BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Devlet Bahçeli Aday Olmalı mı?

Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Ülkücü Hareketin emektarı Dr. Devlet Bahçeli, 4 Kasım 2012 günü yapılacak olan MHP Olağan Genel Kurulunda Genel Başkanlık için tekrar aday olmalı mı, olmamalı mı?

 

Bu soruyu, siyasi taraf düşünmeden, ‘partiye ve ülkücü harekete ne yararı olur ya da olmaz’ karşı soruyla irdeleyelim…

 

Konuya; objektiflik penceresinden bakan ve milli ideoloji Türk Milliyetçiliğine bir ömür vermiş kişi olarak; bazı önerilerim olacaktır, âcizane...

 

Bu önerlerim, akademisyen kimliğim ve “akil birey” kavrayışımla olacaktır, partili değil, adayların hiç biriyle de yakınlığı olmayan kişiliğimle; hatta tanışmışlığım, konuşmuşluğum bile olmayan bendeniz...

 

Davaya bir ömrü “nefer” olarak veren kişi olarak…

Gönül eri olarak; bir gençlik, bir orta yaş ve şimdi de orta yaşın üzeri bir ömürle bu ideale, düşünceye hizmet etmiş biri olarak...

Bu nedenle her sözüm tam anlamıyla yüreğimin derinliklerinden gelir, objektiftir, taraflı değildir.

 

**

Devlet Bey için;

 

1- Devlet Bey’in her kürsü konuşması; bir mastır tezi konusu olabilecek kadar akademik, felsefi fikri ağırlığı olan ifadeler ve derinlik akseden yol gösterici, kapsamlı muhtevayı taşıdığı her düşünen beyin bilir. Bunun aksini hiç kimse söyleyemez…

 

2- Bir gerçek daha var ki halkımız Devlet Bey’in akademik konuşmalarından çok şey anlamıyor, anlamasını da beklememek gerekir. Çünkü halk günlük yaşıyor… O halde halkla bütünleşecek, halkın öz değerleriyle hemhal olacak bir dinamizme ihtiyaç vardır.

 

3- Diğer bir husus ülkücü hareketin eğitim programlarından uzak bırakılmasıdır. Bu büyük bir hatadır. Bugün “haydi” denildiğinde ne kadar örgütlü ve eğitimli-donanımlı gençlik toplanabilir? Bu sorunun cevabı yoktur…

 

4- Teşkilatın anatomisı kurulu değildir; bırakalım köy ve kasabayı, ilçe ve il düzeyinde örgütlü ve eğitimli bir ülkücü gençliği yok MHP’nin şu anda… Var diyen beri gelsin… Hangi üniversitede ve ortaöğretimde örgütlü, bilinçli, bilgi donanımlı ülkücü gençlik vardır!!!… Olanlar da genç değil, önceki emektar ülkücülerden orta yaş üstü insanlar usulden tabelayı askıda tutmakta ısrarlıdırlar... Eğitim yok, bilgilenme ve bilgilendirme yok… Yanlış bir yönlendirme… Bunun aşılması şarttır… Yapılmadı bugüne kadar…

 

5-Halkın -vatandaşın- algısı ve MHP’den aldığı izlenim Devlet Bey için, kişisel olarak yaşlılık, ağır ameliyat, hastalık ve ‘dar çevre’ seçimiyle aksiyon engeline takılan yanlış strateji… Bu hal, en yıpratıcı faktör… Siyasi rakiplerine verilmiş “koz”…

 

6- Çevresini seçerken yaptığı yanlışlar… Genel seçimlerde, tarifi ve kapsamı adap ve edep sınırlarını aşan suçlamalar… Buradaki kusur, seçtiği kişilerin yanlışını net olarak algılamak mümkündür… Bu yanlışı halka anlatamazsınız…

 

7- Toplumu kucaklayacak, toplumla bütünleşecek bir medya organının olamayışı büyük bir eksiklik olarak devam ediyor…

 

8-Eğitim kurumlarında etkinliğin sıfıra yaklaşması, devlet bürokrasisindeki erozyona uğraması Ülkücü hareketi umutsuzluğa sürüklemiştir. İktidar özlemi benlikleri yakıyor… Bu alanda da MHP teşkilatı başarılı değildir…

 

9- Siyasi iradeye vakitli-vakitsiz verilen destek, MHP için “AKP”nin kuyruğu” tabirini yaygınlaştırmıştır. Hem emperyalizmin taşeronu diyeceksiniz hem de “ülkücü hareket arkanızdadır” diyeceksiniz… Çelişkiler yumağı…

 

Sonuç olarak Devlet Bey, “onursal 2.genel başkan” olarak yerini almalı, “danışılan emektar” konumunda kalarak alttan gelen “değişim” hareketinin önünü açmalıdır…

 

Ülkücü hareketin içine sokulduğu ataletten çıkması gerekiyor. Bu da Devlet Beyin akademik içerikli kürsü konuşmalarıyla da olmaz…

 

Devlet Bey MHP Genel Başkan adaylığı için ismini ve itibarını hırpalatmamalıdır…

 

**

Aday olacaklara birkaç sözümüz olacak;

 

*Önce; aday olacak ülküdaşlarımın davaya gönülden inanmış, emek vermiş, herkesi kucaklayabilen, hoş görülü olması gerekiyor…

 

*Ülküdaşlarımın birbirinin omzunu basamak yapmadan, mevcut ve geçmişteki MHP Genel Merkezini ve Teşkilatlarını kırmadan, dökmeden, kötülemeden, dedi-kodu sözüne tenezzül etmeden, hiçbir şekilde karalama yapmadan, adap ve edep içinde görevlere talip olmalıdırlar…

 

*Milli ve dini ahlâktan ayrılmadan, Türk milletine umut verecek şekilde onurlu ve kişilikli bir kimlikle çıkmalıdırlar ortaya…

 

*Türk Töresi ve geleneklerine aykırı her hareket ve söylemden uzak durmalıdırlar… ‘Kazanan kim olursa olsun bizimdir’ ilkesini yüreklerine kazımalıdırlar…

 

*Türk milletinin tek umudu MHP’de oluşacak hareket ve doğru esecek rüzgardır olduğunu bilmelidirler… Eskisi-yenisi öteletmeden, tüm ülkücü ve milliyetçi Türk evlatlarını aynı obada toplamalılar, herkesi kucaklamalılar, ellerini uzatarak gülümsemelidirler…

 

*Aziz Türk milletinin varlık sebebi olan Bozkurt ve en büyük Türk Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve MHP’nin ebedi başbuğu Alparslan Türkeş’in ortaya koydukları fikir ve düşüncelere bağlı kalacaklarına dair milletin huzurunda ant içmelidirler…

 

*Her şart ve ortamda Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Milli Devletinin menfaatleri öncelikli kalmak koşuluyla, el-ele, kol-kala tüm ülkücü camiayı, Türk milliyetçilerini selamlamalarını öneriyor ve tüm aklım ve kalbimle bekliyorum…

 

Bu düşünce ve temennilerimin hedefine ulaşacağını umut ediyorum.

Selam olsun tüm ülkücü dostlara, Türk milliyetçiliğine emek vermiş emektarlara…

 

 (rdemir@akdeniz.edu.tr; www.r-demir.com)

Yayın Tarihi
01.10.2012
Bu makale 10454 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!