Nazar değmesin

Berlin Turizm Borsası’nda, ITB 2011’de Türkiye bölümünün ortak görüşü tarihin altın harflerle yazacağı bir sezon geliyor Antalya için. Nazar değmesin, kötü bir sürprizle karşılaşmazsak, bu yıl batı pazarı en az yüzde 10-15 artışla sezonu kapatır. Son dakika satışlar için yer bulmak hemen hemen imkansız olur ve kur dengesi böyle devam eder ve Avro 2.2 TL’nin altına düşmezse, işletmeler, turizm camiası tarihi karlara imza atarlar.

Bu saptamamın doğruluğunu kontrol etmek isteyenler, bu yıl Berlin’de kaç banka, kaç kişiyle, hangi seviyede temsil edildi baksın yeter. Aramızda kalsın, turizm fuarına mı, yoksa Bankalar Birliği’nin konferansına mı geldim diye düşündüğüm anlar bile oldu.

Ben burada Türkiye-Antalya-Berlin üçgeninden hemen sıyrılıp, son haftaların dünya gündemine yerleşen Mısır’ın nasıl bir tanıtım ve halkla ilişkiler politikası ile yeniden dirilmeye çalıştığını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Mısır “Tahrir dünyayı sarsan meydan!!!” posterleriyle ve “Revolution” (Devrim) sloganıyla fuara gelmiş. Piramitlerin, Kızıl Deniz’in, Nil Nehri’nin yerini Tahrir’den fotoğraflar almış, “On Line Revolution” bankoları devrimci dostlarımızı bize destek için rezervasyona bekliyoruz bayraklarıyla süslenmiş. Evet, Mısır devrimi kabullenmiş, şimdi bu değişimi pazarlamaya ve şirin göstermeye çalışıyor.

Dünya liderlerinin “Congratulations” (Tebrikler) demeçlerini sürekli dev ekranlarda yayınlıyorlar ve sanatçılarla, yazarlarla bu tabloyu daha da renklendirip, şimdi Tahrir’de bu zaferi kazanlara destek için Mısır’a gitme zamanı çağrısını tekrarlıyorlar.

Bence pazarlama ve reklam dünyasında çok tartışılacak bir deneme. Kargaşadan, belirsizlikten olumlu bir hava yaratma çabası bakalım Mısır’a nasıl bir sonuç getirecek.

İzleyip göreceğiz.

Unutmadan ekleyelim, Avrupa’dan Mısır’a turizm uçuşları başlamış, fiyatlar yerlerde, boş koltuklara devlet desteği gelmiş, halen talep oldukça az ama yükselmeye başlamış.

Rusya, 1 Nisan’a kadar devrimin ülkesine vatandaşlarının turist olarak gitmesine izin vermeyeceğini açıkladı.

Son olarak söyleyelim, Mısır’daki sıkıntıdan kazanç bekleyen bir Türk turizmciye rastlamadım. Hemen herkes, “Ne Mısır’ın ne de başka ülkenin sorunlarından bize bir artı gelmez, biz işimizi doğru yapalım, yeter ki içimizde ve çevremizde sorunlar yaşanmasın, her şey Türk turizmi için çok iyi olacak” görüşünde.

Haydi hayırlısı, iyi başladık, umarım bu sefer İngilizler gibi de bitiririz…

Görev şimdi Antalya medyasında…

Antalyaspor taraftarının direnci, birlikteliği sonucu siyasi parti temsilcilerimizin Antalya için yeni stat talebine destek vermesi, hatta daha da ileri gidip, “mutlaka”, “ elbette”, “en kısa zamanda” gibi yorumlar yapmak için yarışa girmeleri öyle hoşuma gitti ki size anlatamam.

Budur işte…!

Antalya bu gücünü, Antalyalılar da sağ-sol-orta demeden doğru talebi zamanında, yerinde, direkt vermenin farklılığını anlamalılar. Keşke Dünya Basketbol Şampiyonası öncesi de böyle olabilseydik. Gitti güzelim fırsat ellerimizin arasından sen-ben- o kavgası sürerken.

Neyse eskiye değil, önümüze bakalım.

Şimdi Antalya medyasına büyük görev düşüyor, bu sözleri veren koltuk sahiplerini, seçiğimiz vekillerimizi gündeme taşımak ve bu süreci hızlandırmak için “Haydi, şimdi sıra sizde, görevinizi yerine getirin” başlıklarını sık sık tekrarlamak gerekiyor.

Burada yazdım, şimdi yeniden söylüyorum, parti farkı gözetmeksizin iktidarıyla, muhalefet partileriyle ve Meclis’e girmek için çabalayan diğer siyasi güçlerle birlikte biz bu stat projesini iki senede bitirmeliyiz.

Herkese görev düşüyor. Kimsenin elini taşın altına sokmaktan kaçmaya hakkı yok. Antalya medyasına sesleniyorum, bu projenin, yeni stadın peşini bırakmayın.

Antalya bu hizmeti hak ediyor.

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR