Üçüncü Adana Buluşması

Adana’nın ünlü işadamları arasında yer alan “Halk Plastik” in sahibi Değerli Ağabeyimiz Hacı Ali Hıradağ’ın düzenlediği “12. GELENEKSEL KAHVALTI” ya üçüncü kez katılarak döndüm.

Bu son derecede değerli etkinliğin, bir kahvaltının çok ötesinde boyutları olduğunu söylemeliyim. İki bin kişiye yakın Darendeli’nin katıldığı bu kahvaltı için “ADANA’DA DARENDELİLER BULUŞMASI” denilmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum.

Katılanlarının işlerinin aksamaması için Pazar günü sabah namazından sonra başlayan etkinlik, kuşluk vakti sona eriyor gibi görünse de, yarattığı sıcaklık ve dayanışma günlerce devam ediyor. Kahvaltının arkasından devam eden toplantı ve ziyaretlerle bu etkinlik Darendeliler için kahvaltı sözcüğünden daha büyük bir anlam kazanıyor.

Ülkemizin başka yerinde benzerinin olmayacağına inandığım bu etkinlik,Darendeliler için  artık tam bir geleneksellik kazanmış olup, Allah uzun ömürler versin Hacı Ali Hıradağ büyüğümüzden sonra da evlatları tarafından sürdürüleceğine eminim. Bu özverili davranışlarından ötürü “HIRADAĞ AİLESİ” ni içtenlikle kutluyorum.

Adana Darendeliler Buluşması’nın organizasyonunun Sevgili Kardeşim Hilmi Keyhıdır tarafından düzenlenmesi de artık bir gelenek halini almış bulunuyor. Beni de bu etkinliğe ilk olarak Hacı Ali Hıradağ Ailesi adına Hilmi Keyhıdır Kardeşim davet etmişti. Yoğun çalışmalarıyla, hiçbir aksaklığa meydan vermeden yaptığı başarılı düzenlemeler için kendisini kutluyor ve teşekkürlerimi sunuyorum. .

Etkinliğe ilk katılışımda kendime Adana Hekimevi’ nde yer ayırtmıştım. Bunu haber alan, kendileriyle kan bağım olan sevgili akrabalarım Nazım Turgut ve Vehbi Güzel’in ısrarlı davetlerini kabul etmeyerek orada kalarak döndüm. Geçen yılki gidişimde ise Sayın Vehbi Güzel benim için Adana’nın en lüks otelinde yer ayırtmıştı ve bütün ısrarlarıma rağmen bu yıl yine aynı alicenaplığı gösterdi. Bana sonsuz mutluluk veren ilgi ve incelik, benim için hiçbir maddi değerle ölçülemeyecek boyutlardadır.

Adana Havaalanına indiğim anda telefonum çaldı. Açar açmaz duyduğum dost sesinin beni nasıl mutlu ettiğini anlatamam. Arayan Sevgili Kardeşim Ayhan Erden’di ve çıkış kapısında beni beklediğini bildiriyordu. Ayhan Bey beni doğruca Seyhan Barajı kenarındaki Adana Ticaret Odası Sosyal Tesisleri restoranına yemeğe götürdü. Yol boyunca, Babası Rahmetli Mevlut Erden dostumdan söz etme olanağı bulduk. Bu her ikimizin de geçmişteki güzel anılarımızı yad etmemize vesile oldu.

Masamıza gelerek hoş geldin deme nezaketi gösteren ve siparişimizi bizzat kendisi alan Ahçıbaşı’nın özenle hazırlamış olduğu yemekler sıra dışı denilecek nitelikteydi.

Yemekten sonra Sevgili Ayhan Erden Kardeşim beni, Sayın Vehbi Güzel’in yer ayırttığı tarihi ve şirin “BOSSALI OTELİ” ne  bırakma nezaketini gösterdi.  

