Düşüncelerimin kapağı

65 yaş üstü ücretsin taşıma pilav üstü kuru fasulye tadındaydı, tam kıvamındaydı yani. Yanılmıyorsam eğer, İzmir’de Başkan Ahmet Piriştina’nın benzer uygulaması başarısız olmuştu bir zamanlar, fakat Başkentte altmış beş yaş üstü ücretsiz taşıma sürmektedir hala. Aslında verilen hak geri alınmaz, alınmamalı da… Başkan Akaydın’ın gerçekleştirdiği en yerinde uygulamalardan birisiydi bence, fakat keşke hukuk danışmanları konuyu detaylı araştırsalardı da argo deyimle kabak yine başkanın başına patlamasaydı.

 Antalya’da Otobüsçüler Odası ücretsiz uygulamayı mahkemeye verdi ama henüz konu yeterince açıklığa kavuşmadı, otuz gün daha süre var sanırım. Şuradan bakarsak eğer altmış beş yaş üstündekilerin çoğu evinde hasta yatıyor zaten. Ne ki, hayırlarına beş on kişiyi fazladan taşısalar günaha mı girerler, onların anaları, babaları, dedeleri, engellileri yok mu? Unutmamalıyız ki garantisiz yarınlarda hepimiz engelli adayıyız.

Kınıyorum, ötesinde ayıplıyorum, uğraştıkları şeye bir bakın! Herkesin dini imanı para olmuş, Sağ görüşlüymüş, Sol görüşlüymüş, Muhafazakârmış, İlericiymiş, gelenekçiymiş hiç fark etmez, en önemlisi vicdanlı olmaktır…

Atasına sahip çıkmayan bir ulustan ne beklenebilir ki! Bir de otobüslerde uyarıcı anons sistemi kurulsa demeyin gitsin. “ Gençler, ön koltuklar yaşlılara, engellilere ve çocuklulara aittir” demeli hoş sesli bir bayan ve devam etmeli: “Gençler, büyüklerinize yer verin!” “Gençler, siz yaşlılık nedir bilmezsiniz ama onlar gençliği çok iyi bilir” demeli iki de bir. Kısacası İnternet sosyal ağdaki gibi dürtmeli umursamazları bu sistem…

 

               İbadet de gizlidir kabahat de

Ramazanın dörtte biri bitti bile, sayılı günler geçiyor işte ve bu mübarek ayın üstünden her zaman yararlanılır, genellikle yerel yönetimler yapar bunu. Fırsat değerlendirilir, iftar sofrası kurmakta birbirleriye yarışırlar hep. Peki, 11 ayın sultanı gelesiye dek neredeydiler, diğer aylar nasıl kategorilendiriyor bilemiyorum artık.  Taşı delen suyun kuvveti değil, sürekliliğidir oysa. Ramazanın mübarekliğiyse muhtemelen orucun ve Kadir Gecesinin bu aya denk gelişiyle ilgilidir. Benim bildiğim kadarıyla insanlıkta(!)çadırlar kurulur, veren el alanı bilmez, hatta evlere götürülür. Burada ise her şey aşikâr. Medya oradadır, başkanlar, kurmaylar, kodamanlar boy boydur, hatta servisi başkanların yaptığı da görülür.             

  Vah siyaset, ah seçimler!

      Kışlahan’ın önünde dağıtılan ihtar yemeği nedeniyle saat; 16.00’daki metrelerce kuyruğa giren vatandaş saatlerce ayakta beklemektedir, hayr mı, yoksa zulüm müdür?  Kapalı Pazar yerlerindeyse durum biraz daha çağdaştır. Gerçi çoğunluk oruçsuzdur, aslında 12 ay oruçludur vatandaş ama ne hikmetse aynen yeşil kartlılardaki gibi ihtiyaç sahipleri değil de, gözlerini toprak doyurasıcalar mağdurların haklarını çalarlar!  

Belki alakasız ama sık sık aklıma düşer, Çorum’un, Maraş’ın, Sivas’ın hesabını avaz avaz soran azınlık aydınlar, nedense ilkin kendi ufacık hesaplarını vermekten kaçınırlar, koltuklarından, makamlarından vazgeç(e)mezler en doğrusu !...

Neyse, bu da düşüncelerimin kapağı olsun öylelerine…

Yayın Tarihi
26.07.2012
Bu makale 9687 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Yüreğine, kalemine sağlık Afifeciğim. Ne güzel vurgulamışsın.Her canlı doğduğundan başlayarak yaşlanır,ve ölümü tadar.Üç kuruşluk hesabın ardına düşenler kendilerinin hiç yaşlanmayacaklarını mı sanıyorlar?Bu konuyla mahkemeleri meşgul etmek bile ayıp...

Neşe Karel 28.07.2012

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!