BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Füze Kalkanı ve Yeni Muhaliflerimiz...

Bir süredir Türkiye’nin gündemini, “Füze Kalkanı Sistemi” denilen nükleer teknoloji konusu işgal ediyor. Bu sistemin amacı güya “Batıyı” savunmaya yönelikmiş!

Yalın bir soru soralım ve konuyu bu bağlamda irdeleyelim; ABD ve AB’den daha güçlü devletler var mı dünyada?

Yok...

Peki, o zaman nereden çıktı bu “Füze Kalkanı Sistemi” projesi?

Kime karşı, neye karşı?

İran’ın ürettiği nükleer başlıklı balistik füzelere karşı!!!

Bu doğu mu?

Batı emperyalizmine yıllardan beri tek başına kafa tutabilen ve direnen; “Dünyada en iyi diplomasiyi yürüten ve uygulayan devlet” olarak bilinen İran’ın ürettiği bu balistik füzelerin hedefi gerçekten ABD ve AB ülkeleri midir?

Kabul edelim ki öyledir; güya, Batıyı korumak için geliştirilmiş bir savunma sistemi!

Peki, bu füzelerden korkan kim!?

Kime karşı kullanılma ihtimali var!?

ABD mi, AB mi?

Hiç birisi...

**

İsrail’i korumak...

Mademki hedef ABD ve AB ise neden bu kalkan AB ülkelerinden birinde kurulmuyor?

Bunun cevabını arayan yok...

NATO şapkası altında neden bu “kalkan” telaşı var? Lafı dolandırmadan anlatalım; balistik füzelerden korkan devlet, Ortadoğu’daki “küçük ABD” olarak bilinen İsrail!

İşin özü bundan ibarettir; gerisi sadece göz boyama, günü kurtarma ve milleti kandırmacadır!

İşin özü bu olduğuna göre; siyasi iktidar “Füze Kalkanı”nın Türkiye topraklarına yerleştirilmesine izin vermekle ne yapmış oluyor!?

İsrail’i İran’a karşı korumaya alıyor demektir!

Bunun başka anlamı yoktur; yani Türkiye İsrail’in “koruma polisliği” görevini üstlenmiş oluyor!

**

Çelişkili beyanlar...

Başbakan Tayip Bey ne dedi; “Füze Kalkanının anahtarı, yönetimi bizde olmalı; olmazsa olmaz!”

İki gün sonra “Kontrol NATO’da olmalıdır” demeye başladı. Peki, 24 saatte neler oldu, neler değişti de Tayip Bey 180 derece dönüş yaptı?

Bilmiyoruz, basın sormalı!

Güya, anlaşma metninde “Füze Kalkanı” projesindeki hedef ülkenin İran olduğu belirtilmemekle Türkiye “başarı” kazanmışmış... Bakar mısınız şu komediye...

Anılan ülkenin İran olduğuna dair isim zikredilmemekle sanki sonuç değişecekmiş gibi... Üstelik bunu deklere etmek İran’a garezli bakmak demektir...

Bunu de; “istediğimiz aldık”, “Lizbon’da büyük başarı”, “Batıya karşı hükümetin zaferi” türünden manşetlerle düzeysizlik ucuzluğunu yapmak ancak Türkiye’deki “çukur kültür” erbabına yakışır... Türkiye’nin dışında bir başka ülkede görülebilecek bir durum değildir...

Elin oğlu Bay Sarkozy çıkıp açıktan bunun İran’a karşı kurulduğunu söylüyor; hem de Türkiye’nin davranışına “atıf” yaparak, “biz kediye kedi deriz” diyerek, net tavrını ve projenin amaç ve hedefini açıklayarak...

Antlaşma metnine İran isminin girmesini istememek demek, aslında İran’a karşı samimiyetsizlik demektir.

Birleşmiş Milletlerde İran’a “yaptırım” oylamasında Türkiye, İran lehine oy kullanarak ne kadar takdir gördüyse, hem içerde hem de dışarıda, bu Füze Kalkanı konusundaki tavrı her şeyi alt üst etmiştir!

Güya, İran ismini yazmamakla Türk halkı ve İran kandırıldığı sanılıyor; galiba, millet “koyun sürüsü” addediliyor!

