Bu
hafta biraz gülelim istedim. Bu yüzden hemen konuya geçtiğimiz günlerde
okuduğum bir haberle girmek istiyorum. Tayvanlı bir kadın, kocasını mahkemeye
vermiş. Sebebi de cinsel organının küçüklüğü(!) Neyse olay mahkemeye taşınıyor
ve çift bir şekilde boşanıyor. Kimsenin buna diyeceği bir şey olamaz. Hatta
bahsi geçen organın 5 cm uzunluğunda olduğu da düşünülürse kadın belki de bir
ölçüde haklı olabilir.
Siz
şimdi benim “boy değil, işlev önemli” dememi bekliyorsunuz bunu da biliyorum.
Buna da sözüm yok ama arkadaşımızın işlev konusunda da biraz sıkıntısı olduğu
bir gerçek. En azından açığını (!) biraz daha çaba göstererek bir şekilde
kapatması gerekiyordu. Onu da beceremeyince artık şeriatın kestiği parmak
acımaz, sonucuna katlanacaksın. Ben bunu bilir bunu söylerim. Zira kadına da
yazık!..
Bu
arada, haberin devamında, “Ne zaman evlendikleri öğrenilmeyen çift, ilişkiye
girmeyi evlilik sonrasına bıraktıkları için, birbirlerine uygun olmadıklarını
da biraz geç anladılar. Bu da evliliklerinin sonlanmasına neden oldu” deniyor.
Belli ki haberi yazan muhabir ya da editör bu saptama ile olaya da tam
manasıyla müdahil oluyor. Yani sizin anlayacağınız, laf arasında “evlilik
öncesi ilişkiye girip birbirinize uygun olup olmadığınıza neden karar vermediniz”e
getiriyor işi.
Dolayısıyla
bir tahminde bulunmak ya da şeytanın avukatlığını yapmak gerekirse, bu habere
kesinlikle bir erkeğin elinin değdiği aşikar. Büyük ihtimalle de ya flört
ettiği bir kız var ya da nişanlı.
Anladınız siz onu:)))
+++++++
Aslansan
eğer..
Bir
adam sırtına bir aslan dövmesi yaptırmak için dövmeciye gitmiş ve "benim
sırtıma büyük bir aslan dövmesi yap ki görenler ne kadar da aslan yürekli bir
adam desinler" demiş
Dövmeci
işe başlamış iğneyi ilk değdirdiğinde adam feryat ederek bu aslanın neresi
demiş.
Dövmeci
aslanın kuyruğu deyince adam “bu canımı çok yaktı benim aslankuyruksuz olsun”
demiş. Dövmeci ikinci kez iğneyi değdirince yine adam feryat figan” bu aslanın
neresi “demiş dövmeci “kulağı” deyince “benim aslanım kulaksız olsun” demiş.
Dövmeci
üçüncü defa iğneyi batırmış adam yine feryatlar içinde “bu aslanın neresi”
demiş dövmeci “aslanın bacakları” demiş ve adam “bırak benim aslanın bacakları
da olmasın” demiş.
Kıssadan
Hisse: Aslan olmak istiyorsan feryat figan etmeyeceksin. Aslansan eğer,
inlemeyin acını yüreğinde taşıyacaksın..
+++++++
Diplomat…
Diplomatın
biri fakir bir adama gider ve:
“Oğlunun evlenmesini sağlayabilirim” der.
Fakir
adam yanıtlar: Asla oğlumun hayatına karışmam.
-Ama
kız Lord Rothschild'ın kızı.
-O
zaman başka...
Diplomatın
sıradaki durağı Lord Rothschild'dır:
-Kızınız
için bir kısmet buldum Lordum.
-Ama
benim kızım evlenmek için çok küçük.
-Ama
bu delikanlı hali hazırda Dünya Bankası Başkan Yardımcısı.
-O
zaman başka..
Diplomat
bu sefer soluğu Dünya Bankası Başkanının yanında alır:
-Size
başkan yardımcısı olarak tavsiye edeceğim bir delikanlı var.
-Ama
benim şimdi ihtiyacımdan fazla başkan yardımcım var zaten.
-Ama
bu çocuk Lord Rothschild'in damadı.
-O
zaman başka...
+++++++++++++
Mutlu
olmak için;
-Erteleme!
-Üşenme!
-Vazgeçme!
-Sabret!
+++
BASINDAN
HABERLER.. BASINDAN HABERLER..
Çırak
istifa etti
Bizim
Antalya gazetesi haber müdürü Hakan Çırak görevinden istifa etti. Çırak,
istifasıyla ilgili olarak sosyal paylaşım sitesi facebook’ta şu cümleyi
kullandı: “Gördüğüm lüzum üzerine bizimantalya’dan istifa ettim duyurulur.”
++
HAFTANIN
FIKRALARI.. HAFTANIN FIKRALARI..
YENİ
EVLİ ÇİFT
Yeni
evli çift nikâhtan hemen sonra seyahate çıkmıştı. Gecenin geç saatine kadar
konuştular, konuştular... Bitişik kompartımandaki yaşlı adamcağız, bu
konuşmalardan bir türlü uyuyamadı.
Yeni
gelin sık sık:
“Ah!”
diyordu, “Evlendiğimize bir türlü inanamıyorum, sevgilim.”.
İhtiyar
adam dayanamadı, ara bölmeye vurdu:
-
Evladım, genç eşine evlendiğinizi ispat et, inansın da... Uyuyalım artık...
HER
ŞEYİ BİLE MASA
Adamın
evine haciz gelmişti. Nesi var nesi yok götürüyorlardı. Tam eski bir masayı da
götürecekleri zaman, adam atıldı:
“Durun!”
dedi. “Her şeyimi aldınız. Fakat ne olur masayı bırakın.”.
Bu
söz üzerine hepsi şaşırmıştı:
“Neden?”,
diye sordular.
Adam:
“Bu masa ne sorarsan bilir, dert ortağım benim...”.
Bunun
üzerine komisyoncu:
“Peki,
öyleyse benim yaşımı bilsin bakalım”.
O
böyle der demez, masa ayaklarını 44 kez vurdu. Komisyoncu:
“Hayret.”
dedi, “Vallahi doğru, 44 yaşındayım.”.
-Öyleyse
bir soru daha soracağım. Bilsin bakalım karım evde şu anda ne yapıyor?
Bu
soru üzerine masa ters döndü ve çekmeceler girip çıkmaya, acayip sesler
çıkarmaya başladı.
BIÇKIN
DELİKANLI
Yılın
ilk günü sabaha karşı kulüpten çıkan geçkin kadını izleyen bıçkın delikanlı
sakin bir yerde karşısına dikilir:
“Sesini
çıkarma. Çabuk söyle paraları nereye sakladın?”.
Kadın,
lamba ışığında bitirim genci süzdükten sonra, gülümser:
“Ne
varmış sanki söylerim... Ama sen önce ellerinin soğuk olmadığına yemin et.”.
FAZLA
İLERİ GİTME
Şoför,
arabayı birden durduruverdi. Erkek yolcu sordu:
-
Neden durduk? Lastik falan mı patladı?
-
Hayır. Hanımefendi “Fazla ileri gitme!” dedi de.
Erkek
yolcu:
-
O size değildi!