Balaman’a yakışmadı

Bir araya geldiğimizde, sohbetlerimizde, mantıklı, sağduyulu, eleştiriye açık bir görüntü sergileyen Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman, karıştığı akıl almaz olaylarla bizleri şaşkına çeviriyor. Neredeyse her davranışıyla olay yaratan Balaman, Belediye Başkanlığı görevinde geçirdiği 4 yılda bir çok sansasyonel tartışmanın içinde yer aldı.

Makamında gazetecileri dövdüğü iddia edildi. Yargılandı, suçlu bulundu ve ceza aldı. Esnafla kapıştı, diğer belediye başkanları ile büyük tartışmalar yaşadı. Türban konusunda yaptığı açıklamalarla, siyasetten men edilmesi gündeme geldi.

Şimdi de, yerel yayın yapan bir gazetenin basılmasını engellemekle suçlanıyor.

Bir kentin seçilmiş yerel yöneticisinin, sürekli kavganın içinde yer alması, sansasyonel olaylarla adının özdeşleşmesi, hiç hoş değil…

Matbaasını taşıdığı yeni yer belediye tarafından 3 kez mühürlenen Akdeniz Gazetesi’nin, Belediye Başkanı Hasan Balaman’ı en sert eleştiren yayın kuruluşu olduğu ortada.

Kentteki diğer gazetelerin matbaaları ile aynı standartta, aynı özellikleri taşıyan bir matbaanın sürekli mühürlenmesi, hatta bununla da yetinilmeyip, kapısına belediyeye ait bir damperli kamyon çekilmesi, bir de üstüne üstlük başına nöbetçi zabıta konması, bu işte iyi niyet olmadığının en ciddi göstergesidir.

Siyaset yapanlar, eleştirilerden ders almayı, tepkileri hazmetmeyi bilmelidir.

Eğer tepkileri kişisel algılayıp, her eleştiri yapana karşı cephe açacak olursanız, o kentin değil, sadece kendi fikirleriniz doğrultusundaki kişilerin belediye başkanı olursunuz.

Hele hele başında bulunduğunuz kurumun imkanlarını, makamınızın gücünü, hoşunuza gitmeyen her olayda kullanabiliyorsanız, bu demokratik anlayışa sığmaz…

Belediye Başkanlarının ikinci dönemlerinde daha iyi hizmet verdiklerini, ilk dönemde edindikleri deneyimleri, icraatlara daha iyi yansıttıklarına inanıyorum.

Ancak, toplumun her kesimini kucaklamak ve eleştirilere tahammül edebilmek şartıyla…

***

Antalyaspor sevgisi bu mu?

Antalyaspor’un Orduspor ile oynadığı maçtan sonra soyunma odasında yaşananları eleştirdim, ancak olayı hiç kişiselleştirmedim. Ben sadece, doğru olmadığına inandığım yaşananlara karşı düşüncelerimi dile getirdim. Bunu yaparken, davranışlarına tepki göstersem de, Antalyaspor sevgilerinden hiç şüphe etmedim.

Ancak onlar, yaptıklarına karşı yoğunlaşan tepkilere cevap vermek için, Antalyaspor’u farklı amaç ve beklentilerine alet eden insanlara malzeme oldular.

İşte bu olay, Antalyaspor sevgilerinden şüphe etmeme neden oldu…

Çünkü Antalyaspor’u seven insanların, Antalyaspor üzerinden rant sağlamaya çalışan, sadece başarı ve başarısızlıkta ortaya çıkanlara malzeme olmaması gerekirdi…

Kişisel hırslarını, öfkelerini, birilerin kullanmasına izin vermemeleri gerekirdi…

Kendileri savunur gibi görünenlerin gerçek amaçlarının Antalyaspor’u karıştırmak ve rantından yararlanamadıkları camiayı cezalandırmak olduğunu iyi bilmeleri gerekirdi...

Küçük hesap peşindekilere, Antalyaspor sevgilerini kullandırmamaları gerekirdi…

Üzüldüm…

Çünkü, bu yapılan camiaya Antalyaspor soyunma odasının basılmasından çok daha ağır yara verdi.

Gerçek kabir böceklerini harekete geçirdi…

Rant düşkünlerini, başarıdan pay çıkarmak için fırsat kollayanlara zemin hazırladı…

Sezon sonunda bu takım Süper Lige çıktığında, inanın o kişiler yine ellerine bir teneke parçası alıp Atatürk Stadı’na koşacaktır…

Spor sayfalarının kalkması gerektiğini bas bas bağıranlar, en koyu Antalyaspor hayranı kesilecektir…

***

DÜNYA ATASÖZLERİ

Güzellik, kadınlara verilen ilk hediye, aynı zamanda geri aldığı ilk şeydir.

ŞİLİ

Küçük üzüntüler konuşurlar, büyük dertler dilsizdir.