Ne yazık ki Türkiye onlarca yıldan beridir terör sorunuyla iç içe yaşıyor. On binlerce şehit ve acılı aileleri, yakınları ve tüm ulus olarak her birimiz üzülerek, kendi ölçülerimize göre neden bu karmaşa, kimler bundan yarar sağlıyor olabilir? diye düşünerek çözüm yolları arıyor ve konuyu tartışarak yaşantımıza devam ediyoruz.
Son dönemlerde şiddet ile sorunun çözülemeyeceğine yönelik oluşan olumlu ortam; tüm kesimlerin kınadığını bildirdiği dünkü saldırıyla, maalesef yerini tekrar endişeye bırakmış gibi görünüyor.
Her ne olursa olsun insanın yaşam hakkına yapılan saldırılar herhangi bir gerekçeyle hele hele bugünkü koşullarda ve ortamda açıklanabilir değil…
Çözüm Sevgi ve Dostluk Kültüründe
Benzerliklerin ve ortak değerlerin öne çıkarılarak birlikte olma ve yaşama arzusunun güçlendirilmesi yerine, farklılıklıların öne çıkarılarak toplumun ayrıştırılmasına yönelik çabalara rağmen; çevre ve komşu ülkelerle karşılaştırıldığında bu denli birlikte yaşama arzusuna sahip ve birbirine saygılı ve bağlı bir ulus göremiyoruz.
Neden acaba?
Yunus’un Mevlana’nın, Pir Sultan’ın bu topraklarda yaşamış olmalarının bunda bir etkisi var mıdır? Yoksa yüzlerce yıl önce bu topraklara serptikleri sevgi ve hoşgörü tohumlarının etkileri hala devam mı ediyor?
Kuşkusuz evet! Örneğin büyük düşünür Mevlana yaşadığımız bu toprakların insan sevgisiyle ve erdemle yoğrulmuş olduğunun bir kanıtı olarak yüzlerce yıl öncesinden seslenmiş dostluk ve kardeşlik üzerine… " Ben dostlarımı; Ne kalbimle, ne de aklımla severim. Olur ya...! Kalp durur, akıl unutur. Ben dostlarımı; Ruhumla severim. O, ne durur, ne de unutur"… demiş;
yine Pir Sultan Abdal “Yağmur gibi yağar başıma taşlar, Dostun bir fiskesi yaralar beni”… “Şu ellerin taşı hiç bana değmez, ille dostun gülü yaralar beni” diyerek dostluğun kardeşliğin önemine dem vurarak dostluğu tanımlamış; Ve esas olanın bilimden geçtiğini bilimin kendine saygıyla başladığını “İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, Sen kendin bilmezsen, Bu nice okumaktır.” sözleriyle bildirmiş Yunus Emre,
İşte bu insan odaklı engin ve zengin kültürle yoğrulmuş insanımızın inişler ve çıkışlar yaşatılsa da, karşı karşıya getirilmeye çalışılsa da; bir şekilde doğruda ve kardeşlikte buluşmasının temelinde bu vardır, demek gerekiyor.
Tüm insanlığa en güzel hoşgörü ve erdem örneklerinin verildiği bu topraklarda bu düşünceyi hakim kılmak için her kuruma ve her birimize önemli görevler düşüyor.
Babalar günü’ne atfen yazılan ve aşağıda sunulan yazıda yer alan düşüncelerin yalnızca bir gün değil 365 gün canlı tutulmasının gerekli olduğunu gösteriyor.
Bugün Babalar Günü !.. (19.06.2011)
- Boyunlarına sarılın...
- tabii hayattaysa babanız,
- değilse; tüm şehit babaları babanız,
- tüm çocukları çocuklarınız olsun.
- hem de yaşadığınız her an
- onların yanında,
- gönlünde olun…
-
- hatta tüm babasız ve annesiz masumların
- esirgeme yurtlarındaki fidancıkların, fidanların
- yuva nedir? baba, anne nedir? bilememiş,
- hissedememiş sokakta yaşayan, kimsesizlerin
- kısaca en doğal ve insani olan;
- baba-anne duygusunu bile tadamamış
- tüm çocukların ve gençlerin dertlisi,
- gönüllü yardımcısı, babası olun…
-
- yaşamaya değer o kadar güzellik
- paylaşılacak o kadar değer varken,
- ümitlerini kaybedip çekilenler oluyorsa sahneden
- ve hatta hiç çıkamıyorlarsa sahneye…
- ve bizler gözlerimizi kapatıp
- bu iç burkan manzarayı görmezlikten,
- bu sessiz çığlığı duymazlıktan gelebiliyor
- ve etkilenmeden yaşamaya devam edebiliyorsak!
- aslında çok şey kaybettiğimizin resmidir, bu
- ve aslında geleceğimizi de kaybedeceğimize işarettir, bu.
- ve bu nedenle;
- bu topraklarda yaşayan herkesin,
- çözüme yönelik olarak ben ne yapabilirim?
- benim sorumluluğum ve görevim nedir? diye.
- şapkasını çıkarıp düşünmesi
- ve harekete geçmesi gerekir…
-
- bu gerçekleştiğinde,
- kuşkusuz daha anlamlı olacak yaşam.
- ve her Babalar ve Anneler gününde
- somut başarılar ortaya konulduğunda, paylaşıldığında
- ve sorunlar çözülmeye başladığında.
- düğümlenmeyecek sözlerimiz,
- buğulanmayacak gözlerimiz,
- Ve gelecek daha bir güzel gelecek her birimize…
- işin özü o ki; baktığımızda birbirimize sevgiyle.