Otelin karşısındaki Seyhan Barajı’nın, güneşin ilk ışıklarıyla aydınlanan muhteşem manzarasını kaçırmamak için sabahleyin erkenden kalktım ve fotoğraf makinemi alarak gördüğüm güzelliklerin fotoğraflarını çekmeye çalıştım. Burası olağanüstü denilecek bir güzellikteydi. Sabahın sihirli havası bunu daha da renklendirmekteydi.  

Zübeyde Hanım Parkı’ nın hirişindeki “Zübeyde Hanım” heykeli mükemmel görünüyordu. Önce onun, sonra da park içinde yürüyüş yaparken karşılaştığım bazı yaşlı ve ilginç ağaçların fotoğraflarını çektim. Park içindeki “Karacaoğlan Heykeli”, Eski Kız Sanat Enstitüsü önündeki “Atatürk Büstü” ve Bulvar üzerindeki “Atatürk  Müzesi” gerçekten  görülmeye değer yapıtlar.

Son olarak; kaldığım Tarihi “Bossalı Oteli” nin ve varlıklarıyla gurur duyduğum değerli yakınlarım Turgut ve Güzel Aileleri’ ne ait, ikiz kardeşler gibi yan yana ve adeta sırt sırta vermiş gibi duran  “ATEŞ” ve “ÖZATEŞ” plazaların görüntülerini aldım.

Bu arada “Tarihi Seyhan Köprüsü” nün birçok yönlerden fotoğraflarını çekmeği de başardım.

Arsası Darende’nin medarı-iftiharı Rahmetli Nuri Sabuncu büyüğümüz tarafından bağışlanan ve inşaatı Darendeli hemşehrilerimiz tarafından yaptırılan “Mehmet Nuri Sabuncu Camii” nin yarattığı muhteşem görüntü, Darendeli olduğum için bir kere daha gurur duymama vesile oldu.  

Otele döndüğümde Sevgili Hilmi Keyhıdır kardeşimin beni beklemekte olduğunu gördüm. Bu, bana büyük mutluluk veren son derecede özverili bir davranıştı. Oradan birlikte Özateş’e gittiğimizde; Vehbi Güzel kardeşimin bizim için özel bir kahvaltı hazırladığını gördük ve evinden getirdiği nefis “Ispanaklı Ekmek” leri de afiyetle yedik. Sonra hep birlikte Sevgili Nazım Turgut’un ziyaretine gittik. Bütün bunlar benim için büyük bir mutluluk oldu. Bu arada, iki yıldır, kendisiyle iyi bir ikili oluşturduğumuz  Değerli Arkadaşım Ahmet Kurdoğlu da teşrif ederek bizlere katıldılar.

Dasev Vakfı’nı ziyaret etmek üzere Vakıf Sekreteri Aysel Atilla Hanımefendiyi aradığımda son derecede nazik bir ilgi ve nezaketle karşılaştım. Az sonra bana geri dönülerek 23 Mart saat 13.00’de Vakıf Başkanı Sayın Nazım Turgut’un yemek daveti ve saat 14.30’ da da Vakıf’ ta Yönetim Kurulu üyelerinin katılacağı bir toplantı düzenleneceği bildirildi.  

Sayın Keyhıdır, Adana’da kaldığım sürenin her anını değerlendirecek güzel bir program hazırlamıştı. Yemek saatine kadar, Ahmet Kurdoğlu kardeşimle birlikte birkaç hemşerimizi ziyaret edebilme olanağı bulduk. “Öz Uğur” lardan sonra, aynı çevrede bulunan  bazı hemşerilerimize ayaküstü bir merhaba diyebilme fırsatı bulduk. Sonra da Sayın Nazım Turgut’un öğle yemeği davetine katıldık.

