Bugün Mayıs ayının son haftasına girildi."1
Mayıs İşçi Bayramı"nın yarattığı gerginlikler, bunun arkasından “Rehyanlı” da yaşanan, milletimizi yasa
boğan ve geleceğimiz konusunda endişeler yaratan facia niteliğindeki müessif olaylar
ve bunların gölgesinde kalan "Anneler
Günü" kutlamaları da gerilerde kaldı.
Kaldırılıp kaldırılmadığı tam olarak
bilinemeyen ve Devletçe farklı il ve ilçelerde farklı biçimde kutlanılan, ama
ulusun büyük çoğunluğu tarafından ellerde Ayyıllızlı Şanlı Bayraklarımız'la
coşku içinde alanların doldurulduğu "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı"mız; gösterilen bütün olumsuz çabalara
rağmen, sanılanın ve beklenenin tam aksine son derecede güzel bir şekilde
gerçekleşti.
Ülkemizi kana bulayan hain teröristlerin
silahlarıyla birlikte çekilmeleri ise,doyurucu ve inandırıcı açıklamalar
yapılmadığı için belirsizliğini hala koruyor. Dileriz adeta esrarengiz hale gelen
bu konuyla ilgili yeni olumsuzluklar yaşanmaz.
Yapay gündemler yaratılarak ve yayın yasağı
konularak, dikkatlerin başka yönlere kaydırılması çabalarıyla, Reyhanlı’da
yaşananlarla ilgili olarak ilk günlerde halkımızda oluşan acı ve öfkelerin
yavaş yavaş gündemden düşürülmeye çalışılmakta olduğu görülüyor ve durum daha
çok ikinci ağızların konuşmalarıyla geçiştirilmeye çalışılıyor.
Sayın Başbakan'ın Amerika'ya, aile fertleri
ve kalabalık bir heyetle yaptığı ziyaret de Allah'a şükür kazasız belasız sonlandı.
Ama her zaman olduğu gibi bundan sonrasında nasıl bir yol izleneceği ve nelerin
olacağı konusunda belirsizlik ve bunun yarattığı kuşkular devam ediyor. Ama
anlaşılan o ki ve Allah'a şükürler olsun ki; ufukta, başta Türkiye'nin yer
alacağı, "Üçüncü Dünya Savaşı"na neden olabilecek bir gelişme
görünmüyor.
Ne yazık ki, haklarındaki tüm olumsuz
düşüncelerime, duyduğum bütün tepkilere ve karşı çıkmama rağmen, sömürücü ve
kan emici şu "Süper Devletler"in oluşturduğu
"Emperyalisler"i, içinde bulunduğumuz şu ortamda neredeyse barış
için bir teminat olarak göreceğim. Karşılıklı olarak, çekingelerle hareket
ederek, birbirlerine karşı caydırıcı rol oynamak zorunda kaldıkları için bunlara "İyi ki varlar"
bile diyebilirim. Doğrusu bir gün bu şekilde düşünebileceğim hiç aklıma
gelmezdi.
Hani, toplumumuzda "Beteri beteri
vardır" ya dsa "Kötünün iyisi" gibi deyimler vardır
ya, benim bu yorumum da işte bu görüşlere dayanıyor olabilir.
Bu yıl Mayıs ayında çok olumsuz hava
koşulları yaşandı. Son derecede tutarsız, sıkıntılı ve rahatsızlık yaratan
durumlarla karşılaşılıyor.Hava sıcaklığı ve nem oranları mevsin normalleriyle
bağdaşmıyor. Bunda, siyasetin yarattığı tutarsızlık, olumsuzluk, huzursuzluk,
kuşku ve toplumsal gerginliklerle oluşan negatif enerjinin doğaya da yansımış
olabileceğini düşünmeye başladım.
Anayasa değişikliği, Yerel-Genel Seçim ve
Referandum tartışmaları; bir anda "Üç Sandık" söylemiyle
gündeme taşınıverdi. Bana göre bunlar, bir taraftan "Reyhanlı
Faciası"nı gündemden düşürecek, diğer taraftan Suriye konusunda bir
soluk alınmasını sağlayacak bir yapay gündem maddesi olabilir. Zira dikkat
edilirse, bir zamanlar atılan savaş naraları bir anda iğne batırılmış bir balon
gibi sönüverdi.
İşte 2013 yılı Mayıs ayında ülkemizde
yaşananların kısa bir özeti bunlar. Aslında Türkiye’nin geçmiş tarihi boyunca
Mayıs ayları hep önemli olayların yaşandığı bir ay olmuştur. Bu yıl da bu
geleneğin bozulmadığı görülüyor. Böylece; “Tarih tekerrürden ibarettir”
atasözümüzün bir kere daha kanıtlanmış olduğunu düşünüyorum.