Koza açılımı

Bundan 9-10 yıl önce Alanya’nın bilumum cadde ve sokaklarına parke taşı döşenirken ne de heyecanlanmıştık hatırlayın...
Alanya’yı modern kentsel dönüşüme götüren süreç de başlamıştı sanki...
Bugün parke taşı ile döşenen yollar ve kaldırımlar “vaka-i adiye” haline geldi ne yazık ki...
Emişbeleni’nde de parke var, Sarıveliler’de de...
Alanya’nın öncülük ettiği kentsel dönüşüm, bugün olağan şehircilik anlayışı haline dönüştüyse bundan ancak onur duyulur!
Her konsept en başta orijinaldir, güzeldir, çekicidir.
Her güzel şey bir süre sonra kanıksanır, orijinalliğini ve çekiciliğini kaybeder.
Parke taşlı kaldırımlar ve sokaklar gibi!
Artık farklı şeyler konuşmanın ve yapmanın zamanı diyordum hep…
Alanya’yı uçuracak yeni konseptlere ve projelere ihtiyaç var diyordum sürekli…
Şimdilerde, ALTSO’nun öncülük ettiği KOZA projesine burun kıvıranları anlamakta zorluk çekiyorum.
KOZA bir açılımdır bu şehir için…
Adını ne koyarsanız koyun, bu şehirde yeni bir şeyler söylemenin ve yapmanın ta kendisidir.
ALTSO’yu, başkan Kerim Aydoğan’ın şahsında kutluyorum.
Alanya’da mikro projelerden, makro projelere ve projeksiyonlara geçişi sağlamak adına atılan bu adım tebriğe ve takdire layık…
Karayolları arazisi ve sanayi birleşimiyle ortaya çıkacak alana yapılacak dev bir kültür park nefes aldırır bu şehre...
Alanya’nın en eski yerleşim yeri Tophane’de, batılıların deyimiyle bir “old city” (eski şehir) sosyal yaşama katılabilirse Alanya’nın katma değeri ikiye katlar.
Bu iki proje bile şehrin toplam yaşam kalitesine en büyük katkıyı yapar ki, şu anda Alanya’dan birer ikişer kaçan yabancıları bile geri dönmeye mecbur eder.
Bu iki proje için Alanya’nın önünde iki ayrı örnek var.
Antalya’daki Kültür Park ve İstanbul’daki Fransız (Cezayir) Sokağı...
Fransız Sokağı, bizim Tophane’nin minyatürü bile değil...
Taksim’in eteğindeki Çukurcuma’da sıradan bir yokuş ve bu yokuşu dikine kesen bir çıkmaz sokak…
20-25 yıl önce daha çok Sakızlı Rumların oturduğu bu sokak, son yıllarda Romanlar ve doğulu ailelerin ikametgahı olmuş…
Cezayir Sokağı’nın diğer eski İstanbul sokaklarından hiç bir farkı yokmuş... Taa ki, projenin mimarı Mehmet Taşdiken burayı keşfedene kadar…
Taşdiken’in yarattığı konsept, Alanya için de geçerli olabilecek bir model neden olmasın? Bakın ne diyor bununla ilgili Taşdiken:
“- Bu proje de gösterdi ki, sorun bir finans sorunu değil, bir organizasyon meselesi. Yeter ki, bir şeye inanın ve inatla üzerine gidin. Sorunun çözümünü sadece belediyelere, bakanlıklara bırakmak bence topu kamusal bir boşluğa atmaktır…”
Şimdi gelelim; Fransız Sokağı’ndan Alanya için bize düşen ev ödevine…
Alanya’nın tarihi ve turistik dokusunu en iyi yansıtan bölge Tophane’dir kuşkusuz.
Tophane olamıyorsa, eski merkez çarşının dar sokaklarında belki…
Burada bir değil bir kaç tane Fransız Sokağı yaratmak mümkün… Hem de farklı konseptlerde…
İlla Fransız olacak diye bir kural da yok… Osmanlı olur… Selçuklu olur… Türk… İtalyan… Rum… Roma… Hepsi de olur…
Hülasa…
KOZA kırıldı bir kere…
İpeği eğirmek artık ustaların maharetine kalmış…