Vakıf Başkanı Sayın Nazım Turgut’ un nazik yemek davetine, Kardeşi Mehmet Turgut, Kızı Kadriye Hanım, Genel Muhasip Nevzat Buyurgan, Üyeler Hasan Akgül, Vehbi Güzel, Nadir Özata, Arif Sungur, Mehmet Sungur, Mustafa Çağatay, Sanayi Odası Başkanı Sadi Sürenkök, Adana Darendeliler Dernek Başkanı Mustafa Polat, Darendeliler’e ait etkinliklerin doğal organizatör ve sunucusu Hilmi Keyhıdır, Gazeteci Osman Çokyaşar, Değerli Meslektaşım Dr. Bedri Deveci katıldılar. Burada, Adana’nın ünlü kebabını yiyerek ve nefis şalgam suyunu içerek, birlikte olmanın mutluluğunu paylaştık. İsimlerini unuttuklarım olduysa lütfen beni bağışlasınlar.

Yemekten sonra hep birlikte Vakıf Merkezine geçildi. Buradaki toplantıya Sayın Ayhan Erden ve Saliha Kayadelen ile diğer bazı hemşehrilerimiz katıldılar. Adanalı facebook arkadaşım Sayın Zeliha Sıcak Hanımefendi  ile Sevgili Kuzeni Merve Kahya FB’ nin büyük bir nezahet göstererek, yaptırdıkları çok güzel bir çiçekle teşrif etmeleri benim için ayrı bir mutluluk kaynağı oldu. O anda Facebook arkadaşlığının ne kadar değerli olduğunu anladım. Çok samimi bir atmosfer içinde geçen toplantıyı sonuna kadar büyük bir ilgiyle izleyen Zeliha Hanım, izlenimleri hakkında çok güzel bir konuşma yaptıktan sonra ayrıldılar.

Toplantının ana konusunu, Adana’da bir “Darende Evi” nin açılması hakkındaki temenni ve görüşmeler teşkil etti. Vakıf’ın değerli çalışmaları ve hemşehrilerimizin gerekli fedakarlıkta bulunarak, yapacakları katkılarla bu temenninin en kısa zamanda gerçekleşeceğine yürekten inanıyorum. Nitekim dönüşümün hemen arkasından, Sevgili Arkadaşım Hasan Akgül’ün Dasev Vakfı’na çok güzel bir daire başladığını haber aldım ve bundan büyük mutluluk duydum. Bu onurlu davranışından dolayı kendisini yürekten kutluyorum.

Sevgili Nazım Turgut, büyük bir ısrarla bizi evinde akşam yemeğine de aldı. Bu vesile ile Sevgili Eşini ve Değerli kızlarını tanıma fırsatı bulduk. Çok itina ile hazırlanmış yemeklerden sonra geç saatlere kadar sohbet ettik. Burada, her başarılı iş adamının arkasında bir kadın vardır sözünün doğruluğunu gördük. Nazım Turgut  Bey, maşallah o kadar şanslı ki, arkasında bir değil akıllı ve ferasetli tam üç kadın birden bulunuyor.

Kahvaltının yapılacağı Pazar günü çok erken saatlerde, Sevgili Ayhan Erden beni kaldığım otelden alarak etkinliğin yapıldığı restorana götürdü. Sabahın o saatlerinde karşılaştığım manzara muhteşem bir güzellikteydi. Hemşehrilerimin ibadetlerine gösterdikleri itina yanında, birbirleriyle olan birlikteliğe de büyük önem verdikleri anlaşılıyordu. Bu Darendeliler adına son derecede gurur verici bir durumdu.

Adeta Adana’da yılın olayı sayılacak bir gün yaşanmış olduğunu söyleyebilirim.  Sayın Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, Yardımcısı Sayın Yüksel Karadağ, Çukurova Belediye Başkanı  Sayın Yıldıray Arıkan, Sayun İl Müftüsü, bazı Adana Milletvekilleri ve bazı Siyasi Parti İl ve İlçe Başkanlarının etkinliğe katılışları büyük memnuniyet yarattı.

