Ülkemizdeki
barış sürecine katkıda bulunmak için yola çıkan Akil İnsanlar Heyeti, önceki
gün Antalya’daydı. Amaçları Antalya’ya gelip halkı dinlemek, görüşlerini almak
ve bunu bir rapor halinde Ak Parti hükümeti ve diğer siyasi partilerle
paylaşmaktı. Kente geldiler ve sessiz sedasız Kundu’daki 5 yıldızlı bir otelde
önce turizmcilerle sonra da Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti üyesi
meslektaşlarımızla bir aya geldiler. Biz gidemedik ama Vali Altıparmak’ı
ziyaretinde birebir 9 akil insanı dinleme fırsatını yakaladık. Allahı var
hepside iyi hoş insanlar, güzel konuşuyorlar ve güzel mesajlar veriyorlar.
Ancak bu kadar halktan kopuk görüşmeler yapılması sanırım bizler kadar onları
da rahatsız ediyordur. Valilikteki ziyaret sırasında bizzat şahit oldum. Etraf
polisten geçilmiyordu. Ben diyeyim 100, siz deyin 200 polis güzergahı tamamen
kontrol altına almıştı. İşyerlerinin bulunduğu bölgede adeta kuş uçurtulmadı.
Zaten 10 kişilik birkaç protestocu dışında kimsenin de umurunda değildi. Bence
olayı bu kadar büyütmeye ve bu insanları halktan kaçırmaya hiç gerek yok.
Bırakın protesto eden protestosunu etsin. Kime ne zararı var. Demokrasilerde
bundan daha doğal bir şey olabilir mi? Bence çıkın sokağa halkla iç içe olun.
Halktan korkmayın. Birebir görüşün. İnsanların kafalarındaki korkularından
arınmalarını sağlayın. Öyle uçakla gelip korumalarla 5 yıldızlı otellerde kalıp
görüşmeler yapıp rapor yazmakla kimse barışı sağlayamaz. Benden söylemesi..
+++++++++
Gazeteciler
ev’lendirilecek!
Basın
İlan Kurumu (BİK)’nun Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ)
işbirliği ile başlattığı “Medya Mensuplarını Konut Edindirme Projesi” başladı.
İstanbul Küçükçekmece’de yer alan arsalar üzerinde inşa ettirilecek konutlardan
300 adedi İstanbul'da çalışan medya mensupları için tahsis edildi. Basın
İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, medya mensuplarının konut sıkıntısı
sona erene kadar TOKİ’nin yeni projelerinde kontenjan ayırmaya devam edeceğini
söyledi. Atalay, benzer uygulamalar Anadolu'nun çeşitli şehirlerinde de
yapılacak" dedi.
++++++++++
Hepimiz
önce insanız..
"Koskocaman
profesör, karısının yüzünü dayaktan tanınmaz hale getiriyor. Tinerci Adam,
enkazdan çocuk kurtarıyor. Din adamı zimmetine para geçiriyor, hayat kadını
böbreğini bağışlıyor. Neye göre iyi, neye göre kötü.. Hepimiz önce insanız.
Kusursuz değilim. Olamam da. Her birimizin eksikleri, artıları, güzellikleri,
çirkinlikleri, iyiliği, kötülüğü var. Bazılarımızın derisi siyah, bazılarımızın
beyaz. Neye inanıyorsak oradayız, neyi seçiyorsak yaşıyoruz..
Sen
gibi geldim ben de, ben gibi gideceksin sen de..."
(A.Vartaryan)
++++++++
Ayrılık
"Öperek uyandırdım bu sabah ayrılığı. Fırından
yeni çıkan bekleyişler satın aldım. Kırmızı mavi ekoseli yalnızlığımı serdim
masaya. Manzaraysa ayrılığa sıfır! İşte,her şey hazır.. Acılarımla iki lafın
belini kırdık. Yokluğunda bir kuş sütü eksik.. Yalnızlığım ve ben; seni çok
bekledik..."
(Cemal Süreya)
++++++++
Saygılı
olmak
"Yere
düşen ekmeğin üstüne basan insan görmedim ama yere düşen insani tekmeleyen çok
kişi gördüm" diyor...
Saygılı
olmaktaki kusurlarımızı söyle anlatıyor:
-
Birbirimize saygılı olma konusunda 3 tip temel hatamız var...
