Bizim halkın bir söylemi var.
“Ağzı olan konuşuyor” derler.
Başbakan da sözün nereye gideceğini hesap etmeden ağzına geleni söylüyor.
Nazımın yanına Kürt Said’i de koyuveriyor.Tabi, diğer değerlerimizi de ihmal etmiyor.
Nazım’ı gerçekten anladığı konusunda kuşkum var.
Bunları duyunca Kemal Sülker’ in “NAZIM HİKMET Gerçek Yaşamı” adındaki 1137 sayfalık kitabına baktım. Sayfaların çoğunda verilen bilgilerin altını çizmişim. Kuşkusuz hepsini aktaracak değilim ama dikkat çeken satırları ve söylediklerini aktarmaya çalışacağım.
Dostlarıyla söyleşirken Hamdi Şamilof adındaki dostu Resimli Her şey Dergisi’nde Nazım’ın ilk şiiriyle son şiirinin bir arada basılmasının, okuyucuya şiir alanındaki gelişmeyi göstermesi bakımından yararlı bulduğunu söyler. Nazım “Sağol” dedikten sonra:
“İspanya’da faşizmin içyüzünü anlatacak bir çeviriyle uğraşıyoruz bu günlerde. Ama faşizmin bütün gücüyle burada da egemen olmasına çalışan iç ve dış güçler var.(Bu gün Türkiye’de olanları anımsayın) bunlar uç vermeye başladı.Bakalım sonu nereye varır.(Adresine ulaşmaya çalışıyor) Doğrusu kuşkuya düşüyorum.”
İspanya iç savaşından, Franko’dan söz ettikten sonra Nazım şunları söyler:
Kurtuluş savaşımızda anası ve kızıyla, oğlu ve babasıyla yurdunu korumak için çırpınan bu halk,elbette,buraya gönderilecek yabancı lejyonlara göz açtırmaz.Ama Şamilof, Hitler’e hayran olanlarımız türüyor. Bizde yerli ‘lejyonlar’ dan medet umacak ırkçı akımların tertipçileri var gibi geliyor bana.Bunun için faşizmi deşifre etmeye mecburuz.” (Nazımın bu sözlerini bu gün için söyleyin, tıpa tıp uymuyor mu?)
Bir ara yeni bir şiirinden söz edilir.Şiirin adı YÜRÜMEK’ tir.
İzninizle YÜRÜMEK şiirini tümüyle aktarmak istiyorum.
YÜRÜMEK
Yürümek,
yürümeyenleri arkada boş sokaklar gibi bırakarak
havaları boydan boya yarıp ikiye
bir mavzer gibi
karanlığın gözüne bakarak
yürümek!...
Yürümek;
dost omuzbaşlarını
omurlarının yanında durup
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!..
Yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını
bilerek
Yürümek!..
Yürümek;
yürürken
gülerken
yürümek!...
Bir de Kerim Sadi’nin yayımlanmamış “Nazımname” adlı yapıtından söz edilir.
Kerim Sadi anılan yapıtında Nazım için şunları söyler:
Nazım Hikmet yaşadığımız devirin en büyük şairlerinden biridir. Fuzuli’nin, Nedim’in ve Şeyh Galip’in önünde.Mevlana, Shakespare ve Mayakovski ile yan yana yürüyecek muazzam çapta bir sanat dehası.Taş ve beton örtülü bir milli hazine!Nazım Hikmet,Ekim Devrimi’nin çelik memelerinden içimiş bir dev yavrusudur.Namık Kemal,onun yanında saçlı sakallı bir taş bebek: ve ‘ilhamını Fransız romantik mektebinden alan’ Hamid, meyveleri kurumuş ihtiyar bir ağaç gibidir.Onun Mikel Ancello gibi ızdırap içinde yattığı şaheserler,edebiyat dünyasında yüzümüzü ağartacak ve yarın bütün insanlık bu eşsiz sanat ürünleri ile övünecektir.”
Size Nazım ile ilgili kısaca bilgiler aktarmaya çalıştım.