Antalya'da
2 bin 200 yıllık tarihi olan Yat Limanı ve Kaleçi’nin düzenlenmesi projesi
uzadı. 2012’in
yedinci ayında sözümona ancak yarısı tamamlanabilen Kaleiçi Yat limanı projesi,
ne yazık ki hala bitirilemedi. Henüz panoramik asansör de göremedim. Geçenlerde
engelli bir yaşlı turisti, motosikletle yukarıdan aldılar. Yatçılar mağduriyetlerini
dile getirirlerken Büyükşehir Belediyesi ile mahkemelik olduklarını söylediler.
Teşbihte hata olmaz, belediyenin ilk yanlışı dere geçerken at değiştirdiler. Yat
limanı işletme binasının onarımında ve düzenlenmesinde çok büyük payı olan
Marina Müdürü Pervin Gürbüz’ü görevden aldılar. Yat
Limanı ve Kaleiçi Koordinasyon Şube Müdürlüğü’ne Bayram Demir getirildi. O da
çok
kıymetlidir mutlaka ama keşke proje tamamlanmadan bu değişiklik yapılmasıydı, elbette
ki bu benim fikrim.
Birkaç
gün önce1 Temmuz Antalya Denizcilik ve Kabotaj Bayramı
kapsamında Yat Limanı'nda deniz dibi temizliği yapıldı. Deniz Ticaret
Odası Antalya Başkanlığı, Liman Başkanlığı, Deniz Polisi, Sahil Güvenlik dalgıçları
ve gönüllü dalgıçlar katıldı imeceye. Üç saat süren dip temizliğinden çıkanlar
görenleri şaşırttı. Masalar, sandalyeler,
lastikler, mangallar, tencereler, tavalar, çatal bıçaklar, şişeler, kısacası ne isterseniz mevcuttu. Yanılmıyorsan eğer, yine Kabotaj Bayramı önce
denizaltı temizliğinde çift kişilik yatak ve klozet çıkartılmıştı. Gönül
isterdi ki yumurta kapıya gelince hizmet verilmesin, aynı seçim öncesi kent
makyajı misali bu. Her daim temizlensin
bir zahmet. Bazı hizmetler de salt seçim
öncesi gözboyamak için bekletildiğinden adım gibi eminim. Amaninnn ne
çalışkanlar ne çalışkanlar!
Dört
dönem önce Yatçılar Kooperatif Başkanı, bugünkü Deniz Ticaret Odası Yönetim
Kurulu üyelerinden Hanefi(Kaptan) Demirkıran; “Karada stoklanan atıklar, adeta bir
tepeyi andırdı ve ancak iki kamyonla taşınabildi” dedi ve ekledi: “Büyükşehir
bizi mağdur etti, avukat tuttuk, olay yargıya taşınacak artık”.
Evdeki
hesabın çarşıya uyduğuna denk gelmedim, hele belediyeler, esnaflar, saksağanın
kuyruğu veya yılan hikâyesi gibi uzatıp dururlar, sözlerini zamanında
tuttuklarına rastlamadım hiç. Kısacası türlü mazeret bulurlar.
Buna karşın Başkan Mustafa
Akaydın açıklamasında:“Kamulaştırma sorunu ile karşılaştığımız için süreç biraz
uzadı. Sorunu çözdük ve önümüzdeki günlerde panoramik asansör ihalesine
çıkıyoruz. Turizm sezonunun ardından ekim ayında yapımına başlayacağız. Yaşlı
ve engelliler için planladığımız panoramik asansörün kurulacağı yerdeki
surların onarımını da öncelikle tamamlıyoruz” dedi.
İlkin yollar onarılmış (ama tam
olmamış), surlara gelmiş sıra, arkasından ihale ve asansör varmış. Ölme eşeğim ölmeymiş
yani!
Gelelim yatçılara: Nasrettin Hoca’nın
evine hırsız girmiş, konu komşu cümle âlem: “evini kilitleseydin, camı kapatsaydın,
başına bunlar gelmezdi” demişler. Kafası şişen, bunalan Hoca en sonunda
patlamış: “Peki hırsızın hiç mi suçu yok”!
Kargaşa yaşanmasın diyerek tarihi deniz
turları için bilet satış standı kuruldu, ilk fırtınada uçtu gitti, onlar da vazgeçtiler,
zaten gönülsüzdüler. Eski hamam eski tas, neredeyse milleti kolundan tutup yata
atacaklar bir yapışkanlar ki anlatamam. Birkaç istisna haricinde yatlarını Karayıp
korsanlarının, Vikinglerin maketleriyle doldurmuşlar. Kültürümüzde olmayan adlar
koymuşlar. Müzik yabancı, tıstak tıstak, türkülerimizden eser yok. Değerlerimizi
önemseyelim arkadaşlar, yoksa ülkemize sahip çıkacaklar, ondan sonra binlerce
kez dirensek, milyonlarca meydanlara
dökülsek heba olur emeklerimiz.
Örneğin
yatların adlarını sayıyorum: “Dolfin,
Babsi, Mr. Blak Sea, Grand Ocean, Poseıd, Armada, Regatta”; Niçin
Çanakkale’de destan yazmış Nusret Mayın Gemisinden esinlenilmesin, Atamızı
Samsun’a çıkartan Bandırma yazılmasın, Tunus’u Fethedip Kanuni’ye hediye eden
Turgut Reis olmasın, Kaptanı Derya, Barbaros ve tüm dünyanın haritasını
kullandığı Piri Reis konmasın. Keloğlan’ımız, Hacivat Karagözümüz, Hoca
Nasrettin’imiz, Bebe Ruhi’miz varken, git sen karayıp korsanlarının boy boy
uyduruk heykellerini dik oraya!
Ayrıca 1 Temmuz 2013 Denizcilik ve
Kabotaj Bayramının 87. yıldönümünü kutluyorum