**

O Tayyip Bey aranıyor...

Burada tarihi bir olayı da hatırlatalım; İşgalciler İstanbul’u işgal ettiklerinde; mücadelenin başlatılması için ricacı olarak makama giden heyete Padişah Vahdetin karşısındakilere; “bu millet sürüdür, sürüye bir çoban lazım, o da benim” diyerek Türk milleti hakkındaki niyetini açıklamış ve işgalcilere karşı mücadele edilmesine taraftar olmamıştı...

Bari siyaset erbabı zatlar da çıkıp Vahdetin kadar “açık” ve “net” olsalar, millete karşı..!

Böyle komik bir “gizleme” ile İsrail için yapılacak “fedailiğin” gizleneceğini sanmak çok safça bir yaklaşım olmaz mı..!

Peki, mademki İsrail’e “jandarmalık” yapacaktı Türkiye; nerede kaldı Davos Fatihi Tayip Bey?

“One Minute-van münit” çıkışına ne oldu; buharlaştı mı; gerçekten söylendiği gibi senaryo muydu o?!

Seçim arifesinde Başbakan Tayyip Bey’in Konya meydanında İsrail’e yönelik şu sözleri dimağlarda ve kayıtlarda saklıdır!

Tayyip Bey diyordu ki;

“Kudüs’ün kaderi ile İstanbul’un kaderi aynıdır!” Başka ne diyordu;

“Gazze ile Ankara aynıdır!”

Daha başka;

“Ramallah ile Konya aynı kaderi paylaşır!” diyordu...

Yetmedi;

Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanına; “Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz!”

Derken sahneyi terk eden o Başbakan Tayyip Bey nerede şimdi?

Nerede kaldı tüm bu söylemler!

Dünya sırtını dönse bile Türkiye Filistin’in yanında yer alacaktı?

Mavi Marmara baskınında 9 Türk vatandaşını katleden İsrail af dilemedikçe, tazminat ödemedikçe her türlü ilişki askıya alınacaktı?

Düşünelim; iki zıt şey hem doğru hem yalan olamaz; Başbakan Tayyip Bey’in söylemleri ya doğru değildi ya da NATO zirvesinde İsrail’i koruyan kalkan için atılan imza...

Sözün özü; bu sonuca göre NATO zirvesinde Türkiye, İsrail’in koruma polisliğini kabul etmiş olmuyor mu?

**

Samimiyet testi...

Başbakan Tayyip Bey’i haşa “peygamber” mertebesinde gören geri zihniyet, O’na “sultan”, “padişah”, “halife” yakıştırması yapan beyni yıkanmış menfaatçilere, mütedeyyin vatandaşın sizlere bazı soruları olacak;

Hani siz mukaddesatçıydınız!

Hani siz kendinizi Filistin davasına adamıştınız!

Hani siz İHH bünyesinde Gazze’ye zafer taşıyordunuz!?

Hani kendini “İslam mücahidi” diye ilan etmiştiniz!

Ne oldu sizlere, nerelere saklandınız, niye yoksunuz?

Neden Başbakan Tayyip Bey’e ses çıkarmıyorsunuz?

Düşman ilan ettiğiniz İsrail’e koruma kalkanı Türkiye’den...

Bunu yapan da Başbakan Tayyip Bey...

Anlaşılan odur ki esas amaç; Filistin filan değil, sadece ve sadece siyasi istismarmış..!

**

Irak’taki işgale suskun olmak...

Bir hususu daha hatırlatalım; Irak ABD tarafından işgal edildi; 1,5 milyona yakın masum insan katledildi; 3 milyon yetim çocuk kaldı geride; ırzına geçilen Müslüman kadınların sayısı hiç bilinmiyor...

Fakat tüm bunlara rağmen ABD’yi desteklediniz...

Aleyhinde tek demeç olsun konuşmadınız...

Acaba iktidardan düşürüleceğinizden mi korktunuz?

Şimdi de İsrail’e polislik yapılmasına ses çıkarmıyorsunuz, çünkü ağababa, yani ABD öyle istiyor!

Yalan mı?

Allah’a bu nasıl inanç, bu nasıl iman etmek; bu nasıl Müslümanlık, bu nasıl iş!!! 

