Türkiye’ye kimler geliyor?

Türkiye’ye kimler geliyor? Turist profilimiz nasıl? Biz kimlere hitap ediyoruz? Bu sorular hemen hemen turizmle ilgili her toplantıda gündeme gelir. Birçoğumuz bu tür sorulara muhatap olunca, kimi zaman gözlemlerimize göre, kimi zaman sadece kendi otelimiz ya da çalıştığımız gruptaki misafir profiline bakıp yanıtlar veriyoruz.

Turizme ilişkin geniş çapta araştırmalar yapmak genellikle kamu kuruluşlarının işi olmalıdır. Bu çaptaki araştırmalardan elde edilecek veriler, bilgiler turizmle ilgili herkesin hem mevcut durumu, hem de ileriyi görebilmesi için şarttır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsayan, Türkiye’ye gelen turist profili belirlemek üzere yaptığı araştırma bize bu konularda en doğru ve sağlıklı bilgileri veriyor. Bu bakımdan TÜİK yetkilerine teşekkür etmek gerekir.

Ülkemize girişlerin en yoğun olduğu üç aylık dönemde bu araştırmayı yürütmüşlerdir. Elde edilen sonuçlar, belki çoğumuzun bildiği verilerdir. Ancak, bu araştırma sayesinde daha sağlıklı sonuçlar alındığını düşünmekteyim.

TÜİK verilerine göre araştırmanın yapıldığı dönemde gelen turist sayısı, 10 milyon 200 bin 750 kişi. Bunların yüzde 70’inin orta gelir grubunda, yüzde 15.6’sının ise yüksek gelir grubunda yer aldıkları gözlenmektedir. Yıllardan beri turizm sektörünün birçok kesiminden, “Bize zengin turist neden gelmiyor?” diye sorular dile getirilir, sesler yükselir. Araştırmanın yapıldığı dönemde bu sayı, 1.5 milyon kişi. Yıl bazında baktığımızda ise bu rakamın iki katı olduğunu tahmin edebiliriz. Yani 3 milyon kişi. Bu sayıyı şüphesiz herkes arttırmak ister. Ancak, bu gelir gurubundaki kişileri ülkemize çekmek için nasıl bir plan ve strateji oluşturmalıyız? Sorusuna yanıt için geniş daha geniş çaplı araştırmaların da yapılması gerektiğini unutmamalıyız.

Gelen turistin çalışma durumu incelendiğinde de, yüzde 54’ünün ücretli bir işte çalıştığı, yüzde 15’inin iş sahibi, yüzde 11’nin ise öğrenci olduğu anlaşılmaktadır. Gelenlerin yüzde 41’i otellerde, yüzde 27’si kendi evinde, yüzde 26’sının ise arkadaş ve akrabalarının yanında kaldığı anlaşılmaktadır. Bu verileri değerlendirecek olursak, gelenlerin yüzde 53’ünün bir şekilde otel dışında kaldığını görüyoruz. Bu dönemle ilgili elimizde gelenlerin milliyetleri ile bilgiler olmadığı halde, bunların bir kısmının Türk veya ülkemizde evi olan yabancılar olduğunu anlayabiliyoruz. Oysa, birçok kişi havalimanı giriş rakamlarına bakarak, “Bu kadar giriş var. Konaklama işletmelerinde doluluklar düşük! Bu adamlar nereye gidiyor?” diye soruyor. İşte araştırma sonuçları bize gerçeğin böyle olmadığını yansıtıyor.

Tabii araştırma anket yöntemiyle yapıldığı için, yolculuk yapan kişinin bu sorulara ne kadar doğru yanıt verdiğini bilemiyoruz. Bazı kişiler, anketlerde kendi mali durumlarını, kazançlarını söylemekten kaçınırlar ya da formları doldururken aceleyle hareket ettikleri için yanlış işaretleme de yapabilirler.

Her ne şekilde olursa olsun, turizme ve turistlere ilişkin olarak yapılacak her araştırma, bize geleceği oluşturmamız için sağlıklı veriler sunacaktır. Bunları doğru ve zamanında değerlendirenler, kendi pazarlama ve satış stratejilerini oluşturup, gelecekte daha az yanılgı ile tutarlı sonuçlara ulaşabileceklerdir.

Ülkemiz orta gelir seviyesine hitap eden önemli bir turizm destinasyonu olmaya devam edecektir. Bu arada üst gelir seviyesinden gelecek potansiyel misafirleri de ülkemize kazandırmaya yönelik programlar devam edecek ve üst gelir seviyesinden misafir sayısında yakın sürede artış olacaktır.

İstatistikler bizlere önümüzü görmek ve daha iyi planlar yapmak için somut bilgiler vermektedir. Bu bilgileri göz ardı etmeden araştırmalara önem ve öncelik verelim, geleceği daha sağlıklı oluşturalım…

Sevgiyle kalın…

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR