Kaçıncı sınıfsınız?

         Sigara karşıtıyım ama yalnızca şuna fena halde bozuluyorum. RTÜK(Radyo, Televizyon, Üst Denetim Kurulu) filanca yasa gereğince, aldığı kararla, televizyondaki içicilerin ellerindeki sigarayı karartmıyor mu deli oluyorum vallahi, koptuğum yer bu nokta işte! Çünkü, film ya da dizi her neyse artık vurdulu kırdılı, kan gövdeyi götürüyor, ortalığa ceset parçaları saçılmış, silahlar susmuyor, bombalar konfetiymişçesine havadan yağıyor, kurşunlar dans ediyor, çocuklar feryat figan içinde çığrışıyorlar, gözyaşları selcesine akıyor ve bunu göz ardı ederek sadece sağlığa zararlı diyerek kalkıp sigarayı ne bileyim dumanını genişçe perdeleyerek, o filmi seyretmemize engel oluyorlar, salt bu yüzden kişiler yeterince görülmüyor, hareketler kaçıyor ve konu kavranmıyor doğal olarak, bilmem anlatabildim mi?

Şimdi şöyle diyebilirsiniz: “İzleyiciye yaş sınırlaması getirdik” Hah, kargalar bile güler buna. Sansür anlayışı seks ve sigarayla mı sınırlı Allah aşkınıza… Ayrıca yukarda saydığım olumsuzluklar ne yazık ki “GENEL İZLEYİCİ” içinde. Neyse artık, bu kadar da kısır düşünülmez ki canım, pes doğrusu! Adama çok bildik bir deyişi hatırlatarak: “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” derler o zaman da!

 

İnsanlar artık bu zehirden sıyrılmaya çalışıyor az çok, yani bir biçimde boykot var. Çoğunluk duman avcısı durumunda bıkmadan, usanmadan ve yorgunluk nedir bilmeden sigarayla savaşıyor. E-ee düşman güçlü olunca, donanımlar da ona göre olacak elbette ki. Bu konuda ben de katı kurallarımla tanınırım çevremde. Kâh sigarasızlık günü, kâh dünya sigarayı bıraktırma günü diyerek bu illetten kurtulmaya uğraşılıyor ve “31 Mayıs Dünya Sigarasız Günü”

 Sigara yanınca nikotin yok olur mu peki? Bilgilendiğime göre tütün yanarken içindeki nikotinin de yandığı, böylece tütünün zararsız hâle geldiği düşünülürmüş. Tütünün zararı yalnız dumanda kalmış olan beşte bir oranındaki nikotinden ileri gelmemekle birlikte, ileri sürülen bu inanış da hatalıymış. Nikotinin tehlikesi tütün yakılınca ortaya çıkıyormuş. Sigaranın ucundaki ateş, tütünün henüz yanmamış kısımlarını ısıtırmış. Böylece ısınan nikotin zehri hemen buhar durumuna geçer, dumanla birlikte akciğerin derinliklerine kadar girermiş.

         Yukarıdaki yazdıklarım mışlı, mişli, muşlu oldu ama inanın ki bu savlar sahipsiz değil, uzmanlar böyle söylüyor çünkü. Sağlıklı yaşamayı sevdiğimden, sigaranın zararlarını bildiğimden içmiyorum. Öksüren, tıksıran, elleri ve dişleri sigara sarısı olmuş bir kadın olarak düşünebiliyor musunuz beni, üstüne üstlük kül tablası gibi koktuğumu...

Sigara ikram edildiğinde göğsümü gererek “içmiyorum” deyip övünüyorum. Tüm dünya, sigara içenlere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıyor hem. Sınıflandırılmak istemiyorum açıkçası. Gerçi ülkemde kaçıncı sınıf vatandaş olduğumu dahi bilmiyorum, o da başkaca bir konu!

