TRT'ye yazık oluyor... Yazık!...

TRT'nin gençlik dönemi benim çocukluk yıllarıma rastlar. Bu nedenle çok büyük sevgi, saygı duyarım ve bağlılığım vardır bu önemli devlet kuruluşuna. İçinde yaşadığı bütün olumsuzluklara rağmen yine de kopamadım bu kurumdan. Bir zamanlar Devletimizin en büyük kültür kurumlarından biriydi TRT. Başlı başına bir ekoldü. Çok büyük insanlar bulundu yönetiminde ve çok değerli kültür adamları devlet radyolarından çok önemli ilke ve görüşlerini paylaştılar halkımızla. Bizim kuşağımızda büyük payı olmuştur TRT'nin. Bu alışkanlıkla mümkün olduğunca dinlemeye çalışırım TRT'de yayımlanan haber yorumları. Zaman zaman çok kaliteli bazı yorumları zevkle takip ederim. Haberlerin tarafsızlıkla verilmemesi nedeniyle haberleri dinlemek isterim ve eski yıllardaki haber programlarının özlemini çekerim.

İki gün önce izlemiş olduğum bir programda ne yazık ki; içim bulandı, üzüldüm ve şaşırdım. TRT'de böyle bir program nasıl yayınlanabiliyor diye düşünmekten kendimi alamadım. Gerçekten olacak şey değildi duyduklarım. Ulusal medya denilen bir paçavranın ulusalcılıkla hiç ilgisi olmayan yazarı; "Analar ağlamasın" diye başlatılan şu malum ve meşum "Açılım" üzerinde konuşurken, konuyu "Gezi Parkı Direnişi" ne getirdi ve bu direnişin tertipçileri olarak "Ergenekon Ulusalcıları" nı gösteriverdi. Bununla da yetinmeyerek şunları söyledi: "Bu süreç kesinlikle kesintiye uğramayacaktır. Çünkü ülkenin iki önemli ve etkili iki büyük insanından bir vazgeçmediği sürece, bu süreç devam edecek ve başarıya ulaşacaktır. Bu iki önemli kişiden biri Sayın Başbakan'dır, diğeri ise İmralı'da bulunan Abdullah Öcalan'dır"

Bu yazar bozuntusunun, Sayın Başbakan'la 30 bin kişinin katilini aynı terazinin kefelerine koyması ve ikisini aynı önem ve değerde göstermesi büyük bir talihsizlik olmuştur.

"Analar ağlamasın" konusundaki girişimleri burada konu etmek istemiyorum. Tabii ki sözü edilen süreç olumlu bir şekilde sonlanmalıdır. Ancak, Türk Milliyetçiliği ve Türk halkının kimliği ve kişiliği ayaklar altına alınarak değil. Öncelikle bu işi gerçekleştirmenin bir ölçüsü ve adabı olmalı ve Türk kimliği taşıyan insanların rencide edilmelerine neden olunmamalıydı.

Sayın Başbakan, çözüm yolları ararken, belki de bir gün bu gibi durumlarla karşılaşabileceğini hesap etmemiş olabilir. Ama ne yazık ki sonuç bu kadar kötü mecralara kadar sürüklenebilmiştir. Şimdi Sayın Başbakan'dan istirhamda bulunuyorum; "Siz koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olarak asla ve asla azılı bir terör örgütünün başı ile kıyaslanabilen bir duruma düşmemelisiniz. Etrafınızda bu tür soytarılıklar yapılmasına izin vermeyiniz. Çünkü bu tür şeylerle karşılaşmak kanımıza dokunuyor Sayın Başbakan.

Saygılarımla…

Yayın Tarihi
02.07.2013
Bu makale 7580 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!