Çok doğru bulduğum şu cümleyi yazmak istiyorum: AKP olmadan dinimi, CHP olmadan cumhuriyetimi, MHP olmadan milletimi sevebilirim, sahip çıkabilirim, koruyabilirim. Cumhuriyetin de bayramımızın da siyasallaştırılmasından, politik oyunlara alet edilmesinden tiksiniyorum
Ülkemizde yaşayan herkes, vatandaş olan herkes, bu bayramı kutlamak zorunda! Çünkü dini bayram değil, Müslümanlar kutlasın da olmayanlar kutlamasın. Bu, bağımsızlığın, cumhuriyetin bayramıdır. Eğer Türkiye Cumhuriyeti üzerinde nefes alıp veriyorsak, cumhuriyetten ekmek yiyorsak bayramı kutlayacağız! İsteyen kutlasın istemeyen kutlamasın diye bir şey yok!
Antalya’da 28 Ekim Pazar günü Cumhuriyet Meydanını, Atatürk anıtına çelenk koyma töreni esnasında adeta savaş alanına döndü, polis gaz sıktı, sivil toplum kuruluşları, CHP’liler bariyerleri geçti, yaralananlar oldu, arbede yaşandı. 29 Ekim kutlamaları ise bir gün öncesinin provasıyla sakindi. 29 Ekim Havai Fişek gösterilerinin 'formalite' olduğu o kadar belliydi ki. Herhangi bir ünlü simamızın düğün töreninde atılan havai fişekten ne eksik ne fazlaydı ve resepsiyon, sonrasında, her daim olduğu gibi ellerde bayraklar: “Onun Yıl” marşı… Yaklaşık Üç yüz binle kutlanan coşkulu fener alayı elbette ki muhteşemdi…
Yine de anladım ki, bize sadece Atatürk'ü sevenler değil, Türkiye Cumhuriyetini seven, koruyan, sahip çıkan milyonlar gerek.
Neyse efendim 29 Ekim akşamı TV kanallarında boy boy CHP'lileri izledik, çoğu ahkâm kesti. Fırsattan istifade iç savaş tellallığı yaptılar, prim vermeyelim aklıselim olalım. Bu durumdan en az AKP kadar CHP de sorumlu, çünkü yaşanan olayların baş sorumlusu yoktur, sorumluları vardır. Yürüyüşlerde sıkılan biber gazının hesabını, devlet yönetiminde söz sahibi olan iktidar da, muhalefet de eşit oranda taşıyor. Cumhuriyetim benim, bağımsızlığım benimdir. Kimsenin ya da hiç bir partinin tekelinde ve temsilinde değildir. Esas olan devlettir, halktır, vatandaştır, iktidar ya da muhalefet değildir!
Diğer kentleri bilmem ama Antalya’daki toplu ulaşımdaki ücretsiz binişler dini bayramın sonlanmasıyla bitti. Kurban bayramı süresince bedava çalışan kırmızı renkli belediye otobüsleri, hafif raylı sistem, nostalji tramvayı 29 Ekimde 'haşırt' diye ücret alıverdi. Tabi o bayram bu bayram değil, bazı kesimlerin adını dilinden düşürmediği ama bizim kalben hissedip sığındığımız ''Allah''ımız soracak öbür tarafta onlardan. Lakin her işi de Yaradan’a bırakmamak gerek, kaba tabirle ilkin eşeğimizi sağlam kazığa bağlamalıyız. Gerçi büyükşehrimiz CHPLİ. Keşke Cumhuriyet Bayramında da bu uygulama sürseydi de başkanımızı yere göğe sığdıramasaydık.
Ayrıca bugünkü durumdan nemalanmaya çalışan, kendine yontma gayretinde olan bazı CHP'lileri de şiddetle kınıyorum. Bu bayram CHP'nin bayramı değil, CHP artık Atatürk'ün çizdiği yolda giden bir parti de görünümünde değil. CHP'nin durumu fırsat bilip yapacağı tüm manipülasyonlara karşı herkesi dikkatli olmaya davet ediyorum.
Ben sanatçıyım, içimize baktığımda ne CHPLİ sanatçı ilçe meclis üyeleri tanıyorum, gizlice AKP de iş kovalayan, hatta AKP belediye başkanlarına kendi çıkarı için tavassuta-ricaya giden, derneğini bile babasının malı gibi kullanıp oy beklentisi, başkanlık sevdası için sanatla alakasız kişileri üye yaparak salt egosunu şişirmek ve kazanç kapıları açmak uğruna dernek içinde tüm illegal dolapları çeviren, partisine zarar veren davranışlar sergileyenleri biliyorum, hem de çok iyi. Açtırmayın kutuyu söyletmeyin kötüyü. Menfaat olan yerde, merhamet olmuyor, hepsi bu! Sağcısı Solcusu, Muhafazakârı yok bu işin. Tek duygusal kavram var, o da: VİCDAN…
Velhasıl; “sözde entelektüeller, aydınlar; memnun musunuz, keyfiniz yerinde mi?” Çok yıldızlı otel lobilerinin koltuklarından Amerikan viskisi yudumlarken; “oh ne ala memleket, her şey günlük gülistanlık” diyerek vahameti görmek istemeyerek kaykılanlar, hepsinden tehlikelisi, hepsinden daha sinsisi, hepsinden daha acımasızı sizlersiniz!..
Anladım ki: bize sadece Atatürk'ü seven milyonlar değil, Türkiye Cumhuriyetini seven, koruyan, sahip çıkan milyonlar gerek!
"İcra eden, tatbik eden, karar verenden daima daha kuvvetlidir." Mustafa Kemal Atatürk…