Ankara’ dan gelen Eski Vali ve Müsteşar Sayın Galip Demirel ve Sayın Yusuf Doğru’nun yanı sıra İstanbul’dan Sayın Kazım Yıldırım, Sayın Süleyman Yelbay, Mersin’den Sayın Ahmet Cebeci, Em. Alb. Sayın Mehmet Bey ve Bursa Darendeliler Dernek Başkanı’ nın katılımları gerçekten güzeldi. Bu arada, gözler, konuklar arasında Darende Belediye Başkanı Sayın İsa Özkan’ı aradı ama maalesef göremedi.

Kahvaltı sırasında birçok değerli hemşehrimle görüşme olanağı buldum. Özellikle Değerli Meslektaşlarım Sayın Dr. Mehmet Aşlamacı ve Sayın Dr. Bedri Deveci ile tanışmaktan büyük mutluluk duydum. Eski Çukurova Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Yalçın Kekeç de gelmişti. Tanışmayı ve elini sıkmayı çok isterdim, ama ne yazık ki aniden ayrıldı. Sanırım acilen gitmesi gerekmişti. Biz hekimler bu gibi durumlarla çok karşılaşırız.  

Kahvaltıdan ayrıldıktan sonra, birkaç gün önce vefat etmiş olan bir hemşehrimiz için okutulan mevlüt ve arkasından verilen yemeğe katıldık. Çok sayıda Darendeli burada da bir araya gelerek, birlik ve beraberliğin çok güzel bir örneğini sergilediler. Birçok hemşehrilerimle burada da görüşme olanağı bulduk.

Daha sonra, Ayhan Erden ve Hilmi Keyhıdır Kardeşlerimle birlikte; yaşamını evinde yalnız geçirmekte olduğu ve rahatsızlığı nedeniyle bir tarafa çıkamayan, etkinliğe de gelemeyen Çok Değerli Ağabeyim Hanefi Ormancı’ nın ziyaretine gittik. Bu ziyaret, hem ona hem de bizlere tarifsiz bir mutluluk tattırdı.

Görüşmediğimiz çok uzun yıllardan sonra hala beni unutmamış olması bu mutluluğumu daha da artırdı. Bundan 30 yıl önce Rahmetli Bekir Kaya, Hızbullah Ocak  Ağabeylerimle birlikte Sevgili Hanefi Ağabeyim; Ankara’dan, Beş Belde Dergisi’nin tanıtımım için Darende Kültür Derneği adına gittiğimiz Adana’da bizi kentin en lüks otelinde ağırlamışlardı. Bu insanlara yaşamım boyunca vefa borcum olduğunu düşünürüm. İşin bu yönüyle, Adana’da yaptığım en önemli ziyaretin bu olduğu kanısındayım.

Allah kendisine uzun ömürler versin Hanefi Ormancı Ağabeyimi yaşına göre son derecede sıhhatli bulduğumu söylemeliyim. Nasip olursa önümüzdeki yıl ilk ziyaretimi baba dostu bu büyüğüme yapmak isterim.

Daha sonra da Sayın Nazım Turgut’un çiftliğini ziyaret ettik. Şale Köşkü’nü andıran ve ondan daha bakımlı olduğunu düşündüğüm köşkte gördüklerimiz iştahımızı açmış olmalı ki; yufka ekmeği içine yumurta, yeşil soğan ve maydanozla yaptığım dürümü büyük bir iştahla yedim. Havı Yengemin rengarenk kumruları çiftliğe  oraya ayrı bir güzellik kazandırmaktaydı. Burada gördüklerim Hacı Yengemin ne kadar yetenekli olduğunu  anlattı bana. Oradan büyük bir iftihar ve mutlulukla ayrıldık.

