Evet sevgili dostlar...
- Bir memleketin sosyal ve kültürel yapısı çatırdamaya başlarsa,işte o zaman kıyamet yakın demektir!
Mustafa Kemal Atatürk ile başlamıştı her şey..
Sanatçılar tüm alanlarda,onun varlığı ile yaşama yeniden tutunmuşlardı adeta!..
Tiyatro sanatları başta olmak üzere,Cumhuriyetten bugüne kadını ve erkeğiyle tarihe mal olmuş yazarlarımız, şairlerimiz ve bestecilerimiz pek çok sayıda esere imza attılar ve dünya çapında göğsümüzü kabarttılar günümüze kadar.
Şunu açık seçik söylemeliyim ki,penceremden bakıyorum ve bugünlerde derin bir korku kaplıyor içimi!!
Artık ne o eski bestelerden ve bestecilerden eser kaldı,nede o ölümsüz bildiğimiz sesler ve yorumlar yetişiyor!
Aklıma,neden böyle olduk ve niçin bu kadar yozlaştık diye bir soru sormak geldiğinde ise,Atatürk ile başlayan Cumhuriyet tarihini ve onun ölümünden sonraki gelişmeleri masaya yatırmak zorunda kalıyorum.
Cumhuriyet tarihi boyunca yetişen bunca sanatçı bestekarlar arasında,Münir
Nurettin SELÇUK,Sadi HOŞSES,Erol SAYAN ve benzerleri gibi birçok gönül ve ruh insanının günümüzde yetişemiyor olması çok ilginç geliyor bana?
Kulaklar aşırı zafiyette esir olmuş durumda ve kendi genel kültürümüz arasında yer alan Türk Sanat Müziğinin alıştığımız nağmelerini dile getirecek seslere bile hasret kaldık maalesef!
Sizce de ilginç değil mi?
Nerede o Müzeyyen SENAR’LAR,nerede o Mustafa SAĞYAŞAR’LAR,nerede o Zeki MÜREN’Lİ yıllar?
Türkiye Cumhuriyetinin nüfusu 18 milyon iken yetişmeye başlayan geçmişteki bunca sanatçıya karşılık şimdilerde 85 milyonlarla ifade edilen bir nüfustan neredeyse yok denecek kadar az yorumcu ve bestekar çıkması da yaşanmakta olan zafiyetin bir eseri olsa gerek diye düşünüyorum.
Sanata ve sanatçıya gösterilmesi gereken ilgiyi aslı olmayan başka alanlara dikkat çekerek yok etmeye mi çalışıyoruz diye de endişeleniyorum açıkçası!
Hastalıklar eskiden de vardı fakat,tedaviler koskoca bir toplumu ayağa kaldırıp korkutarak yapılmaz,insanlara moral vererek ve milletin sosyal ve kültürel olgudan kopmasını engelleyerek yapılırdı!
Bir Cumhuriyet Bayramını daha geride bıraktık ve büyük Atatürk 1938 yılında ayrılmıştı aramızdan!!
Onun ölümünden sonra bizler ‘ne değişti de değiştik diye düşünüyor’ kulaklara hoş gelen sedaları hatırlayarak ve kimseye muhtaç olmadan,kendi kendimizi tedavi edebildiğimiz günleri özlüyorum doğrusu!!
SAYGILARLA...