Akaydın bana mektup yazmış!

Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li Belediye Başkanı Mustafa Akaydın bana mektup yazmış. Hem de bir kutu hediyeyle göndermiş. Akaydın Hoca’nın beni bu kadar sevdiğini bilmiyordum.

Hazır konu bu noktaya gelmişken, ben de bir uyarıda bulunmak istiyorum.

Partilere uyarı

Yapılan bütün anketlerde Antalya’da CHP önde çıkıyor.

Önde çıkıyor çıkmasına da bunun nedenleri sadece CHP’nin çalışması değil elbette.

Şartlar bu noktayı yaratıyor.

Ak Parti Hükümeti’nin Antalya’yı Bütünşehir yapması sonucu kapanacak 70’den fazla belde belediyesi nedeniyle belde insanları tepkili. 500’den fazla köyün mahalleye dönüşecek olması köylülerin tepkisini yaratıyor. Yüzde 70’den fazlası Antalya’da olan Orman Vasfını kaybetmiş arazilerin kullanıcı köylülere bir bedel karşılığında verilmesini içeren 2B yasasına paralel belirlenen arazi bedellerinin çok yüksek olması, 2B sahiplerini çıldırtmış durumda.

İşte bunlar CHP’ye artı, Ak Parti’ye eksi yazmış görünüyor.

Ak Parti seçim döneminde bunları bu halka anlatamaz ise, seçimlerin galibi CHP olur.

Peki bu net mi?

Karşı olumsuzluk

Ak Parti’nin bu tür handikapları var da, CHP’nin yok mu?

Hem öyle bir derdi var ki, şimdilik herkes görmezden geliyor.

CHP’nin Büyükşehir adayı kim olacak?

Büyük ihtimalle mevcut başkan Mustafa Akaydın.

Bunu zaten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha önceki ziyaretinde dile getirmişti.

Peki bu sözle bitecek bir şey mi?

Düğüm burada işte.

Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’nın kaderini asla ve asla tek başına belirlemeyecektir.

Diğer anlatımla Deniz Baykal’ı çiğnemeyecektir.

En azından fikir sorup, mutabakat sağlamaya çalışacaktır.

Şimdi mevcut başkan Akaydın, Antalya’ya demokratik bir duruş öğretti mi?

Öğretti, tıpkı İzmir gibi.

Antalya’da artık İzmir gibi anılıyor. Demokrasiye bağlı, Cumhuriyet savunucusu, Laik duruş sergileyen, Atatürkçü Antalya resmi çıktı ortaya.

Kim ne derse desin bu duruşu Mustafa Akaydın’ın duruşu ortaya koydu.

Akaydın, yeniden aday yapılmalı mı?

Hakkında hırsızlık, uğursuzluk, rantçılık, çepcilik, tırnakçılık, tacizcilik, birilerini zengin etme gibi iddialar ortaya atılamadığına göre Akaydın’ı ne deyip de geri çekeceksiniz?

Çekerseniz, vatandaşın vicdanında ters etki yaratmaz mı?

Buradan hareketle Akaydın- Kılıçdaroğlu- Baykal üçgeninin mutlaka oluşturulması gerektiği ortaya çıkıyor.

Baykal’a rağmen Akaydın aday yapılmaz, Kılıçdaroğlu’na rağmen Baykal başka bir aday ismi vermez, halka rağmen Akaydın adaylıktan çekilemez.

Bu üçgen CHP’nin Antalya’daki kaderi olacaktır.

Seçime çeyrek kalmış durumda. İşte CHP bu konuda çalışma başlatmalı.

Bu çalışmayı mevcut İl Yönetimi yapamaz, Baykal ile karşı karşıya. Milletvekilleri yapamaz, İl ve Akaydın ile karşı karşıya.

Kim yapacak?

CHP’nin Antalya’daki akilleri.

Kim olabilir bunlar?

Aklıma geliverenler: Dr. Kadir Yakut, Dr. Hasan Ünal, Şükrü Ceylan, Avukat Yusuf Öztop, Avukat Zeki Durmaz, eski başkan Selahattin Tonguç, Erdal Yayıcı, Prof. Dr. Alper Demirbaş ve yıllarını CHP’ye vermiş, Deniz Baykal’a yakın isimler.

Bu isimler Deniz Baykal ile Mustafa Akaydın’ı barıştıramaz ise Antalya CHP’nin elinden kayıp gidebilir. Bunca avantaj dezavantaja dönebilir. Benden uyarması.

Mektup ve hediye

Akaydın Hoca hani Güneşevi diye bir proje hayata geçirdi ya. İşte bu güneşten sağlanan enerjiyle çalıştırılan serada yetiştirilen organik domateslerden bir kiloluk bir kutu yapmış göndermiş. Büyük ihtimalle birçok kişiye göndermiştir.

Bir de içine mektup yazmış.

Diyor ki, göreve geldiğimiz günden beri Antalya’yı ranta kurban vermedik, yeşili yeşil gibi koruduk, vatandaşı yok saymadık, STK’larla projelerimizi paylaştık, temiz ve yaşanabilir bir Antalya için elimizden geleni yaptık…

Sonra Güneşev ve burada yetiştirilen organik domateslerden bahsetmiş, Türkiye’ye örnek olmasını dilemiş.

Gönderdiği bir kilo organik domatese ben de teşekkür ediyorum…