Düşler çoğu kez hayallerinin
ürünüdür insanların. Gerçekleştirilmesi düşünülen i şeyler, yaşamak istenilen
mutluluklar önce hayal edilirler. Hayal olmadan gerçeklere ulaşılamaz çünkü.
Düşlerin ve hayallerin yarattığı dürtülerdir insanları geliştiren ve daha
ileriye taşıyan.
Düşlerini büyük ölçüde
gerçekleştirmiş değerli Şafak Nur Yalçın. Güzel bir isim seçmiş kitabına. Son
derecede duygusal, sevgi dolu, aşk dolu, güzellik dolu şiirlerle bezemiş kitabını, “Düşlerim Şafakta Asılı” her yönüyle
mükemmel bir kitap olmuş. Zaman zaman karamsarlık yer alsa da şairin şiirlerinde;
umut dolu, istek dolu ve bitmeyen hayallerin ışığı var dizelerinde.
“karnın tok olsa ne yazar, ruhun aç olduktan sonra
bedenin
giyinse ne fark eder, yüreğin çıplak ise,
türlü türlü
urban olsa da boş, insanlık elbisen yok ise,
yaradan bu hesabı bir gün soracak”
“Yüreğin Çıplak İse” başlıklı şiirinin mısraları arasında şairin iç
dünyası, ilkeleri ve yaşam felsefesi çok güzel bir biçimde tanıtılıyor. Ve aynı
zamanda, insanlar sorumluluk duygusuna çağrılıyor. Ben olsam “soracak” tan sonra bir de .“sonunda” diye eklerdim.
Şafak Nur Hanım’ın 22
Haziran günü Atan Park Otel’de yapılan “İmza
Günü” etkinliğine katılmak benim için büyük bir şans oldu. Bana göre bu gün
aynı zamanda bir “Dostluk Günü” olarak
kabul edilmeli. Bu güzel etkinlikle ilgili gözlem ve duygularımı kısaca
açıklamaya çalışacağım.
Doğrusu, etkinlikle ilgili
çok güzel bir düzenleme yapılmıştı. Sonradan bütün düzenlemenin Sevgili Şafak Nur
hanımefendinin sevgili eşleri ve oğlu tarafından yapıldığını ve yakın dostların
da bu düzenleme içinde yer aldıklarını öğrendim. Hiç kusur olmadan
gerçekleştirilen bu müstesna etkinlikte emekleri geçen ve katılan herkesi
kutluyorum.
Beni kapıda karşılayan son
derecede güzel genç bir bayanın refakatinde, kadınlı-erkekli bir grubun
oturmakta oldukları masaya geldiğimde, orada olağanüstü denilecek insanlar
arasında olacağımı hemen fark ettim.
Şafak Nur Hanım’la henüz tanışmamıştık.
Masada oturan güzel giyimli dört hanımdan hangisinin bugünün kahramanı
olabileceğini düşünürken; kendimi pozitif enerji dolu, alçakgönüllü, sevecen,
gözleri pırıl pırıl, son derecede içtenlikli bir hanımefendinin yanında buldum.
Diğer oturanlar da bana karşı aynı yakınlıkla hareket ettiler. Bir anda kendimi
yeni tanıştığım insanlar arasında değil de kırk yıllık dostlarım arasında hissettiğimi
söylemem abartılı olmaz..
Birkaç dakika sonra, hoş
geldiniz demek üzere; içi dışı gülen, güzel mi güzel, son derecede zarif, içtenlikli,
coşkulu, güzel giyimli, mutluluktan adeta uçan ve gözlerinden mutluluk fışkıran
bir hanımefendi masamıza geldi, İşte bu güzel hanımefendi, adına etkinlik
düzenlenen Değerli Şair Şafak Nur Yalçın hanımefendiydi. Onunla kırk yıllık
dost gibi karşılaştık ve kucaklaştık.
