Bağışıklık sistemi ve beslenme

         Sonbaharla birlikte kış ayları grip ve soğuk algınlığına en çok yakalandığımız dönemlerdir. Bu dönemlerde daha kalın giysiler giyerek vücudumuzu soğuktan korumaya çalışırken metabolizmamızı kışa nasıl hazırlayacağız?

Kış mevsimine girdiğimiz şu günlerde metabolizmamızı da koruma altına alıp daha da güçlendirmeliyiz. Bunun en etkili yollarından biri "yeterli ve dengeli" beslenmedir. Bu her yaş grubu için geçerlidir. Özellikle enfeksiyonlara karşı daha duyarlı olan çocuklar, gebeler ve yaşlılar için beslenme daha da önem taşır. Yeterli ve dengeli beslenme gün içinde her besin grubundan yeterli miktarda almakla sağlanır. Böylece ihtiyacımız olan protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineralleri de almış oluruz.

Dünya Sağlık Örgütü bu dönemde vücut direncindeki azalmaya dikkat çekerek antioksidan etkiye sahip olduklarından A, C, E vitaminlerin, selenyum, çinko, magnezyum gibi minerallerin, Omega- 3 ve Omega - 9 yağ asitlerinin alımını artırmayı önermektedir. Tabi bu öğelerin besinlerden doğal olarak alınması gerekmektedir. Aksi taktirde hekim kontrolünde olmadan preparat kullanımı kansızlık, şiddetli baş ağrısı, sinirlilik, saç dökülmesi ve bulantı gibi birçok yan etkiye yol açabilmektedir. Biz preparattan ziyade doğal beslenerek bağışıklık sistemimizi nasıl güçlendirebiliriz ve aynı zamanda hangi besinlerden yememiz gerekir bunları öğreneceğiz.

Limon, portakal,mandalina, dolmalık biber, maydanoz, kivi ve greyfurt bol miktarda C vitamini bulunur. En duyarlı vitamindir. Bu nedenle uzun süre bekletme, ışık, ısı gibi her türlü dış etmenle kayba uğrar.

Yaraların kapanması, amino asit metabolizması, demir, kalsiyum ve folik asidin vücutta kullanımının sağlanması için gereklidir.

Bağışıklık sisteminin güçlü olmasına da yardımcı olur. Antioksidan özelliği ile kalp hastalıklarını ve kanseri önleyici görev alırlar.

Turuncu, kırmızı ve yeşil sebze ve meyvelerde bol miktarda bulunan beta karoten de bağışıklık sistemi hücrelerinin sayısında önemli derecede artış sağlar. Bu vitamini içeren gıdaları tüketmekle hem bağışıklık sistemini güçlendirmiş, hem de kanserden korunmuş oluruz. Beta kroten vücutta A vitaminine çevrilerek dolaylı yarar da sağlamaktadır.

A vitamini, havuç, ıspanak, kabak ve domateste vardır. A vitamini kandaki beyaz hücre aktivitesini artırarak kanser tümörleriyle savaşmaya yardım eder. Bir orta boy patates günlük A vitamini ihtiyacının yaklaşık iki katını karşılar. A vitamininden zengin diğer besinler karaciğer, havuç, ıspanak, brokoli, marul, kayısı ve kavundur.

E vitamini, İyi bir antioksidan kaynağıdır. Kalp hastalıkları, kanser ve katarakta karşı koruyucu etki gösterir.Bağışıklık sistemini güçlendirir. A vitaminin emilmesine yardımcı olur. Yaşlıların, aşırı alkol tüketenlerin ve hipertroidi olanların daha fazla E vitamini gereksinmesi vardır.

Bitkisel yağlar, ay çekirdeği, yer fıstığı, yeşil yapraklı sebzeler ve kepeği ayrılmamış un E vitamini içermeleri nedeniyle

önemlidirler.

Serbest radikallere karşı savaşmak için aldığımız bütün besinler önemlidir fakat bağışıklık sistemini desteklemek amacıyla yapılan diyetin göz önünde bulundurulması gereken spesifik yönleri vardır. Savunmaya yönelik yemeyi planlıyorsak yağ ve kolesterol tüketimi, protein alımı ve diyet lifi de en az aldığımız besinlerin çeşitliliği kadar önemlidir. Bu noktada yağlı ve bol salçalı etlerden ve fazla miktarda şeker

tüketiminden de kaçınmak gerekir. Araştırmalar, şekerin akyuvarların bakterileri yutma ve yoketme yeteneğini azalttığını

 göstermiştir. 100 gram şeker içeren bir içeceğin 2 saat içinde bağışıklık işlevlerini yarı yarıya düşürdüğünü ve bunu en az 5

saat sürdüğü belirtilmektedir.

Vücut için vitaminler kadar önemli bir grup madde daha vardır ki; onlar da minerallerdir. Mineraller olmadan vitaminler görev yapamazlar. Mineraller kemik, diş, yumuşak doku, kas, kan sinir hücrelerinin yapısında bulunur. Hormon üretimi, sinirlerden mesaj iletimi gibi birçok biyolojik reaksiyonda, reaksiyonu hızlandırıcı rol oynarlar. Kalsiyum, iyot demir, magnezyum, fosfor, potasyum, selenium, sodium, çinko en önemlileridir.

           Minerallerden çinkonun; bağışıklığı güçlü tutmada önemli rolü vardır. Vücutta enfeksiyon olduğu zaman bağışıklık hücrelerini çoğalması, ve hücreleri harekete geçiren kimyasal maddelerin salgılanması için çinkoya gereksinim duyarız. Aynı şekilde demir, bakır, ve selenyum da bağışıklık sistemini iyi çalışması için gereklidir. Demirin en iyi kaynakları kırmızı et,pekmez,yumurta sarısı,kuruyemişler,yeşil yapraklı sebzeler ;Deniz ürünleri, etler, bira mayası, kuru baklagiller ve mantar da çinkonun önemli kaynaklarıdır. Antioksidan olarak adlandırılan selenyum bağışıklık sistemini güçlendirir. Kalp hastalıkları ve kansere karşı koruyucu etki yaratır.

Balık, tam tahıllar, brokoli, lahana, kereviz, salatalık, soğan, turp, sarımsak, mantar, yumurta, ay çekirdeği selenyum için iyi kaynaklardır.

           Özetleyecek olursak bağışıklık sistemini ayakta tutabilmek için beslenmede çeşitlilik sağlamalıyız. Renkli bir beslenme, doğru pişirme  ve doğru saklama koşulları,günde 2 litre su alımı,ve de düzenli egzersizle birlikte hızlanan kan dolaşımı bizi kış aylarındaki hastalıklardan koruyacaktır. Ispanak, brokoli, pazı, havuç, limon, turunçgiller, kuru meyveler, elma, armut, kivi, avakado gibi besinler kış aylarında sofranızdan eksik olmasın.

         Sağlıklı günler...

 

 

Yayın Tarihi
31.10.2009
Bu makale 10090 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!