Pazartesi günü Sevgili Vehbi Güzel’in, Özateş’te özel olarak hazırlattığı öğle yemeğine katılmadan önce ve yemekten sonra birkaç hemşehrimizi daha ziyaret etme imkanı bulduk. İlk olarak gittiğimiz Halk Plastik’te Hacı Ali Hıradağ’ın evlatlarıyla tanıştık. Bize kuruluşlarını gezdirdiler. Gördüklerimiz harika şeylerdi. Doğrusu, hemşehrilerinin bu kadar başarılı olduklarını görmek insana büyük mutluluk veriyor. Hele Sayın Hıradağ’ın içtenlikli ve şairane konuşmaları, orada gördüklerinize büyük bir renk kattı..

Hamit Söylemez’den sonra gittiğimiz Ayhan Erden’lerin lokantasında, tok karnımıza olmamıza rağmen Adana’nın en güzel “Humus” unu tattık. Günümüz bir türlü bitmek bilmiyordu.

Aynı gün akşam üzeri son ziyaretimizi Adana Sanayi Odası’na yaptığımız ziyaretle noktaladık. Sevgili Sadi Sürenkök ve Erol Kavlak Kardeşlerim bize çok güzel ev sahipliği yaptılar. Sevgili Osman Çokyaşar Kardeşimiz de içinde bulunduğu araç sıkıntısına rağmen büyük bir fedakarlıkla oraya gelerek bize katıldı. Bu seyahatim sırasında biraz dikkatli hareket edecek olursa onun iyi bir gazeteci olacağına karar verdim. Üstelik iki yerde, kritik sayılacak bir durumda büyüklerine saygılı olmanın çok güzel bir örneğini verdi. Tanık olduğum bu güzel davranışlarından dolayı onu kutluyorum.  Bizler, onun iyi bir haberci olabilmek için gösterdiği çabalar yanında, bizlere ters gelen bazı hatalarına tahammül gösterebilmeliyiz. Zira bizlere düşen görev ona iyi bir örnek olmamızdır.  

Sevgili Kardeşim Saliha Kayadelen ve Sayın Eşi Mehmet Ali Bey’in yoğun üzerine buluştuğumuz MAdo’daki ikramları bir türlü onları tatmin etmedi ve illa ki akşam yemeğinde beraber olmayı istediler. Karnım tok olduğu için gücümün yettiğince direndim, ama sonunda bütün direnmem boşa çıktı ve Adana’nın ünlü bir restoranında Lahmacun yiyerek, Şalgam Suyu içmekte karar kıldık. İki gündür yanımdan hiç ayrılmayan ve babasının rahatsızlığına rağmen beni bir gölge gibi takip eden ve gideceğim yerlere götüren Sevgili Mustafa Polat’la birlikte, kızları Burcu’nun da katıldığı Kayadelen Ailesi ile çok güzel saatler geçirdik.

Burcu açmayı tasarladığı Restoran-Cafe’yi nasıl gerçekleştireceği hakkındaki düşüncelerini anlattı. Ben biraz ihmalkarlık yaptığım bu yazımı bitirinceye kadar hayalini gerçekleştirmiş olduğunun haberini aldım. Doğrusu bu kadar çabuk gerçekleştireceğini ummuyordum. Zira kısa zamanda Adana’nın en güzel mekanlarından birini açmış bulunuyor. Kendisini yürekten kutluyorum.

Evet katıldığım Üçüncü Adana buluşması böylece sonlandı. Ertesi gün sabahın çok erken saatinde Sevgili Hilmi Keyhıdır Kardeşim beni Havaalanına götürmek üzere oteldeydi. Kaldığım dört gün içerisinde , gördüğüm ilgi, yakınlık ve özverili davranışların beni nasıl mutlu ettiğini bilmem yazdıklarıma yansıtabildim mi? Eğer bunu yapabildiysem kendimi bahtiyar sayarım. Mutlaka unuttuğum ve eksik yazdığım şeyler olmuştur. Bunun için hemşehrilerimin beni bağışlayacaklarını umarım.

Burada isimi geçen ve geçmeyen bütün hemşehrilerime teşekkürlerimi ve en derin sevgilerimi sunuyorum. Saygılarımla.