Bir örnek… Bir ders…

Uzun zamandır medyayı, özellikle de köşe yazarlarını meşgul eden bir mevzuda bir iki kelam da ben etmek isterim. Neden isterim? Artık mevzu kamuya malolmuştur da ondan…

Konu, Defne Samyeli ve Eren Talu arasında yaşanan ve hiç de hoş görünmeyen olaylar. Bu malum çiftimiz, Eren Bey’in eşi Defne Hanım’ı aldatma haberlerinin sonunda, uçurumun ucuna gelmiş ve nihayetinde, tüm kamuoyuna malolan malum süreç başlamıştır. Bu süreç bence gelebileceği en çirkin noktaya gelmiştir… Eren Bey, “O da beni aldatıyordu” diyecek kadar, çocuklarının annesini herkesin gözü önünde yerin dibine batırmaya çalışacak kadar…

Bu güne kadar erkeklerin çapkınlık maceralarına bulduğu binbir çeşit bahaneye şahit olmuş ve sonuçta kanıksamıştık ancaaaak… Zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkanları da çok görmüştük. Ancak kendini aklamak adına, Türkiye’nin tanıdığı ve takdir ettiği bir isme sahip olan, bunu da boş verin; çocuklarının annesi olan, severek evlendiği kadını, en hassas noktasından vurmaya kalkışmak, hangi er kişiye yaraşır bilemiyorum…

Defne Samyeli şanslı, çünkü söyledikleri neredeyse medyanın her kanalında yer bulma ve herkese ulaşma lüksüne sahip… Ya ulaşamayanlar? Defne gibi hakarete ve iftiraya uğramış (hem de en yakını tarafından) sıradan bir kadın ne yapsın?

Defne ne yapmalıydı? Aldatıldığını (hem de bir kez filan değil) bildiği halde bu evliliği devam ettirmeye mi çalışmalıydı? O zaman onun da kendisini aldattığını iddia eden, hatta elimde telefon kayıtları var diyen eski eşi Eren Talu, mutlu mesut hayatına devam mı edecekti? Madem karısı onu aldatıyordu, o da bunu biliyordu, hatta elinde kayıtlar vardı, neden kendi ihaneti belgeleninceye ve eşi ona boşanma ve tazminat davası açana kadar bekledi? Nasıl bir erkek böyle bir durumda, kendi yakalanıncaya kadar bekler?

O kadın çıkıp da “Kocam da şöyle böyleydi” diye bir açıklama yapmadı. Çocuklarının bu olaydan zarar görmemesi için işi mahkemede halletmeye çalıştı. Ama elbette ki basın böyle bir habere ilgisiz kalmadı… Laf lafı açtı, savaş başladı. Bence Eren Bey’in savaşıydı bu en çok… Defne Samyeli’nin amacı ortada. Bu eziyete bir son vermek istiyor…

Bu evlilik ve bu evlilikte yaşananlar aslında bizleri hiç ama hiç ilgilendirmiyor… Aslında özel hayatlarında kişilerin ne yaşadıkları, nasıl yaşadıkları ve ne olacakları üçüncü şahısları, bizleri hiç alakadar etmemeli. Ama öyle olmuyor; bırakın Defne Samyeli gibi Türkiye’nin tanıdığı bir isim olmayı, mahalledeki Fatma Hanım da olsa herkesin ilgisini çekebiliyor. Defne Türkiye’de konuşuluyor, Fatma tüm mahallede… Çap biraz daralıyor hepsi bu… Milletçe dedikoduyu sevdiğimiz gibi, başka hayatlar üzerine yorum yapma hakkını da kendimizde buluyoruz…

Benim bu köşede Defne Samyeli ve Eren Talu arasında yaşanan bu gergin süreci yorumlamam, hepimize örnek teşkil edecek özelliklere sahip olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca yazan ilk ben de değilim. Konuya, bir kadın bir erkek, bir anne ve bir baba olarak bakıyorum… İlişkiler başladığı gibi güzel ve sevgi dolu bitmeyebilir. Bir bitiş varsa keyif olmayacağı kesin ama her şey saygı çerçevesinde olmalı diye düşünüyorum. Hele hele ki; arada iki çocuk varsa ve çamur attığın o kadın sonsuza kadar çocuklarınızın annesi olarak kalacaksa (bu durumu değiştirme şansınız asla olmayacaktır) sözlerinize, ithamlarınıza, iddialarınıza dikkat edeceksiniz… Adam gibi… Erkek gibi…

Ben böyle düşünüyorum…

Sevgiyle kalın…

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
03.11.2009
Bu makale 6300 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!