Kalksın Gözlerden Perde!..

         Mükerrem -aziz, hürmet ve tazime erişmiş- bir varlık olarak yaratılan “insanoğluna” din duygusu, “Fıtrat’en” verilmiştir. Pek çok ‘emanet’ gibi ´inanç´ da bir “emanet” olarak kendisine tevdi edilmiştir. İnsanlar, kendilerine tevdi edilen bu emaneti ya muhafaza ederler ya da karşı çıkıp reddedebilirler. “Hür (cuz-i) iradeleri” ile yapacakları bir “Tercih’tir” bu. Yapılan bu “Seçim (Tercih)” sebebiyle de, Hz.Adem ile başlayan insanlık tarihi “iki” şekilde, “El Milel ve’n Nihal şeklinde tasnif edilmiştir.

İmam-ı Şehristanı, bu tasnifi şöyle ifade etmiştir. “İtikad yönünden insanlar, ‘Milel ve Nihal’ olmak üzere ‘iki kısma’ ayrılırlar. Milel, vahye dayanan ve hak bir şeriatle amel eden ehl-i diyanete denilir. Nihal ise, hevasına göre yaşayan ehl-i ehvaya verilen isimdir.” şeklinde değerlendirmiştir (1). Bizatihi “insanın kendisinin” yapacağı bir “Tercih’tir –Seçim’dir-“ bu… Hz.Adem’in iki oğlu;Habil-Kabil “Tercih’leri” sonucu ortaya çıkan hâl de bu oluyor…   

 

İşte.. Varlığını zulüm ve büyüklenmeye kapılmadan değerlendiren her insan, kendinde ve yaşadığı eko sistemde “Yaratıcı”sının ‘yaradılışından’ başka bir şey göremez. Bunu gördüğünde de, yaşadığı gezegen olan “Dünya’nındahası Evren Sistemi’nin- ve kendisinin” ortaya çıkartılmış bir ‘sanat eseri’ olduğunu kavrayabiliyor ve de “Sanatkâr’ının” kendisini ne için meydana getirdiğini de anlaması mümkün olabiliyor.

Bunu “görebilmek” mümkün olabilmesine rağmen de; dün de, bugün de “anlamayanlar, göremeyenler” hep olmuş; yarınlarda da anlamayıp, göremeyip “Ehl-i ehva’yı (Heva ve hevesini)” tercih (Yanlış seçim) yapanlar hep olacaktır…

 

Mesela da…

Hayatı ve hadiseleri “İlerlemeci Evrim Kuram/Avrupamerkezci Tarihsel Kültürel Model” bir gözle yazan Prof.Ali Demirsoy’un şu açıklamalarını okuyunuz : “...özünde Mezopotamya’da, bu dinlerden önce yaşayan toplumlar, bugünkü inançlarımızın açıkladığı şekilde bir yaratılışa inanıyorlardı ve değişik tarihi belgeler bugüne dek bu yaratılışı ayrıntılarıyla –mistik anlamda- açıklamaktadır....Gerçekte bu mistik görüşleri pozitif ilimlerin gerçekleriyle kısmen bağdaştırmak olanaklı görülmektedir. Örneğin ilk defa Adem’in çamurdan yaratılması, ilk yaşayan canlı molekülün inorganik (kil-çamur) maddelerden sentezlenmesini, Hava’nın Adem’in kaburga kemiğinden, daha doğrusu yanından daha sonra oluşturulması, acaba bu ilk molekülün bir replikasyonunu mu açıklamak istemiştir?...Bizim toplumumuzda da Adem’in çamurdan yaratıldığına, Havva’nın onun kaburga kemiğinden meydana geldiğine inanılmaktadır. Bu, belki ilk yaratılışın inorganik (kil’den=çamur’dan) olduğunu ve daha sonra (-Kambriyen dönemi başında) eşeyselliğin ortaya çıktığını, dolaylı yoldan anlatmış olabilir.” şeklindeki açıklamaları (2), ‘İlerlemeci Evrim Kuramı’ hurafeleri ‘temelli’ bir kitapta, “Yaratılış Gerçeği”nin “kabul ve ikrarı”, ama aynı zamanda, inkâr edilemez olduğu da oluyor.

Tamamen bilimsel de olan bu “gerçeğe” rağmen de, kişi, “Tercih’ini” yine de farklı bir şekilde; ‘yanlış şekilde’ kullanabiliyor… İnsanlık tarihi’ boyunca yapılmış, yapılacak olan da bir “Tercih’ (Seçim)” oluyor bu…

 

Büyük Rus şairi Aleksandr Puşkin’in, 1824 yılında, 25 yaşında iken yazdığı 9 şiirden oluşan “Kur’an’a Öykünmeler” başlığındaki şiirlerinden 4’ncü ve 5’ncisinde yer alan dizeler (3), Ehl-i ehva’yı tercih edenlerin durumunu ortaya koyar niteliktedir.

