Bu kadarını ben bile beklemiyordum

Geçen hafta “Antalya Kitap Fuarı 2010 diye başlık uydurup,  ANFAŞ Fuar Merkezi’nde,  1-10 Kasım 2010 tarihleri arasında bu yıl ilk defa Antalya Kitap Fuarı düzenlenecek.” diyerek devam ettik, rüyamızı sizlerle paylaştık.

Yazımı okuyup, hayal dünyamdan bugüne vermek istediğim mesajları ciddiye alan bir kişi çıktı.

Antalya’da, edebiyat dünyasıyla kucaklaşmak isteyenlerin sayısının çok kabarık olmayacağını tahmin ediyordum ama 1’de (yazıyla bir) kalmak beni bile çok sarstı.

Umarım burada sorun konuyu benim yazmamdır ve “Yandan Köşe Yazarı” sıfatıyla Antalya’nın gündeminde yeteri kadar yer alamamamdır.

Buradan Antalya yerel medyasının ağır toplarına sesleniyorum:

Eğer siz de bu kentte okumaya ve okutmaya önem veriyorsanız lütfen beni yalnız bırakmayın!

Neyse fazla derinlere girmeyelim…

Anfaş Fuar Merkezi’nin Genel Müdür Yardımcısı Server Seçer beni arayan tek kişiydi. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çalık’la birlikte Antalya’da bir kitap fuarı olsun isteğimi çok doğru bulduklarını söyledi ve çalışmalara devam ettiklerini bilgi olarak bana iletti.

Sonuç almak için zamana ihtiyaç duyduklarını, hem ekonomik ve hem de bürokratik sorunlarla karşılaştıklarını anlattı.

Bu ay içinde buluşup daha uzun konuşmak için sözleştik.

(Bizim haber merkezine duyurulur, Anfaş’ta kitap fuarı etiketiyle sizi bekleyen iyi bir haber dosyası olabilir.)

Evet sevgili kitapseverler, Antalya’da bir gün mutlaka bizim de kitap fuarımız olacak ama hepimizin bir yerinden destek olması ve bu talebi gündemde sıcak tutması gerekiyor. Şimdilik bir kişiden destek gördük. Ama unutmayın, büyük yürüyüşler bir adımla başlar.

 

 

EXPO alanını Antalyalı seçsin

 

Gazetelerden öğrendiğimize göre Antalya EXPO Meclisi’nin çalışmaları devam ediyormuş. 2016 yılındaki EXPO için fuar alanı olarak Aksu ve Lara ön plana çıkmış.

Benim buradan bir teklifim olacak.

İki bölge de bu yatırım için avantajlar ve sorunlar taşıyor. Karar vermek zor olacak ve mutlaka sonuç açıklanınca tartışmalar çıkacak.

İşte tam burada ben son kararı Antalya halkına bırakalım diyorum.

Bu kentin seçimlerde oy kullanma hakkına sahip vatandaşının sayısı da belli, listesi de hazır. Antalya’da tek bir yerde, bir salonda 29 sandığı harf sırasına göre sıralayalım, herkes ismine göre gelsin seçmen listesinde olduğunu kimliğiyle kanıtlasın ve mührü basıp zarfı sandığa atsın.

5 gün oy kullanma hakkı çalışma saatleri içinde devam etsin ve süre bitince, sayım yapılınca Antalyalının kararı açıklansın ve kimse sonuçlara itiraz hakkını kendinde göremesin.

EXPO 2016’nın yerini fuarın gerçek sahibi olan Antalyalılar belirlesin teklifimi Antalya EXPO Meclisi’ne böylece iletmiş oldum. “Biz-siz” çekişmesine kapılıp zaman ve enerji kaybına “DUR” demenin en etkin yolunun halka gitmek olduğuna inancın en kuvvetli olduğu bu dönemde biraz kamuoyu desteğiyle sandıkların kurulmasının gecikmeyeceğine inanıyorum.

 

 

Deli bunlar

 

Antalya’da sıcağın ve nemim insanları asfalta yapıştırdığı bir akşamda, günlük hayatlarında stresten bunalmış ama iş dünyalarında ekonomik özgürlük kazanmış orta yaşlı işadamları salaş bir boks salonuna dönüştürülmüş depoya elde spor çantaları ile giriyorlar.

Orada ne mi yapacaklar?

Tam iki saat terden sırılsıklam olana kadar asılı kum torbalarını eldiven takıp dövecekler,  adaleleri tutulana kadar tekme üstüne tekme savuracaklar.

Zaman zaman hızlarını alamayıp, kafalarını tam olarak boşaltmak, biraz da egolarını törpülemek için, kasklarını, dişliklerini takıp, ayak korumalarını da donanıp ringe çıkıp, orta sertlikte vuruşlarla birbirilerinin açıklarını yakalayıp, adrenalini tavan yaptıran kombinasyonları da deneye deneye iki-üç raund dövüşecekler.

İşte bizim “Geçerken uğradım, ben de boks yapabilir miyim?” diye dövüş sanatlarına merak saran dostlarla birlikte el ele verip, Murat Elvermez Hoca’yla yarattığımız “Terini Boşa Akıtma!!!” adlı salonumuzda yaşananlar kısaca böyle özetlenebilir. Dışarıdan alakasız kişilerin bakıp “Deli bunlar!!!” dediği bir topluluğuz.

Merak edenlere duyurulur…

 

 

Muhittin Böcek Başkan’a alkış…

 

Seçim biter, sözler unutulur...

Sandık açılır, tüm vaatler uçar…

Siyasileri acımasız eleştirmek bizde modadır.

Haklıdır da eleştirenlerin büyük bölümü.

Koltuğa oturan, uzun sürede yapışan genelde halktan, onu orada yetkiyle donatandan uzaklaşır. Kendine bir kapalı dünya çizer, senaryoyu kendi yazıp, “Emretçi” oyuncu kadrosunu belirler ve at gözlüğü takar, kulaklarını kısar…

Böyle olmayanlar da var elbette…

Var ki bu ülke hala dimdik ayakta ve biz, vazgeçmeden Cumhuriyet’in 87. yılında göğsümüz dik ileri bakabiliyoruz.

Bize lider ve rehber olacak, kendini makamına kapatmayan, halka değmeyi unutmayan ve yaşamla yüzleşmekten korkmayan bir Başkan’ın son icraatını yeni öğrendim.

Belki siyasetin içinde, belediyecilikte çok normal, bilindik bir uygulamadır ama ben gerçekten çok beğendim ve etkilendim.

Muhittin Böcek Başkan’dan Konyaaltı’dan bahsediyorum.

Son seçimden de zaferle çıkmış Muhittin Başkan kendi bölgesinde görev yapan 1500 apartman yöneticisiyle tek tek görüşmüş ve düzenlenen toplantılarda 3 gün içinde hepsinden yüzyüze yorum almış, görüş istemiş. Sorumluluk ve yetki alanının dışına çıkan talepleri de listelemiş, yetkili makamlara iletmeye söz vermiş, belediyesinin ana görevleri ve ek hizmetleriyle ilgili olanları da tüm kadrosuyla birlikte yeniden planlamak ve iyileştirmek için hemen çalışmaya başlamış.

İşte ben bunu alkışlıyorum… Tebrik ediyorum…

“Bravo” Başkanım…

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
09.11.2010
Bu makale 9411 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!