Büyük Türk Düşünürü İbn-i
Sina diyor ki: “Bir çocuk dünyaya
geldiği zaman ailesinden üç şey ister; “iyi
bir isim”, “iyi bir terbiye”, “iyi bir eğitim”. İlk olarak; ailesi
ona çok güzel bir isim vermiş: Şafak Nur… Sonra da sahip olduğu diğer
nitelikleri kazandırmışlar. Kendilerini yürekten kutluyorum. Şafak Nur Hanım’ı
ismi ile birlikte ele aldığımda; ailesi ona bu ismi koymayı acaba önceden mi kararlaştırmışlardı,
yoksa şafakla birlikte nur gibi bir kızları dünyaya gelince, aniden mi karar
verdiler diye düşündüm. Çünkü o, ismi ile bağdaşan o kadar güzel bir kimlik ve
kişiliğe sahip ki…
Şafak Nur Hanım’ın dostları,
onun bu ilk imza gününde bulunmak üzere çok uzaklardan gelerek güzel bir
dostluk örneği verdiler. Bakın bunların arasında kimler vardı: Yazımın başında
kendisinden söz ettiğim, Bafra Küsader Başkanı, şair ve öykü yazarı, on
parmağında on marifet, ağzından çıkan her sözcük bir şiir niteliğinde olan, cıvıl
cıvıl, içi sevgi ve enerji dolu Sayın Gülseren Akdaş. Küsedar İkinci Başkanı
Sayın Süleyman Altunbaş. Tarsus’dan Şair Yurttaş Şahbaz ve iş ortağı Hürriyet
Hanım, yine Tarsus’tan Udi ve Bestekar, benim değerli hemşehrim Sayın Hakkı
Darendeli ve Sayın Eşleri Çiğdem Hanım, Serik’den Bestekar ve Gitarist Sayın
Ali Özparlar, Alanya’dan “Güncel Sanat” Dergisi Yazı İşleri Müdürü Sayın Arslan
Bayrı etkinliğe katıldılar ve Şafak Nur Hanım’ın şiirleri ile onun şiirlerinden
bestelenmiş şarkılarını büyük bir liyakatle sundular.
Konuklar arasında İstanbul,
İzmir ve Ankara’dan katılanlar da vardı. Şafak Nur Hanım’ın, kendilerinden ilk
olarak esinlendiği, yolları Bafra’da kesişen hececilerden iki üstaddan, aynı
zamanda bestekar olan Vural Şahin Bey onca işi arasında etkinliğe katılabilmek
için büyük özveride bulunarak zaman ayırabilmişti. Şafak Nur Hanım’ın şiire
bakışını değiştiren, onun daha verimli ve üretken olmasını sağlayan bu ikiliden
Fikret Dündar bey ise ne yazık ki rahatsızlığı nedeniyle katılamamıştı.
Dünyaca ünlü Kemancımız, Antalya
Devlet Opera ve Balesi Orkestra Sanatçısı ve aynı zamanda Orkestra Müdürlüğü
görevini yapan Sayın Demet Eman, konuşma ve şiirlere kemanıyla fon müziği
yaparak ve bu arada değerli eserler seslendirerek etkinliğe ayrı bir renk
kattı.
Sahil Yayınevi Sahibi Sayın
Savaş Ünal ve eşi Gonca Hanım olmak üzere bazı yayınevi sahipleri ile Antalyalı
yazar ve şairler de etkinliğe katılanlar arasındaydı.
Etkinlik, Şafak Nur Hanım’ın
büyük oğlu tarafından; Bafra’dan gelmiş olan ve etkinliğin sunumunu
gerçekleştiren “Bafra Küsader”
İkinci Başkanı Süleyman Altunbaş’ı tanıtımı ile açıldı. Sayın Altunbaş, şair,
yazar ve öykücü olarak büyük bir yeteneğin sahibi. Yaşam öyküsünü dinlediğimde
aramızda Keskin’de yaşanmış bir yıllık ortak dönem olduğunu öğrenerek bundan
büyük mutluluk duydum. Küçük kızımın yaşında ve muhtemelen Anaokulu’na birlikte
gitmişler.