Eğer samimi olsaydınız, yapılan zulümlerin hepsine karşı çıkardınız...

Menfaatinizin olduğu yerde de susmazdınız...

Hatırlayalım; Gazze’ye yardım götüren geminin saldırıya uğramasını... Filistin bayraklarını alıp sokağa doluşanlar, TV ekranlarından İsrail’e “ölüm” diyenler, İsrail bayrağı yakanlar, neredesiniz?

Bakınız dün “düşman”, “katil” ilan ettiğiniz İsrail için Başbakan Tayyip Erdoğan koruma kalkanı yapıyor, Türkiye’de...

Taktığınız samimiyet maskeniz yine düştü...

Kandırmacınız, foyanız açığa çıktı!

Hani siz Hz. Muhammed’in ümmeti idiniz!

Ne oldu bu Müslümanlığınıza?!

**

Zıt iki davranış...

Hatırlatalım; ABD’nin baskısıyla, Birleşmiş Milletlerde İran’a yaptırım uygulanmak üzere oylama yapılmıştı ve Türkiye bu teklife “hayır” demişti... Alkışlamıştık…

Peki, şimdi ne yapıyor Türkiye?

Bırakalım yaptırımı da, İran’a açıktan savaş cephesi açılıyor!!!

Bu nasıl bir dış politikadır ki, esen rüzgâra göre yön değiştiriyor, karar veriyor! Kısa zaman diliminde birbirine “zıt” kararlar alan bir Türkiye’yi bundan sonra kim ciddiye alır?

İlginçtir; Başbakan Tayyip Bey ne zaman ki Ortadoğu ülkelerine seyahate gidiyor; İsrail’e yönelik başlıyor “şahince” konuşmalara; asıp-kesmeler, esip-savurmalara...

Buradaki insanlar da kısmen de olsa inanıyor ve aldanıyorlar...

Lübnan başbakanı Harriri’ye TELEKOM satılmıştı; yani şu andaki Türk haberleşme sistemi bir Lübnanlının elinde... Basın haberlerine göre milyonlarca dolar kâr sağlamış... Her telefon konuşmamızla Harriri’ye para akıtıyoruz... Ne güzel bir döngü!!!

Kim Harriri’nin yerinde olsa, BaşbakanTayyip Bey için daha fazla kalabalık toplardı...  Eh, ahde vefa gerek...

İlginç olan bir nokta daha; Türkçe konuşan Başbakan Tayyip Bey’i dinleyen Lübnanlı vatandaşlar meğer hepsi Türkçeyi biliyormuş (!) da kimsenin haberi yokmuş!

Ne güzel sessizce dinliyorlar, alkışlıyorlar değil mi?!!

Başbakanımızın son Lübnan gezisindeki durum tam da bunu ispatlıyor...

Fakat son İnternet yayınlarından anlaşılıyor ki; Türk vatandaşlarını kandırmak için pompalanan “komşularla sıfır sorunlu dış politika” iddiası yalanmış!

Hem güya Müslümanların liderliğine soyunup İran’ın nükleer bomba yapmasına göz yumacaksınız, hem de ağababaların dayatmalarına “eyvallah” diyeceksiniz!?

Bu durumda ister istemez şu soru akla geliyor; Dünyanın hangi ülkesinde iç politikaya endeksli dış politika uygulanıyor, Türkiye’den başka!?

**

Yeni muhaliflerimiz / düşmanlarımız...

NATO ambalajıyla Türkiye topraklarında kurulacak “Füze Kalkanı” sistemi, İran’dan İsrail’e yönelik muhtemel füze saldırısını önlemek için olduğunu Okyanus dibindeki planktonlar bile biliyor artık... Hal böyle iken İran bilmeyecek!.. Suudiler bilmeyecek!.. Mısır bilmeyecek!.. Suriye bilmeyecek!.. Bunlar mümkün mü? Tüm Arap dünyasıyla hem “yakın” hem de “uzak” durmanın getirdiği “ikili” oynama politikanın sonunda yeni muhalifler yaratılmıştır!

Düşmanıma “dost” olanın “düşmanım” olarak algılandığı gerçeğini kim inkâr edebilir? Buyurun şimdi İran’a, Arabistan’a, Mısır’a, Suriye’ye bu füze koruma kalkanını anlatınız... Hani “sıfır sorunla komşuluk” nerede kaldı?

