Var mı öyle babayiğit!

Gazeteci dostumuz Mehmet Tosun, Körfez gazetesindeki köşe yazısında Ali Buldu ve İdris Özyol’un yazılarına atıfta bulunarak Antalya’daki fuhuş ve travesti sorununun gündeme getirilmesine memnuniyetini dile getirmiş ve “Antalya’da genelev açılmalı mı?” sorusunu masaya yatırmış.  Yazısının sonunda da Antalya’daki bir çok köşe yazarının neden bu konuyu köşesine taşıyıp fikirlerini belirtmediğini irdelemiş. Konu hassas olduğu için bir çok meslektaşımız ister istemez ‘aman uzak durayım’ diye düşünülebilir ama bunu bizler yazmayacağız da kim yazacak. Şurası bir gerçek ki (resmi raporlarda öyle diyor) son dönemde sokaklarda ki travesti sayısında ciddi bir biçimde azalma var.  Bunda cezaların azımsanmayacak şekilde artmasının ve artık bu kişilerin sanal alemde müşteri aramasının etkili olduğunu düşünüyorum.

Peki fuhuş tamamen ortadan kaldırılabilir mi? Mümkün değil. Talep olduğu sürece arz da olacak. Zaten “ben fuhuşu tamamen ortadan kaldırırım” diyen kentin bir yetkilisi de ancak kendisini kandırır. Ama kontrol altına alınabilir. Kontrol alınması demek de, genelevin bir şekilde açılması demektir. Peki buraya kadar anlaştık, ama bu genelevinin onayını hangi cesur belediye başkanı ya da bürokrat verebilecek? Kim böyle bir projenin altına imza atacak ya da açılışta kurdele kesecek? Var mı böyle bir babayiğit. Hele seçim sathına girdiğimiz şu dönemde..

+++++++++++

Adamlar kararını

çoktan vermiş

Hani ‘biz açılım mı’ diyoruz ya, Avusturya bu kararını çoktan vermiş. Bu Orta Avrupa ülkesinde 150 seks işçisinin çalışacağı “FunMotel” adlı genelev günde 1000 müşteriyi ağırlayacak ve ultra lüks genelev, yaklaşık 19 milyon dolara mal olacakmış. Genelevin sahibi işadamı Peter Laskaris, ülkedeki en büyük genelevin 2014 yılında faaliyete geçeceği bildirildi.
Halen Avusturya’nın başkenti Viyana’da da büyük bir genelev işleten “iş adamı” Laskaris, yeni işletmenin “genelev” kavramının çıtasını tıpkı bir “manavdan süpermarkete geçiş” gibi yükselteceğini duyurmuş.
Unutmadan belirtelim, yeni genelevde olağan seks hizmetlerine ek olarak “swing partiler, toplu seks partileri ve fitness hizmetleri de” verilecekmiş.

+++++++++

Yılmaz Uluğtürk’ü kaybettik

Antalya Gazeteciler Cemiyeti üyesi Yılmaz Uluğtürk hayatını kaybetti.  1923 yılında İstanbul’da doğan Uluğtürk,  mesleğe 1952 yılında başladı. Çeşitli gazetelerde görev yapan Uluğtürk 1965 yılında girdiği TRT Antalya Radyosundan emekli oldu.

++++++++

Hatalar Üzerine

• Eğer bir berber bir hata yaparsa, bu yeni bir tarzdır...
• Eğer bir şoför bir hata yaparsa, bu bir kazadır...
• Eğer bir doktor bir hata yaparsa, bu bir müdahaledir...
• Eğer bir mühendis bir hata yaparsa, bu yeni bir atılımdır...
• Eğer ebeveynler bir hata yaparsa, bu yeni bir kuşaktır...
• Eğer bir politikacı bir hata yaparsa, bu yeni bir hukuk kuralıdır...
• Eğer bir bilim adamı bir hata yaparsa, bu yeni bir keşiftir...
• Eğer bir terzi bir hata yaparsa, bu yeni bir modadır...
• Eğer bir öğretmen bir hata yaparsa, bu yeni bir teoridir...
• Eğer bir patron bir hata yaparsa, bu bizim hatamızdır...
• Eğer bir personel bir hata yaparsa, bu bir "HATA" dır

+++++++

HAFTANIN SÖZÜ

Karımı asla aldatmam. Evde biftek beni beklerken, sokakta niye köfte peşinde koşayım... Paul Newmann

+++++++++

HAFTANIN FIKRALARI.. HAFTANIN FIKRALARI..

TEMEL

Temel, Trabzon-İstanbul uçağının kaptan pilotudur. İstanbul’dan havalanmış Temel’in uçağı. Uçak Zonguldak üzerine gelirken bir sarsıntı olmuş, yolcular paniklemiş. Temel anons yaparak "Tikkat tikkat kaptanınız konuşuyor. Paniğe gerek yoktur sükunetinizi koruyun" demiş. Yolcular rahatlamış. Sinop üzerinede bir sarsıntı daha geçirmiş. Temel yine anons yaparak yolcuları sakinleştirmiş. Samsun üzerinde bir sarsıntı daha. Temel mikrofonu eline alarak yolculara şöyle

seslenmiş:"Eşhedü Enlaaa.....”

AZGIN DOMUZ

En yakın komşusundan 10 kilometre uzakta, yaşlı karısıyla birlikte yaşayan çiftçi, eğlence olsun diye bir dişi yavru domuz almış. Domuz kısa sürede büyümüş ve çiftleşme zamanı gelmiş. En yakın erkek domuz 10 kilometre uzakta bulunduğundan ve domuz "domuz gibi" inatçı olduğundan, yaşlı çiftçi bu seyahati el arabasıyla yapmaya karar vermiş. Kan ter içinde
kaldıktan sonra dişi domuzunu çiftleştirmiş ve erkek domuzun sahibine sormuş: "Hamile kalıp kalmadığını nasıl anlayacağım?" Adam, "Yarın" demiş, "çayırda yatıp debeleniyorsa hamiledir yok çamurda yatıyorsa değildir, yine getireceksin"
Adam aynı yolu el arabasıyla yeniden katedip evine dönmüş. Ertesi sabah pencereden baktığında domuzun çamurda yattığını
görmüş. Çaresiz domuzu el arabasına koyup yeniden çiftleştirmeye götürmüş. Ama yine aynı sonuç. Aradan günler geçmiş, domuz hep çamurda yatıyor. Yorgun bir günün sabahında, adam karısına ümitsizce seslenmiş, "Su camdan bak bakalım, domuz
çayırda mı debeleniyor, çamurda mı?" Kadın cevap vermiş, "Valla, ne çayırda ne çamurda, el arabasına binmiş bekliyor"