Puşkin’in, 4’inci şiirindeki diziler, “niçin tanrı değilim?” iddiası ile, bir Solucan’dan zaman içersinde Fare; Fare’den de Maymun; Maymun’dan da İnsan üretmeye çalışanların ‘gözlerindeki perde’nin kalkması için ‘ibret’ oluştururken, 5’inci şiirindeki dizeler ise, “ibret almayıp da gözlerindeki perdeyi kaldırmayanların” durumunu ne de güzel ortaya koymaktadır:

 

“Seninle, bir zamanlar, ey her şeyi yaratan,

Yarışa yeltenmişti bir kudretli,

Çıldırmış gibiydi gururdan,

Fakat sen nasıl da bildirmiştin ona haddini,

Dedin : Dünyaya yaşam armağan ediyorum,

Ve onu ölümle cezalandırıyorum,

Ben her şeye kadirim.

 

Dedi o, ben de yaşam armağan ediyorum,

Ben de ölümle cezalandırıyorum,

Ey tanrı, seninle eşitim.

 

Fakat senin gazabın konuşunca

Günahın böbürlenişi sustu:

Güneşi yukarı kaldırıyorum doğuda;

Sen de batıda kaldır onu!”

…………………………..

Tanrı’ya yakarın, güçlüdür o,

Yönetir rüzgarı; kavurucu günde

Göğe gönderir bulutları;

Ağaç gölgesi verir yere.

 

O merhametlidir: Işıklı Kur’an’ı

Açtı Peygamberi Muhammed’e

Akalım bizler de aydınlığa doğru,

Ve kalksın gözlerden perde,

Ve her şey akacak önünde Tanrı’nın

Korkuyla allak bullak;

Ve yok olacak günahkarlar,

Ateş ve külle kaplanarak….”

 

İşte Puşkin, işte “insanoğlunun yeryüzüne ayak basışından beri” yapılagelen ‘iki tercih’...  

Bir ve Tek olan Tanrı inancını kabul” ile, “Sana itaat etmiyorum (-tanrılık/çok tanrıcılık)” iddiası da bu oluyor… İnsanoğlunun “Cüz-i iradesi” ile yaptığı bir ‘Seçim’; “Habil ve Kabil Tercih’leri” de zaten bu oluyor

“Tercih’lerini sağlıklı” yapmak isteyenler, varolan ‘iki kitabı’; Evren Kitabı’nı (Evren Sistemini) ve Kur’an-ı Kerim’i iyi okumalıdırlar... “Sanatkâr’ının” ortaya çıkardığı Evren Kitabının (Kainat Sistemi’nin) “başlangıcına” bakılırsa, “Yok’tan” varolduğumuzu öğreniyoruz... “Sonuna” baktığımızda ise, “Ölümün Yeniden Doğuş İçin” olduğunu,Yaşamın ‘Tercih Tarihi’” olduğunu anlıyoruz (4). Dün de bu, bugün de bu, yarın olacak olan da bu...

Okunması gereken “diğer (ikinci) kitap”, Kur’an-ı Kerim’in bildirdiği de bu oluyor…

 

Eski Mısırlıların inanışıyla da, yaşamın (hayatın), Cennette oturmak ile, Mezarda (-Cehennemde) kalmak arasında yapılan bir tercihtir (seçimdir) bu (5). Sümerlilerden bir yazarın, “İnsan ve Tanrısı” isimli şiirinde yer alan, “Tanrı’ya hörmet etme, övme ve yükseltmenin insanoğlunun saygın yükümlülüğü olduğu…öğütü..” de (6), her dönemdeki “İnsanın Gerçeği”ni, “Yaşamın/hayatın Tercih Tarihi” olduğunu günümüze taşımaktadır.

Umabileceğim şey, herkesin ‘doğru tercihi’ yapması, ‘Gözlerdeki Perde’nin kalkması olacaktır…

 

“Ceza ve mükafatı” kazanmak, insanoğlunun kendi tercihi (seçimi) olduğu için de, (bu yönüyle) Kıyamet, bir “Tercih (Seçim)” de olmaktadır. İnsanoğlunun “Kendi (Yanlış) Tercihi (Seçimi), Kendi Kıyameti” olacaktır…

Hadi bakalım kolay gelsin!..

Tercih/Seçim sizin…

 

http://www.ahmetmusaoglu.org

Yayın Tarihi
24.04.2012
Bu makale 10506 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!