Muhafazakâr aydın(lar)

Kelime anlamı "sahip olduğu değerleri muhafaza eden kişiler" olsa da kavramsal acıdan sağ görüş sahibi, politik görüsü üzerinde dini motiflerin etkisinin hissedildiği, liberalizmle aşırı dindarlık arasında yer alan kişiler için yapılan tanımlamadır. Tam anlamı tutucu olan kelime... Ancak muhafazakâr olmak sağcı, ya da İslamcı olmak anlamına gelmez, her alanda muhafazakâr olmak mümkündür... Muhafazakâr ateist, muhafazakâr Budist, muhafazakâr Hıristiyan, muhafazakâr salak olmak bile mümkündür... Pek tabi solcular da tutucu olabilirler, çoğu öyledir de zaten. Olmadıklarını söylerler, 'materyalist birinin tutucu olması olanaksızdır' falan derler yani.

Tarihsel sürece bakıldığında Sağcılar muhafazakâr, Solcular ise Aydın diye anılırdı. Entelektüel;  çağı yakalamış, kültürlü, halkın vicdanı konumunda ve onların hakkını savunan, iktidarlara yalakalık etmeyen, her zaman bir adım ilerisini savunduğu için hep muhalif durumda kalan, gözüpek, cesur, üretken, yapıcı kendini sürekli yenileyeni anlıyoruz.  Aydın:  Ayrıca bir düşünceyi, bir olguyu araştırmadan onaylamayan kişidir. Şimdiyse İslamcı aydın, muhafazakâr aydın diye bir güruh doğdu. Halkın refah geleceği yerine İslami otoriter düzeni savunan kişilerin aydın olarak değerlendirilmesine nasıl bakılır ki?  Şöyle açıklanabilir belki:  okumuşlar, fikirleri ne olursa olsun Aydın olarak nitelendiriliyor demek ki!  Oysaki Türkçe “aydın” kelimesi çok genel, karmaşık, karanlık anlam taşır. Peki, aydın, yalnızca okumuş, bilgili kişi midir? Hemen hemen her gün kullanılan aydın sözcüğünü derinlemesine irdelediğimizde ne yazık ki yiten ümitleri görürüz. Aydın, belirli bilgilerle donanmış kimse değil, düşünceyi alışkanlık durumuna getiren kişidir.

         Guatemalalı Şair Otto René Castillon’un “Tarafsız aydınlar” şiirindeki insanlık ayıbında olduğu gibi hesap soracak yoksullar.  “Ne yaptınız biz ağır ağır ölürken” diye...

O gün basit insanlar, tarafsız aydınların kitaplarında, şiirlerinde yer almayanlar, her gün ekmek getirenler onlara, süt getirenler, çörek ve yumurta getirenler, giysilerini dikenler, arabalarını sürenler, köpeklerine, bahçelerine bakanlar, onlar için çalışanlar, gelip soracaklar: "Ne yaptınız acı çekerken yoksullar içlerindeki sevgi ve yaşam sönüp giderken?" Tarafsız aydınları güzel yurdumun, cevap veremeyeceksiniz. Yiyip bitirecek sizi bir sessizlik kuzgunu. Yüreğinizi kemirecek zavallılığınız. Susup kalacaksınız kendi utancınızla.”

          Prof. Dr. Mehmet Kaplan bir yazısındaki bölümde:

“Muayyen bir ideolojiyi veya hayat görüşünü kafasına bir şapka gibi geçiren ve onu hakikatin ta kendisi zanneden bir insan bizce “aydın” değil, bir nevi portmantodur” der.

         Kısacası, delinin birisi kuyuya taş atıyor, kırk akıllı çıkartmaya çabalıyor.

          Sözde aydınlar!..

Yayın Tarihi
30.01.2013
Bu makale 10150 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!