Sayın Süleyman Altuntaş
etkinliği çok güzel yönetti ve Sayın Şafak Nur Hanım’dan başlayarak etkinliğe
katılanları son derecede özlü sözlerle birer birer tanıttı, kendilerini
mikrofona davet ederek, günün anlamını belirten konuşmalar yapmalarını
sağladı.
Şafak Hanım, “Şiirin ruhlar arasında en büyük köprü
olduğu ve şairlerin ise bilim adamları ve kâşiflerden bile daha önde geldiği
kanısında. Şairlerin asırlar öncesinden gökyüzüne, aya, yıldızlara, uzaya hatta
hiç kimselerin bilemediği en ücra yerlere yolculuk yaptıkları düşüncesinde.
Amaçlarının; maddiyatla ilgili olmayıp, gelecek nesillere, iyi bir isimle,
duygu dolu hazineler bırakmak olduğunu” söylüyor. Bu sözleriyle ne kadar
sağlam ilkelere sahip bir Cumhuriyet Kadını olduğunu kanıtlıyor.
1963 Tarsus doğumlu,
İngilizce dalında 28 yıllık öğretmenlik yaşamı olan Şafak Hanım, ülkemizin
çeşitli il ve ilçesinde görev yaptıktan sonra Antalya’ya yerleşmiş ve halen
Antalya Kız Meslek Lisesi’nde çalışmaktadır. Antalya Adliyesi’nin güzide
hakimlerinden Sayın M. Sami Yalçın ile evlidir. Büyüğü Sungur, küçüğü Doğan adında çok iyi yetiştirilmiş iki oğlu
vardır. Yaptığı içtenlikli konuşmasında Düşlerim Şafakta Asılı adlı ilk
kitabını üçüncü evladı olarak niteliyor. Bizler de bu güzel kitaba yeni
kardeşler gelmesini temenni ediyoruz. Şiir sevgisi ilkokul yıllarında başlayan
değerli şairimizin çeşitli edebiyat dergilerinde yaşanan şiirleri değerli
bestekarlar tarafından bestelenmiş ve bunlardan çok güzel ve anlamlı şarkılar
üretilmiştir. Etkinlik sırasında bu şarkılardan bazılarını dinleme fırsatı
bulduk.
Sevgili Şafak Nur’un şiirleri,
üyesi olduğu Bafra / Samsun Kültür ve Sanat Derneği (KÜSADER) tarafından çıkarılan “Mavi
Yürekler” ve “Maviye Yolculuk”
isimli şiir ansiklopedilerinde yayınlanmıştır. Ayrıca “Bizim Ece” adındaki edebiyat dergisinde “Kristal Yürekler” köşesinin yazarıdır.
Öğle sonu başlayan etkinlik,
değerli katılımcıların içtenlikli ilgileri, okudukları şiir ve şarkılarla akşam
saatlerine kadar büyük bir coşku ve mutluluk içinde devam etti.
Benim için çok özel bir
değeri olan bu etkinlikte; Şafak Nur Hanım ve ailesiyle birlikte değerli şair ve bestekar dostlarıyla tanışma
onuruna eriştim. Özellikle sevgili annesi ve teyzesini tanımaktan büyük
mutluluk duydum ve çok değerli yeni dostlar kazandım.
Sayın Şafak Nur Hanım’ın
üreteceği yeni kitaplarının yeni imza günleriyle devam etmesini diliyor ve
kendisine başarı dileklerimi sunuyorum.
Bu imza gününe
katılımlarıyla, dostluk kavramına büyük anlam kazandıran değerli dostlarla,
kısa süre sonra yeni bir imza gününde buluşmak üzere en derin sevgi ve saygılarımla...