Dehşet Tanrıları

Kanımca en çok erkeklerin başına gelen, çağımızın hastalığı. Etrafımızda bunca cahil insan varken bir takım eylemleri yapmaktan hiç üşenmeyen! Ama iş eline kitap alıp iki okumaya gelince üşenen onca insan var ki… Eğitim şart deniyor ya! Nerdeee…

Her şeyden önce eğitim liseden, üniversiteden sonra bitmiyor. Aslında eğitim hiç bitmiyor. Yaşadığımız sürece öğrenecek o kadar çok şey var ki! Ben oldum diyenin inanın daha çok yolu vardır. Okumadan, yalayıp yutmadan, insanlar nasıl yeni bir şeyler öğrenebilirler ki?

***

Bu hafta fobiler ilgimi çekti ve ufak bir araştırma yaptım. Meğer ne çok fobileri varmış biz homosapienlerin. Öncelikle fobi ne demek oradan başlayalım.

Fobinin sözcük anlamı; bir şeye karşı duyulan korkunun, bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi halidir. Yunanca ‘phobos’ kelimesinden gelir ve ‘phobos’ Yunan mitolojisinde Dehşet Tanrısıdır.

Fobi aslında bir anksiyete bozukluğudur ve fobisi olanların mutlaka bir psikoloğa gidip yardım almaları gerekir çünkü tedavisi var. Freud’a göre ise; fobiler bilinçaltı çatışmalarıdır.

***

Üşenmedim ve saydım neredeyse ufak bir fobi sözlüğü var ve benim sayabildiğim 140 adet (ondan sonra pes ettim) adı konmuş (ve bunlar oldukça enteresan adlar) fobi var. Bazı ilginç bulduğum örneklerden vermek isterim;

Yer fıstığı ezmesinin yerken damağa yapışmasından duyulan korku: Arakibutirofobi!

Ayın 13’ünün Cuma gününe gelme korkusu: Dekatriaparaskevifobi

Korkmaktan korkma: Fobofobi

İslamdan ve müslümandan korkma: İslamofobi

Sarı renkten korkma: Ksantofobi

Politikacılardan korkma(!): Politikofobi

Güzel kadınlardan korkma (!): Venüstrafobi (Bu arada bu isimleri kimler koydu gerçekten çok merak ediyorum) Ve daha nice enteresan örnekler.

***

Asıl konumuza gelelim; kitaplardan korkma ise ‘bibliyofobi’ olarak tanımlanıyor. (Tabi bazı kitaplar insan yeme özelliğine sahiptirler!) Şaka bir yana, insanlar kitaplardan neden korkar ki? Yeni bir şeyler öğrenmekten mi yoksa bildiklerini zannettikleri şeyin yanlış olduğunu öğrenmekten mi çekinirler? Yoksa yeni bir şeyler keşfetmek zor mu gelir? Ya da bu insanlar çok ‘yobaz’ da ilmi ve bilimi mi reddediyorlar?

Peki bu vatandaşlar nasıl okula gidiyorlar? Nasıl öğreniyorlar? Kendilerini nasıl geliştiriyorlar? Ve de neden erkeklerde daha fazla görünüyor? Gene şaka, öyle bir istatistik yok ama şu da bir gerçek ki çoğu erkeğin kitaplara karşı alerjisi var, en azından benim tanıdıklarımın yüzde 98’i diyebilirim. Acaba onlarda da biblifobi mi var?

***

İstatistik demişken; Gallup firmasının yaptığı bir araştırmaya göre, nüfusa göre kitap okuma oranları şöyle:

Japonya    % 14

ABD            % 12

Almanya   % 11

İngiltere    % 11

Türkiye      % 0,01

           

Toplum olarak böyle okumayı çok sever ve devam edersek sonunculuğu kimseye kaptırmayız merak etmeyin! Hadi, hayırlı uğurlu olsun…

Bol kitaplı günler dilerim…

 

DÜŞÜNMEK LAZIM…

Gittiğimiz yere gelince, nerede olacağız?

 

GÜNÜN SÖZÜ

Hayatta ancak nişan aldıklarımızı vururuz.

Herry David Thoreau

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
15.10.2009
Bu makale 4971 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
cok guzelsin keske sen bi kitap olsan da bende okusam ve omrumu alsa okumasi hehe

cem seren 25.01.2010

Sayın Kurt, Ülkemiz de çok az kitap okunduğunu biliyoruz. Elinize sağlık, güzelde istatistikler vermişsiniz. Ancak merak ediyorum, bay-bayan oranı nedir acaba. Teşekürler

necdet alkandemir 10.11.2009

doğru söze ne denir.

hanife demirci 23.10.2009

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!