Yabancı Markalardan önce Dilimizi koruyalım…

16 Mayıs 2013 tarihinde Samsun yerel basınında bir haber vardı.

“ Türkiye’de, ünlü markaların sahtelerinin üretilmesi, marka algısına zarar vererek, yatırımcının ticari alandan çekilmesine neden oluyor. İstanbul başta olmak üzere birçok ilden Samsun'a getirilen sahte ve taklit markalı ürünler komşu şehirlere dağıtılıyor.

Son dönemde Makro AVM, Yeşilyurt AVM ye Bulvar AVM'nin ardından Lovelet AVM ve PİAZZA AVM'nin de gelmesiyle birlikte Dünya Markası ürünler Samsunluyla buluşmuş oldu. Çevredeki illerden AVM'lerimizi görmeye gelenlerin sayısı az değil.  Bu AVM'lerin ayakta kalması için buralarda satış yapan dünya markası ürünlerin korunması gerekiyor.”

Haberi ilginç buldum… Vay canına dedim… Demek markaların sahte ürünleri ile ilgilenen ve konuyu gündeme getirenlerde var… Sonra baktım  bu taklit edilen markalara; Adidas, Burberry, Diesel,Disney(saat), Dockers,Ducati(saat),Dunlop,G-STAR, Lacoste,New Balance,Nike,Paul &Shark, Puma,Reebok,Swatch,US Polo,Zara, H&M, Tommy Hilfiger,Mango… Haberde bu markaların korunması dolayısıyla Lovelet AVM ve PİAZZA AVM' mizde korunmuş olacaktır deniliyor!                                                                                                            

TÜRKÇEMİZİ VE YEREL MARKALARIMIZI KİM KORUYACAK?

Yerel markalar korunmalıdır diyen yok, korunma talebi markalar yapancı, düşündüm… Sormak isterim bu marka korumacılığına soyunanlara, Her yıl 9-13 Mayıs tarihleri arasında kutlanan "Dil Bayramı" özellikle ulusal medya başta olmak üzere birçok yazılı ve görsel medyada geniş yer buldu. Acaba yerel basınımız, mülki ve yerel yöneticilerimiz “Dilimiz ve güzel Türkçemiz” konusunda hangi çalışmaları yaptılar merak ettim… Acaba Türkçemiz ne halde? Nereye gidiyor?

TÜRKÇEMİZ ELİMİZDEN GİDİYOR

Vatandaş Ali Bey, sabah Nokia telefonunun alarmı ile uyandı. Puffy pikesini kaldırdı. Nike pijamasını çıkarıp, Adidas terliklerini giydi. Clear şampuan ile duşunu aldı. Colgate diş macunu ile dişini fırçaladı. Rowenta marka kurutma makinası ile saçlarını kuruttu. Lacoste gömleğini ve Pierre Cardin takımını giydi.
Lipton çayını içti. Schaub Lorenz marka televizyonda CNN’de haberleri izledi. Penthause'undan inerek Opel marka aracına bindi. Blaupunkt radyosunu açtı, Polo şekerini ağzına attı. İşyerine Shileren marka asansör ile çıktı. Ofisinde Casper bilgisayarını açtı, internete girdi. Ofisboydan Nescafe'sini istedi. Öğleyin Mc Donalds'dan hamburgerini yedi, Coca Cola içti. Bir Marlboro sigarası yaktı, Star Gazetesi'ni okudu.
İş çıkışı Harbour Restoran'da JB'sini yudumladı. Sonra eşinin siparişlerini almak üzere Metro Market'e gitti. Persil deterjan, Clear şampuan, Gala WC kâğıdı, Johnson kolonyasını alarak, Master Cart ile parayı ödedi. Hafta sonu da ailesi ile birlikte Alanyum'a giden Ali Bey, showroomları dolaşıp, Puma ayakkapı, Lee Cooper Blue Jeans aldı.
Akşam, gazetenin verdiği TV Guide'a göz atan Ali Bey, kanallarda zaping yaparak, First Claas, Top Secret ve Paparazzi programlarını izledi. Aynı anda Busines Class dergisini karıştırdı. Gece yarısı Show TV'de Türk Dili üzerine tartışma programı başlayınca, ona göre son derece önemsiz olan bu konuyu fazla izlemedi ve televizyonunu kapattı... Yattı, uyudu…
TÜRKÇEMİZ İÇİN SİZCE NE YAPILMALI?
Eğer bir ülke ve halkı yok edilecekse, parçalanacaksa, bölünecekse işe önce konuştuğu dilden başlanır. O halkı yok etmek, geçmişini ve kültürünü bilemez hale getirmek, geçmişe dair tüm bağlarını koparmak ancak dilinin yok edilmesiyle sağlanabilir. Sonra sıra etnik kökenlere gelir. Kürt-Türk, Laz-Çerkez, Alevi-Sünni ayrımcılığı gündeme getirilir. En son aşamada ise İslam-Ilımlı İslam, Müslüman-Gayrimüslim, Açık-Örtülü olanlar ele alınır...

TÜRKÇE SOKAK, CADDE VE DÜKKÂN İSİMLERİ KENTLERİN KİMLİKLERİNİ İFADE EDER…

Sokak, cadde, dükkân, park, AVM merkezlerindeki isimler şehir kimlikleriyle özdeşleştirilmelidir. Çünkü bu İsimler, kent tarihinin derinliklerinden gelen anlamları ifade ederler ve bizim tapu senetlerimizdir. Yerel yönetimlerin Türkçe isimler konması hususunda yaptırıma gitmelidirler. Kentlerde belleklere kazınmış dükkân isimleri vardır. Bu isimlerin kent kimliği ile ilgili anlamlar ifade eder. Bunların değiştirilmesi kent kimliğine ihanettir. Atalarımızdan aldığımız kültürümüzü çocuklarımıza tahrip etmeksizin bırakma sorumluluğumuz olduğunu unutmamalı…

Sonuç olarak önerim yapancı markaların sahtelerinin üretilmesi konusuna eğilen değerli basınımız, dilimizin adım adım yok edilmesine acaba ne diyorlar?

Benim önerim önceliğimiz dilimiz Türkçe ve onun korunmasıdır. Çünkü Türkçemiz tıpkı bayrağımız, egemenliğimiz ve bütünlüğümüz gibidir… Onu korursak ülkemizi de korumuş olacağız…18 Mayıs 2013 Burhan Taneri…

Yayın Tarihi
20.05.2013
Bu makale 8754 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!