         Çevremde sigara içenlerin sayısı, içmeyenlerden oldukça fazla, içenlerin bahanesi ise hazır:

         “Efkârlandım, sevindim, üzüldüm, heyecanlandım, âşık oldum.” O zaman yak bir sigara! Yani her koşulda… Bense aşırıya kaçtığım yemeklerin ardından içiyorum kırk yılda bir. Sindirmeme yardımcı olduğunu sanıyorum ve büyük olasılıkla yanılıyorum. Sigara sadece içeni değil, çevreyi de etkiliyor. Dumanlı ortamlarda büyüyen çocuklarsa pasif içiciler. Sigara içenler filtreden süzüyorlar katranı, pasif içiciler doğrudan çekiyorlar ciğerlere. Gençler ise büyümenin bir parçası olarak görüyorlar sigara içmeyi. Aşağı yukarı on beş-on yedi yaşlarında ilk deneyimlerini yaşıyorlardı eskiden, şimdi on yaşlarına kadar indi bu. Zararını bilmelerine karşın, vermediğini düşünüyorlar hep. Taşıdığı riskler hakkında fazla bilgi sahibi değiller çünkü. 

 

          Bakalım gençler neden sigara içiyormuş:

         Arkadaşları içtiği için. Neye benzediğini anlamak için. Kendilerini rahatlattığı için. Hava verdiği için. Büyümüş hissetmelerine yol açtığı içinmiş.

Bir de sigaranın içindekileri öğrenelim:

“Ablacığım baka baka bir hâl olduk zaten!” dediğinizi işitir gibi oldum. Olsun, ben yine de içine bakacağım, siz de okuyacaksınız bir zahmet.

         Katran: Asfaltlarda kullanılan siyah ve yapışkan madde.  

         Nikotin: Bu madde kalp atışını ve kan basıncını yükseltir, bağımlılık yapar.

        Karbonmonoksit: Zararlı bir gaz. Beyne kan taşımasını önleyip kalp krizi, kanser ve solunum güçlüğü yapıyormuş.

         Bu kadar(cık)mış zararları, az ve öz, ben daha fazla sanıyordum aslında, bir şey değilmiş, rahatlıkla içmeyi sürdürebilirsiniz, iyi ölmeler!

                Ayrıca 4207 sayılı yasayla yüz binlerce kişinin sağlığının korunması, dumansız hava sahalarının oluşturulması amaçlanıyor. Antalya'da Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Atatürk Devlet Hastanesi ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde sigara bırakma klinikleri hizmet veriyor, yeter ki gerçekten bu illetten kurtulmak istenilsin.

 

Yayın Tarihi
01.06.2012
Bu makale 9848 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Afifeciğim;Sigaranın zararları hakkında yazdıklarının hepsine kadim bir içici olduğum halde katılıyorum.Bu denli sağlığımımızı mı düşündüklerini sanıyırsun?Sigara,kürtaj,sezeryan,mezeryan derken korkarım,kazığa oturtma,recm cezaları da gelecek.Akibetimiz hayrolsun.Kadınları kısırlaştırmak yerine,erkekleri kısırlaştırmayı neden akletmezler acaba.Erkek döllemezse kadın nereden doğuracak!Sevgiler,selamlar.

Neşe Karel 04.06.2012

Sn.Demirtaş, hislerime tercüman olan bir güzel yazı, 45 yıllık lanet sigaranın esiriyim ve alınan bir çok sigara yasağını abartılı olsa da içmeyenler açısından bakınca saygıyla karşıladım ama yazınızda vurguladığınız gibi fosur fosur dumanı tüten sigaraları mozaikleme, karlama ve hele bir kanal var ki içenlerin eline ağzına çiçek eklentisi yapıyor ört ki ölem gülmekten. Filmi seyrederken bu eklentileri ve karartmaları görünce hiç aklımda değilken dikkatimi çekiyor kalkıp bir sigara daha tellendiriyorum. Abesle iştigal edilmeye alıştırılmışız artık, yakında kürtaj ve sezeryan yasağını vurgulamak içinde filmlerdeki hanımların ön takımlarına çarpı koyar bu kafalar. Saygılarımla cesur kalem.

Esel Arslan 01.06.2012

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!