Bakanlığı, resmi sitesinde, Türkiye ile ABD arasında OPDAT programı dahilinde terörle mücadeleye ilişkin yasaların çıkarılıp uygulanması konusunda bir işbirliği yapıldığını ve bu program dahilinde danışmanlık yapıldığını kamuoyuna açıklıyor. ‘ABD’li Danışman Savcı ve işbirliği’ soruları ile haberlerini yalanlayan Adalet Bakanlığı olarak; ABD Adalet Bakanlığının ve ABD Dışişleri Bakanlığının resmi Web sitelerini de yalanlamayı düşünüyor musunuz?

2-Yine ABD Dışişleri Bakanlığının resmi yayın organında, Genel Hukuk Danışmanı’nın İstanbul’da PKK ile mücadele kapsamında cumhuriyet savcıları ve yargı temsilcilerine yönelik bir program düzenlendiğinin bilgisini vermesi karşısında Adalet Bakanlığı olarak içinden geçtiğimiz süreçte kimseden danışmanlık hizmeti almadığınıza dair açıklamalarınızın gerçeği yansıttığı düşüncesinde misiniz?

3-Silivri yargılamaları (Ergenekon) ve Habur yargılama süreçlerinde de OPDAT programı dahilinde ABD ile herhangi bir işbirliği gerçekleştirilmiş midir?

4-Geçtiğimiz aylarda yasalaşan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı Yasası ile getirilen ‘Yabancı Uzman Çalıştırma’ düzenlemesi, mevcut fiili durumu hukukileştirme çabasından mı kaynaklanmaktadır?

 

Mehmet Bozkurt ve Umut Albayrak’ın haberine bakalım: “Hayden’ın bir evi Ankara’da, bir evi de Washington’da. Susanne Hayden hakkında 2007 yılında çıkan haberlerde Hayden’ın PKK’nın kara paralarının izini bulmak için Türkiye’ye geldiği ileri sürülüyor. Ancak gelişmeler Hayden’ın sadece PKK için gelmediğini gösteriyor.

 

Hayden, 2006 yılında, dönemin ABD Ankara Büyükelçi Ross Wilson’un Özel hukuk müşaviri adı altında Türkiye’ye atandı. 2 Kasım 2007 tarihli Milliyet gazetesinde Hayden ile ilgili yapılan bir haberde şu bilgi veriliyor:

‘Erdoğan’ın Bush ile 5 Kasım’da yapacağı kritik görüşme öncesi apar topar İstanbul’a gelen Savcı Suzanne Hayden, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gelerek bir dizi çalışma yaptı.’

Hayden’ın bu gelişi dikkat çekici. Çünkü Fehmi Koru’nun, Kanal 7 televizyonunun 28 Ocak 2008 tarihli haber bülteninde canlı yayın konuğu olarak açıklamasına ve 1 Şubat 2008 tarihli Yeni Şafak gazetesindeki yazısına göre, Ergenekon soruşturması 5 Kasım 2007 günü yapılan Bush- Erdoğan görüşmesinde kararlaştırıldı.”

 

Peki neden kimsenin ağzını bıçak açmıyor? İddia şu; devam eden soruşturmaları, Amerikalı danışmanların yönlendirmesine bırakmak ve doğrudan yargılamayı etkilemek suçlarını takip edecek bir savcı yok mu bu ülkede?

 

Bir iddia daha var; yargı işlevlerinin en önemli kısmını yabancılara teslim etmiş bir ülke yaşar mı? Vatana ihanet başka nasıl olur?

 

İşte Amerikalı bir savcının 2007 yılında, sekiz ilin özel yetkili savcılarıyla İstanbul’da toplantı yaptığı ortaya çıkarıldı. Ancak hiçbir gazeteci tek satır yazamadı.

 

Avrupacılar, Amerikancılar, bu yelpazenin en aşırı uçlarıdır, marjinalleridir. Seslerinin çok çıkması, onların sadece maddi yönden güçlü olduğunu gösterir. Ancak fikirleri zayıf olduğu, hatta fikirleri ithal olduğu için halk üzerindeki toplam etkileri, küçümsedikleri yerel gazete ve internet siteleri kadar yoktur..

 

Mustafa Kemal ve arkadaşları; çoğunluk İngiliz ya da Amerikan mandacılığına evet derken hangi düşünce ve inançla direnme ve mücadele kararlılığı içinde oldularsa aynı duygu ve düşünce içinde olanların da var olduğu unutulmamalıdır.

 

Günün Sözü: Sakin ol ki, planlanan oyunları boşuna çıkarasın.

Yayın Tarihi
28.09.2010
Bu makale 1386 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!