Kimlerin Hayatını Yaşayıp, Kimlerin Yükünü Taşıyoruz

      Dünyaya gelmeye karar verdiğimiz andan itibaren yazılmaya başlıyor tekâmül yolculuğumuz. Her tekâmülde bir kaynak deneyimleyip, her tekâmülde bir sonraki boyuta geçiyoruz. Oyun oynar gibi… Bu oyunu oynarken de şartlarını biz belirliyoruz ya da bir önceki tekâmülümüz bize neyi yaşamamız gerekirse o senaryoyu elimize tutuşturuyor ve  iniveriyoruz yeryüzüne… Bir önceki oyunda çözemediğimiz, oynayamadığımız sahneler varsa, onları yeniden deneyimlemek için benzer sahneler yaratıyoruz kendimize… Bütün bunları yaparken de Yaratan büyük bir sabırla seyrediyor âlemi…

       Peki bu deneyimleri yaşarken, oynayamadığımız oyunun sahnesini tekrar ederken, bunu hayatımızda neden tekrar ettiğimizi nasıl biliyor ve farkına varıyoruz? Tabi ki tekrar eden deneyimlerimizi sorgulamaya başlayarak ve bu konuda bize yol gösteren rüyalarımızla. Bu  farkındalığımız bize düğümlerimizi çözmeyi ve bir sonraki yaşam sahnesini oynamayı sağlıyor…Ve bir sonraki sahnede tüm düğümlerimiz ve aslında yüklerimizi keşfedip bıraktığımızda kendimiz oluyoruz, istediğimiz gibi yazmaya başlıyoruz. Yaratanın izniyle evreni ve tekâmülü sonsuzlaştıran da Yaratanla birlikte Yaratan da biz oluyoruz.

      Tekrar eden her deneyim ki bunlar hayatımızda sorun oluşturan çözemediğimiz olaylar veya hastalıklar olarak yansıyor, bunları bulup bunların yükünden özgürleştiğimiz zaman tekâmül sıçramamızı gerçekleştirmiş oluyoruz. Bu yükler, düğümler önceki yaşamlarımızdan getirdiğimiz yüklerimiz oluyor ve bu yaşamda ona göre ailelerde ve çevrede dünyaya geliyoruz. Seçtiğimiz ve belirlediğimiz aile bize öyle kalıplar öğretiyor ki bunları çözüp bunların bizim kalıplarımız olmadığının farkına vardığımızda ve özgürleştiğimizde gerçek rolümüzü bulmuş ve tekâmülümüzde boyut atlamış oluyoruz. Mesela  hayatında  Sevgiyi çiçeklerden bal yapmak olarak gören ve aslında arı olmadığını anlayıp, bunun ona öğretilmiş bir bilgi olduğunun farkına varan bir dostum gibi… Arı olmadığının farkına vardığında, ailesinin yani anne veya babasının yaşadığı hayatı kendi hayatına kopyaladığının farkına varıyor ve kendini çiçek sananlardan bal yapmak yerine, kendinin kim olduğunun farkına varıp, Sevgiyi de tek bir yürekte bulacağını, bununda kendisi olmaktan geçtiğini keşfediyor.

       Tıpkı okurumun yolladığı rüyada keşfetmesi gereken döngüsü gibi…

Rüya;

      Merhaba rüyayı ben değil eşim görmüş. Bir iş için annesının evıne gıdıyor. İşi bıtınce annesıyle vedalaşıyor, sonra abdest alıp camiye gıdıyor. Camide babası ile karsılaşıyor. Kendısı de namaz kılıyor fakat biraz geç kalmış.yatsı namazı olabilir. Cemaat selam verıyor, o devam etmış, sonra sehıv secdesı kılıyor babası oğlum ne kadar uzun kıldın borcun çok galıba dıyor. Babasına keşke bızım oradakı camıye gıtseydık o camının hocası amenaresulunu çok guzel okuyordu, nıye oraya gıtmedık kı dıyor. Babası da “ben bu camıyı daha çok sevıyorum” demiş. Eve donuyorlar annesı uyumuş, babası yola çıkma saat 12 oldu geç, yarın çıkarsın dıyor. O da “evet yol uzun yağmurlu bu arabayla zor olur” dıyor ve çıkmıyor.annem yarın benı gorunce çok şaşıracak diyor. Hayır olsun inş. yorumunuz ıçın tşk ederım. sevgılerımle,

     Sevgili okurum öncelikle eşinizin rüyasında aileyi takip etme, onlardan öğrendiğini uygulama var. Yani tekâmül yolundaki deneyimleri, aileden aldığı yüklerle ödemeye çalışan biri eşiniz de. Annesinin evi kendi zihninde olmadığını ve anne evinde öğrendikleriyle hayatını yaşadığını gösteriyor.Rüyada anneyle vedalaşması iyi çünkü burada en azından annenin fikirlerinden özgürleşiyor. Rüyalarımızın sahneleri bize neyi yapmamız gerektiğini söylediği gibi neyin iyileştiğini de haber verirler. Babayla gittiği cami eşinizin babadan aldığı kalıpları simgeliyor. Kendisini hayatın akışında güvende hissetmediği ve eksik hissettiği konular var. Muhtemelen babasının yaşadığı hayat zorluklarını yaşıyor hayatında eşiniz de…Aslında kendi seçimini yapacağı diğer camiye gitmeye hazır, yani kendi hayat deneyimlerini yaşamak istiyor artık ama buna rağmen babasının gittiği camiye gidiyor çünkü bilinçli zihni bunu öğrendiği için, başka yol bilmiyor. Bilinçaltı ve yüksek benlik artık başka camiye gitmesi gerektiğinin farkında… Şu anda babasının düşünce kalıplarını yaşadığı içinde babası onu uyarıyor,”borcun çok herhalde” dediği kendi hayatını yaşamadığı için hayatının onda borç yarattığı, yük yarattığı duygusu hakim. Borcu ya kendimiz yaparız ya da babadan miras kalır. Burada babasının camisine giderek babadan aldığı hayat borçlarını ödemeyi seçmiş eşiniz. Tek yapması gereken bunların farkına varıp babadan özgürleşerek kendi aklını kullanmayı seçmesi olacak. Amenerrasulü’yü okumasını tavsiye ederim. Orada yüklerden bahseder. Bu yüklerin kimin yükü olduğunu düşünerek okursa ve açıklamasını okursa kendi içinde ki düğümlerini de duanın gücüyle ve hikmetiyle çözmüş olacak.

      Ben de bu rüyaya ve Yaratanın yazdığı bu muhteşem senaryoya bir kez daha hayranlığımı ifade etmek istiyorum. Sadece kendi hayat sorumluluğumuzu taşırsak yüklerimizden arınmış, özgürleşmiş oluruz. Ve sadece kendi aklımızı kullanarak yarattığımız hayat sorumluluğumuz bize yük olmaz. Taşıyabileceğimiz hayat deneyimlerimiz olur.

                                                  Rüyalarla ve Sevgiyle kalın

    Rüyalarınızı s.deryadgrli@hotmail veya  http://www.deryaileruyagunlugu.com a yollayabilirsiniz.

Yayın Tarihi
07.10.2011
Bu makale 9723 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!