**

Sonuç...

Siyasi iktidarın “İsrail düşmanlığı” yalanına inanıp aldanan sevgili samimi mütedeyyin Müslüman kardeşlerim, artık gerçeği görünüz; inançlarınızı sömürenlere verdiğiniz desteği çekiniz. Dininize, mukaddesatınıza sahip çıkınız; onu size karşı “silah” olarak kullanan kandırmacılara kanmayınız... Sizleri “İslam” ve “Allah” lafzıyla kandıran, aldatan politikacılara destek vermeyiniz; seçimlerde verdiğiniz her reyin hesabı size Mahşer gününde mutlaka sorulacaktır. Bunu asla unutmayınız... Bizden hatırlatması...

www.r-demir.com

Yayın Tarihi
11.01.2011
Bu makale 8792 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
İrtica diye gürleyenler VATAN satılırken NiçiN sessiz? 28 Şubat?ta ?minareyi? çalanlar, ?irtica?dan bir ?kılıf? hazırlamışlardı. Ortalık velveleye verilip ??Laiklik elden gidiyor?? yaygarasıyla; DEVLET ?SoYuLuP soğana? çevrilmişti. Ama artık mızrak, ?çuval?a sığmamaktadır. Aynen İtalya?daki P2 MaSoN LoCası skandalında olduğu gibi bir skandalla karşı karşıyayız. Türkiye??yi yöneten kadro, düne kadar sadece itham ediliyordu. Ancak son dönemdeki gelişmelere karşı tutumları, ithamları boşa çıkardı. Çünkü, bireysel acizlikleri, yetersizlikleri, liyakatsizlikleri ve maalesef yetkilerini ve akıllarını kullanmakta gösterdikleri ?kasıtlı tutukluk? ülkemizi felakete doğru sürüklemektedir. Bu sebeple, bireysel yetersizlikler devlet yetersizliğine; bireysel acizlikler, kurum ve devlet acizliğine; bireysel liyakatsizlikler devlet liyakatsizliğine dönüşmeden yukarıda adı geçen tüm makamlardakileri istifaya davet ediyoruz. 17 Ağustos 2005 Yeni Başkent İstanbul mu, KuDüS mü? www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=4936 www.bhaber.net/haber/910-masonlardan-39ulusal-mutabakat-hukumeti39.html www.kackargazetesi.com/yazar_848__Ortadogu--nun-Frankestayni-Israil.htm www.kackargazetesi.com/yazar_115__Amerika-Kurt-Devletimi--Istiyor.htmll www.yenidenergenekon.com/237-basbakandan-israile-agir-sozler/ www.kayseri.net.tr/yazar.asp?yaziID=10611 www.kumkale.net/yazi.asp?id=893 . . saygılar

Arslan Bulut 11.04.2012

/237-basbakwww.yenidenergenekon.com/wp-content/uploads/2008/11/somurgecilik_yontemleri_ve_bunu_yikan_ataturk.pdf www.yenidenergenekon.com/871-israil-gazetesi-orta-doguda-yeni-devletler-kurulacak/ www.yenidenergenekon.com/957-turkiyedeki-radarlar-israili-de-koruyacakmis/ www.yenidenergenekon.com/594-israil-irani-vuracak-mi/ www.yenidenergenekon.comandan-israile-agir-sozler/ www.kayseri.net.tr/yazar.asp?yaziID=10171 İran ile ilişkilerimizde ABD'den izin almamız gerekmiyor www.kumkale.net/yazi.asp?id=1159 saygılar

Kemalist Hayran 17.03.2012

İSRAİL’E YAPTIRIM, FÜZE KALKANI İHANETİNİ ÖRTER Mİ ? kutahyagercek.com/koseyazilari/israil%E2%80%99e-yaptirim-fuze-kalkani-ihanetini-orter-mi.html elinize sağlık saygılar

Mukaddes Bulut 17.02.2012

Füze kalkanı tuzağına düşmeyelim www.kumkale.net/makaleler/00401.html

Dr. Tahir Tamer Kumkale 14.09.2011

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!