Kaçak olarak inşaatına başlanan ve daha sonra imar planları iptal edilmesine karşılık tüm ruhsatları İl Özel İdaresi tarafından verilen Kazancı Holding’e bağlı AKSA Enerji A.Ş’nin Selimiye ve Kovanlık köyleri sınırında ki Doğalgaz Çevrim Santrali ile ilgili tartışma Antalya gündeminde sürekli sıcaklığını korumaya devam ediyor.
20 Kasım 2008 tarihinde imar planları mahkeme tarafından iptal edilen AKSA’nın Doğalgaz Çevrim Santrali’ne 19 Ocak 2009 tarihinde yapı ruhsatı, 23 Ocak 2009 tarihinde ise iskan ruhsatı İl Özel İdaresi tarafından verildiğine dair bir yazı yazmıştım. 12 Haziran 2010 tarihinde “AKSA’ya usulsüz ruhsat” başlığı ile yazdığım köşe yazısına yönelik Makine Mühendisleri Odası (MMO) Enerji Komisyonu Üyesi Haluk Direskeneli isimli bir uzman, bir e-posta göndermiş.
Direskeneli’nin gönderdiği yazıda; dönemin Enerji Bakanı Hilmi Güler destekli AKSA’nın Doğalgaz Çevrim Santrali’nin oluşum sürecini yazdıktan sonra çok tartışılacak bir iddia da bulunmuş.
Direskeneli’nin yazısı çok uzun olduğu için bir bölümünü yayınlamak zorunda kaldım.
Direskeneli’nin tartışma yaratacak yazısı şöyle;
— AKSA, santralin temel tasarımını bir İstanbul’da bulunan BGM Mühendislik firmasına verdi. Mühendislik firması, dünyada benzer iş yapan herkesin kullandığı bilgisayar yazılımlarını kullandılar. Temel mühendisliği bitirdiler. Öne 4 adet LM6000, ilk faz kombine çevrim yaptılar. Arkaya daha büyük Siemens GTleri koydular.
Alımlar başladı. En iyi ekipmanlar alındı. Montaj başladı. Mühendislik firmasının hava soğutmalı kule tavsiyesi vardı. Ancak AKSA, bunun yerine daha ucuz olan su soğutmalı sistemi seçtiler. Antalya'daki makine mühendislerinden de montaj desteği sağladılar. Sistem hava soğutmalı olsaydı yaklaşık 20m USD eşdeğeri ilk kuruluş parası harcayacaklardı. Su soğutmalı olunca 5 m USD civarında hem de Antalya üretimi bir soğutma sistemi yaptılar.
Hava soğutmalı sistemin ilk kuruluş masrafı çoktur, ama işletme masrafı azdır. Su soğutmalı da ise ilk kuruluş masrafı düşüktür fakat işletme masrafı çoktur.
Ancak soğutma sisteminde kullandıkları su çevre tarım arazisi suyu, Antalya'ya içme suyu sağlayan Toros'lardan gelen yeraltı suyu. Antalya'da kimse onlara “Bu su bize lazım, burada hava soğutmalı yapmalısın, su soğutmalı sistem olmaz”, demedi. Belki Ziraatçıler dedi ama sesleri cılız çıktı.
Enerji kamu yönetimi zaten yatırımcıya tam destek veriyordu. ÇED raporundan kimsenin haberi olmadı. EPDK lisansı hemen çıktı. Gerekli arazi satın alınması hemen yapıldı.
Simdi Antalya'da 1150 MWe elektrik üretebilecek bir Kombine cevrim santrali var.
Simdi Antalya'da belki gerektiğinden fazla elektrik kapasitesi var. Ama santralin soğutma sistemi komşu tarım arazileri için gerekli yeraltı suyunu kombine çevrim sırasında kullanacak. Isınan geri dönüş suyu en kolay herhalde yandaki çaya verilecek
Bundan sonra komşu tarım arazileri su bulabilecekler mi? Şüpheliyim.
Yatırımcıya diyecek bir şeyim yok
Yatırımcı itiraz gelmediği surece her malın en iyisini en ucuza ister, veya en ucuz malin en iyisini almaya çalışır. En doğal hakkı, sizde olsanız öyle yaparsınız
Yerel çevre örgütlerinin, sivil toplum örgütlerinin, TMMOB'un, EMO'nun, MMO'nun konuyu sahiplenmesi gerekmez mi? Yerel 1-2 gazete köşe yazarının arada bir yazdıkları yazılarla bu sahiplenme olabilir mi?
Antalya kendi cevre sorunlarına sahip çıkmamıştır. Daha büyük sorun üretmiştir. Eskiden elektrikleri yoktu. Bu Yaz yüzlerini yıkayacak içme suyu bulamayacaklar. Deniz suyunu kullanırlar artık-
Çevre köylüler şimdiden yeraltı suyunun azalmasından dolayı feryat ediyorlar. Tarım ürünleri azaldı, daha da azalacak. Geçmiş ola.
Bu durumun yatırımcı açısından da uzun vadede doğru olduğuna inanmıyorum. Çevre köylülerin oyları doğrultusunda yeni bir politik yönetim değişimi sonrası ne olacak?
AKSA finansman ihtiyacı yüzünden halka arz yaptı. Alıcılar uzun vade riskleri gördüler. “Bu kadar para etmez”, dediler.
Allah herkese akıl fikir ihsan etsin.
Selamlar saygılar
Makine Mühendisleri Odası (MMO) Enerji Komisyonu Üyesi Haluk Direskeneli.