Kendimizi sorgulayabilmek

Sonum hayır mı şer mi bilemiyorum
Rüzgara kapıldım gidiyorum

                                               Sıla

Siz rüzgara kapılıp gidenlerden misiniz? Yoksa rüzgardan uzak durmaya çalışanlardan mısınız? Yaşamın hangi alanında, hangi durumu seçerdiniz? Yada doğrusu hangisi olur… Bana sorarsanız yaşama sürekli olarak doğru yanlış penceresinden bakmanın pek mümkün olamayacağıdır. Çünkü bazen rüzgara boyun eğmek gerekir. Bazen de karşı durmak gerekir. İşte asıl mesele burada… ne zaman rüzgara boyun eğeceğiz, ne zaman rüzgarın dışında kalacağız. Bunu anlayabilmenin yolu sanırım yaşantımızı yeri geldiğinde sorgulayabilmekten geçer.

Ben kimim, neyim, artılarım ve eksilerim neler,

Ben neredeyim, nereye gitmek ve ne yapmak istiyorum,

Nasıl yapacağım

Evde, işte, arkadaş ortamında yaşantımıza ne kadar etki edebiliyoruz. Akan zaman içinde o girdaba kapılmış gidiyor muyuz? Yoksa biraz olsun yaşam rüzgarımızın yönünü değiştirmeye kendimizi muktedir görüyor muyuz? Yada o rüzgarın neresinde bulunuyoruz. İçinde mi, dışındamı, yanında mıyız?

Eğer bunu bilirsek, biraz olsun yaşantımızın rotasının belirlenmesinde söz sahibi olmuş oluruz. Yoksa önemli olan rüzgarın içinde mi, dışında mı olduğumuz değildir. Önemli olan rüzgarın içinde veya dışında olmaya bir katkımızın olup olmadığıdır. Katkımız olmasa da rüzgarın neresinde olduğumuzdan haberimiz var mı… Yada bu rüzgar bizi nereye götürüyor…

Hayat önümüze seçenekler sunar. Bu seçenekler içerisinden seçtiklerimiz bizi mutlu yada mutsuz kılar. Ancak sürekli rüzgarın içinde olmak bizi seçeneklerimizin olduğundan habersiz kılar. Yaşam bize bazı dönemlerde rüzgarı kontrol edebilme fırsatını verir. Öncelikle az da olsa kafamızı o esen rüzgarın dışına çıkarabilmeli ve seçeneklerimizin olduğu anları yakalayabilmeliyiz. Rüzgarın içindemi yoksa dışında mı olmamız gerektiğine karar verebilme anlarımızı iyi değerlendirmeliyiz.

İsteğiniz dışındaki rüzgarın içinde olmak yerine rüzgarı arkanıza alarak istediklerinizi elde etmeniz dileklerimle…

İyi yolculuklar,