Avrupa'da
yasayan vatandaşımız orada yerlere çöp atmıyor ama Kapıkule'den girer girmez
yerlere tükürmeye, çöp atmaya başlıyor. Niye burada böyle yapıyorsun diye
sorulduğunda, herkes böyle yapıyor diyor. Kendi fikri olmayan insanın duruma
göre hareket etmesidir bu.
İkinci
hatamız, adama göre davranmamız. Karşımızdaki adam iri yarıysa, 'Buyur Abi',
diyoruz, ufak tefekse, 'Ne var lan!' diyoruz. Oysa ki, insanların onuru
birbirine eşittir.
Üçüncü
hata, keyfimize göre davranmak. Keyfimiz yerindeyse eve girerken 'Merhaba
millet' diyoruz, değilse surat asıyoruz. Oysa keyfimiz yerinde olsun olmasın
insanlara saygılı davranmak zorundayız.
Diyorum
ki, yerdeki ekmeğe saygılı olma konusunda ülkemde mutabakat var, kimse basamaz,
ayağıyla dürtüklemez ya da öper, koyar bir kenara.
Ekmek
nimettir kabul, peki insan nimet değil mi?
(Ü.Dökmen)
++++++++
HAFTANIN
FIKRALARI… HAFTANIN FIKRALARI...
ELMA
ŞEKERİ
Elma, Elma Şekerine: “Kıyafetin ne kadar
güzel, hoş!” diye iltifat etmiş ve hemen arkasından sormuş:
-
Nereden aldın?
Elma şekeri:
-
Vakko'dan...
Elma, hemen cevap vermiş:
-
Hımm... Kıçındaki kazıktan anlamalıydım!
KADINA
İLTİFAT
Kadın
aynada çıplak vücudunu seyrediyordu...
Eşine:
Görüntümü iğrenç buluyorum, kocaman, buruşuk. Bir iltifata ihtiyacım var.
Eşi: Gözlerin çok sağlam!
YATAK
MUHABBETİ
Yeni
evli çift sabah uyanırlar ve yatakta muhabbet başlar.
Kadın sorar kocasına:
-Ya
senin ayakların neden bu kadar büyük?
-Çocukluğumda
çok yalın ayak gezdim de ondan.
-Peki
ya, kafan neden bu kadar iri?
-Çocukluğumda
hiç şapka giymezdim de ondan.
Kadın,
bir süre düşündükten sonra:
-Vah vah! Ne olurdu çocukluğunda biraz da
külotsuz gezseydin!
ERKEKLİĞİNİ
GÖSTER
Çıktığı
geziden erken dönen koca karısını yabancı bir erkekle suçüstü yakalamıştı.
Biraz tabansız olan yabancı adam, baskına uğradığını görünce fena hâlde korktu.
Kadın ise şaşılacak derecede soğukkanlıydı. Sevgilisinin, durumunu görünce:
“Ne
titriyorsun?” dedi... “Erkekliğini göstermenin tam zamanı işte...”.
Adam
büsbütün şaşırmıştı: “Ne, ona da mı?” diye inledi.
50 METRESİM VAR
Amerikalı
bir kovboy meyhaneye girmiş, dirsekleri bara dayalı, hem kafa çekiyor, hem de barmenle
konuşuyordu:
-
Tam tamına elli tane metresim var benim...
Barmen:
-
Ne, ne... Kaç dedin kaç?
-
Evet, tam elli tane metresim var...
-Dalga
mı geçiyorsun yahu?
-Dalga
geçmiyorum valla...
-Ne
zaman buluşuyorsun bunlarla?
-Her
gün buluşuyorum hepsiyle.
-Nerde
buluşuyorsun hepsiyle?
-Ormana
götürüyorum hepsini...
-Ellisini
birden mi?
-Ellisini
birden...
-
Peki, nasıl kıvırıyorsun bu işi?
-
Nasıl olacak hepsini üst üste yatırıyorum, en üste de kendim çıkıyorum.
-
En üstüne çıkıyorsun ve en üstekiyle... Tamam, onu anladım... Peki, aşağıda
kalanlarla nasıl oluyor?
-Onların
da aralarına kopya kâğıdı koyuyorum.