İki yıl sonra yapılacak yerel seçimlerin iki malzemesinin Kırcami planları ve stadyum olduğu net biçimde ortaya çıktı.
İmar planında ‘Tarımsal özelliği korunacak alan’ olarak belirtilen Kırcami bölgesinin imara açılması hemen hemen her seçimde siyasi partilerin ve adayların propaganda malzemesi olarak kullanıldı.
Kentin ortasında sıkışıp kalan ve 13 mahalleyi ilgilendiren Kırcami planlamasında bugüne kadar net bir adım atılamayışı, bölge insanlarının sabrını da taşırma noktasına kadar getirdi.
Çünkü topraklarının büyük bölümü tarımsal özelliğini çoktan yitirmişti.
Toprakları verimsizleşirken, bu kaynakları hızla yok olurken, soruna akılcı bir üretilmesi umudunu yitirmemeye çalıştılar.
Çocukları büyüdü onların başını sokacağı bir yer yapamadılar.
Ulaşım ve güvenlik sorunları sürekli arttı.
Plansız bölge oldukları için de elleri kolları bağlanmıştı.
Çevrelerinde dev yapılar yükselirken, onlar umutla sorunun çözümünü beklediler.
Kırcami sakinleri, kendilerine verilen sözleri, planlama konusunda başlatılan çalışmaları merakla ve heyecanla izlediler.
Yapılan planlara meslek örgütleri Kırcami’nin imar planındaki konumu nedeniyle dava açtılar ve iptal ettirdiler.
Sorunu çözmek yerine bölge halkını Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın da söylediği gibi oyaladılar ve duygu sömürüsü yaptılar.
Yıllarca oyalanan Kırcami halkının sabrı tükenme noktasına gelince malum girişimler başladı, Kırcami üzerinden siyaset rant elde etme çabaları yeniden hortladı.
Son aylarda Kırcami tartışmasına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’da dahil oldu.
Bakanlık, Kırcami’nin planlanmayışının suçunu CHP’ye yükleme düşüncesiyle sorumlunun Antalya Büyükşehir Belediyesi olduğu şeklinde açıklamalar yapmaya başladı.
Şimdi topu CHP’ye ve Büyükşehir Belediyesi’ne atarak Kırcami’nin rantını yaklaşan yerel seçimlerde yeniden kullanma hevesinde olanlar geçmişte üst ölçekli planlarla uyuşmayan planlar yaptılar.
Bu planları yaparken de yargıdan döneceğini pekala biliyorlardı.
Bu noktada politikacı kurnazlığı yapıp, topu bu kez de planlamanın iptali için haklı gerekçelerle dava açan meslek odalarına attılar.
Hızlarını alamadılar meslek odalarını ‘CHP’nin arka bahçesi’ olarak yorumlayıp, Kırcami sakinlerine hedef gösterdiler.
Ancak yanıldıkları bir nokta vardı.
Kırcami halkının bu laflara karnı toktu.
Çünkü onlar yıllarca bu konuya kafa yordukları için uzmanları kıskandıracak kadar planlama bilgisine sahiptiler.
Bilinçli hareket ediyorlardı, bu bilinçle de aynı çatı altında toplanıp bir dernek kurmayı da ihmal etmemişlerdi.
Kırcami halkı plan beklentisinde çok haklı..
Gelişmeleri de sabırla ve inatla izliyorlar.
Şimdi gelinen noktada gözler Toprak Koruma Kurulu ve hükümette..
İçişleri Bakanlığı’nın planlama için ‘kamu yararı vardır’ kararı alması gerekiyor..
Elbette bu kararı almak zor değil..
İşte bu noktada siyasi düşünce ön plana çıkıyor.
Yaklaşan seçim öncesi İçişleri Bakanlığı’nın böyle bir karara şu aşamada vermesi beklenmiyor.
Seçimler yaklaşınca bu kararın çıkması, böyle AKP’nin eline oy kozunun verilmesi bekleniyor ki, bu da sürpriz değil.
Bir noktanın daha altını çizmek gerekiyor, Kırcami planlaması konusunda Büyükşehir Belediyesi’ni topa tutan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkileri o kadar fazla ki, taslak plan hazırlamadan bile bin ölçekli planda değişiklik yaparak Kırcami’nin yıllanmış sorunun çözebilir.
Yani Kıcami’nin imar sorununun çözümü Çevre ve Şehircilik Bakanı, TOKİ’nin eski Genel Müdürü Erdoğan Bayraktar’ın iki dudağının arasında..