Haksız vize

Sevgili dostum, kalite yolundaki dava arkadaşım, değerli bilim insanı A.Ü. İİBF eski dekanı Fulya Sarvan hocam geçen hafta yaptıkları basın toplantısı ile kamuoyunu 'Vizesiz Avrupa Girişi ve Türklerin Bu Konudaki Hakları' konusunda bilgilendirdi.

Basınımız bu toplantıya ilgi gösterdi ve sütunlarına taşıdı. Tahmin ediyorum ki toplantıya neden olan sorunu biliyorsunuzdur. Bilmeyenler için; Prof. Sarvan, eşiyle birlikte çıktığı bir tatil gezisinde Akdeniz ve Atlas Okyanusu'nu birleştiren Cebelitarık Boğazı'nı ziyaret etmek istediği sırada, vize ile ilgili “aşağılayıcı” muameleye maruz kalır... Tam da bu nokta hassasiyetimizi harekete geçirmeye yetmiştir. Acaba hangimizin başına en az bir kez benzeri bir durum gelmemiştir.

İş insanları olarak yurt dışına gidişlerimiz genelde fuarlar ve iş ziyaretlerine dayalı olmaktadır. Ve birçoğumuzun başına ne yazık ki vize sorunu musallat olmuş hatta kaçırdığımız önemli toplantılarımız da olmuştur. Çok sayıda belge talep edilmesi, vize taleplerinin kısa sürede sonuçlandırılmaması, kalış sürelerinin kısa tutulması, konsolosluklardaki kötü muamele gitmeden önce başımıza gelen ciddi sorunlardan. Gümrük kapılarında diğer milliyetlere mensup yolculardan ayrılmamız, sebepsiz bekletilmelerimiz, ayakkabılarımızın çıkarttırılması, muhatap olduğumuz onur kırıcı tutumlardan.

ANSİAD yönetiminde bulunduğum 2006 yılının başlarında vize sorununu gündeme taşıyarak 1963’ten bu yana AB ile ortaklık ilişkisi yürüten, 1995’te Gümrük Birliği’ne taraf olan ve 2005 yılından bu yana müzakere eden ülke sıfatını taşıyan bir ülke olarak diğer ülkeler ile kıyaslandığında bu alanda ayrımcılık ve haksızlıklarla karşı karşıya kalındığına dikkat çekmiştik.

Gümrük Birliği’nde mallarımız serbest dolaşırken o malları üreten ve satan iş insanlarına vize uygulaması ile karşı karşıya kalınması, Katma Protokol’ün 41/1. Maddesine ve Gümrük Birliği açısından da tamamen haksız rekabet yaratması Avrupalı iş insanlarının vize karşısındaki avantajlı durumları da gözönüne alındığında ticaretimizin önüne çıkarılan teknik engel olduğuna ve mücadele edilmesi gereğine inandık. Dile getirdik, ilgili platformlara taşıdık ötesinde de başka bir şey yapmadığımızı bu son olayla ve Vizesiz Avrupa Araştırma Grubu Başkanı Prof. Dr. Harun Gümrükçü’nün basın toplatısındaki siteminden anladık.

Gümrükçü Hocam iki yıldan beri 'Vizesiz Avrupa' mücadelesini sürdürdüğünü ifade ederek vize konusunda en fazla yakınan iş adamlarının, sivil toplum kuruluşlarının kendisine destek vermediğini belirtmiş. Haklı. Sarvan hocamın muhatap olduğu vize musibeti karşısında ve kendisi dışında her gün yüzlerce Türk’ün karşılaştığı vize uygulamasının yasal olmayışı, serbest dolaşma hakkımızın kullandırılmamasını dava etme kararını duyurdu.

Tarihe mal olacak mücadele gerektireceğinden kuşkum yok. Prof. Dr. Fulya Sarvan’ın yanında durarak, destek vererek, etkin olmak gerektiği durumlarda yerine getirerek sivil toplum sorumluluğunun yerine getirilmesi ile de örnek tutum sergilemeye kamuoyunu ve sivil toplum kuruluşlarını davet ediyorum.

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR