Gençliğimi hatırlattı!

Çılgın komedyen Russell Brand, katıldığı bir TV programında telefonla bağlanan bir seyircinin "en fazla kaç kez orgazm olduğu" sorusuna "dokuz kez" diye cevap vermiş.  Brand, bu dokuz orgazmın bütün bir günde değil sadece bir gecede olduğunu da hatırlatarak, “Çılgınca bir şeydi. Ertesi gün kendimi çok yorgun hissettim. Ayrıca o gece alkol ya da uyuşturucu almadım” diye de eklemiş.

Ne denir şimdi buna. “Kıskandım” diyeceğim bana yakışmayacak, “Gençliğimi hatırlattı” diye söze başlayacağım, ayıp olacak. Civcivlerin aç kalmaması için “ufak at” demekte var ama en iyisi biz yine eğri oturup doğru yazalım; “Allah beline kuvvet versin koçum”

 

+++++++

 

BASINDAN HABERLER.. BASINDAN HABERLER..

 

“Antalya’nın Sesi”

Haftalık olarak yayın hayatına başlayan ve günlüğe dönen“Antalya’nın Sesi” gazetesi cumartesi günü resmi açılışını yapıyor.  Hakan Çırak ve Önder Önder tarafından kurulan “Antalya’nın Sesi”ne yayın hayatında başarılar diliyoruz.

 

++++++++

 

Kadınları neler mutlu ediyor?

 

İngiliz kozmetik firması 2 bin kadınla yaptığı bir araştırmaya göre kadınlar en çok iltifat aldıklarında mutlu oluyorlarmış. "Mutlu eden" 20 maddelik listede ilginçtir seks yok.

 

Dekolte bir kıyafet giymek

Tatilden bronz bir tenle dönmek

Yeni bir şeyler satın almak

Sarılmak

Makyaj yapmak

Çilsiz olmak

Yeni iç çamaşırları

Birinin onu yaşından genç bulması

Bir davet almak

Kaşlarını aldırmak

Saçlarda yenilik yapmak (kesim ya da boya)

Yabancının gülümsemesi

Sevgilinin "Seni seviyorum" demesi

Güzel ve pürüzsüz bacaklara sahip olmak

Çok çekici bir kıyafetin içinde olmak

Manikür yapmak

Bir çocuğun "Çok güzelsin" demesi

Gece iyi bir uyku

Eş, sevgili ya da bir erkek arkadaştan iltifat almak

 

+++++++++++++

 

Kahve deyip geçmeyin..

 

EŞLE; içilen kahve : HUZUR’dur..!

Köpüklere GÜVEN karışır, dudağının kenarına hafif bir TEBESSÜM kondurur..!

 

... ANNEYLE içilen; :GÜÇ’tür..! Köpüğünde ANNE ŞEFKATİ vardır, TELVESİNDE hayatın yorgunluğu..!

 

BABA ile içilen kahve : SEVGİ dir..!

Az şekerli, HEP BENİMLE OL’dur telvesi..!

 

BEKLEMEDİĞİN bir anda gelen kahve : BAŞKA’dır..! Isıtıverir içini..!

YORGUNKEN içilen kahve : HAFİFLETİR, yorgunluğunu alır..!

 

DOSTLARLA içilen kahve : NEŞE’dir..!

Kahkahalar KÖPÜKLER üzerinde yüzer..!

 

TEK BAŞINA balkonda içilen kahve: YANLIZLIK’tır;

ACIDIR TADI. Köpüğü de, telvesi de GÖZYAŞI kokar..!

 

 

++++++

 

ANNELER..

 

Annem ilkokul mezunuydu.

Ama çok iyi bir doktordu.
- Başım ağrıyo yav…
- Saçın ıslak ıslak çıktın ondan.
- Başım dönüyo…
- E bi şey yemiyorsun, açlıktan.
Eczacıydı aynı zamanda…
- Gözüm morardı.
- Gel, patates basayım.
- Kepeklerim çoğaldı.
- Otur, zeytinyağı süreyim.
- Arpacık çıktı galiba.
- Yum, sarımsak değdireyim.
Hemşireydi…
- Öfff, terledim be.
- Dur, sırtına havlu sokayım.
Röntgen mütehassısıydı…
- Öhh-höööaa!
- İçme şu zıkkımı.
Bebekken, anestezi uzmanıydı…
- Dandini dandini dastaaana.
Ürologdu…
- Çişin niye sarı bakiiim?
Fizyoterapistti…
- Dizim ağrıyor.
- Benim de belim ağrıyor, geçer.
Diyetisyendi…
- Mis gibi türlü yaptım, sakın sokakta burger filan yiyip gelme, kola da içme!
Cildiyeciydi…
- Sırtımda sivilce çıktı.
- Çikolata yeme.
Laboranttı…
- Burnum akıyor.
- Ben şimdi sana bi ada çayı kaynatayım, rezene, bal, limon,
tarçınla zencefili de ılık ılık iç, uyu, uyan, sabaha bi şeyin kalmaz.
Psikiyatrdı…
- Nen var oğlum?
- Bi şeyim yok.
- Var var, canın sıkkın.
- Yav bırak, iyiyim.
- Yok yok, bilirim ben.
- Anne delirtme insanı!
- Bak gördün mü?
- Neyi gördüm mü?
- Sinirlerin bozuk senin.
Genetikçiydi…
- Babana çektin sen, o da sinirli, bütün kötü huylarını ondan almışın zaten.

++++++++

 

HAFTANIN FIKRALARI.. HAFTANIN FIKRALARI..

DÜŞES

Paris'te bir binayı kadınlar için, erkeklerin bulunduğu geneleve çevirmişler. İhtiyar bir düşes, bilgi edinip acele gelir. Zemin katında misafirleri karşılayan bir kadın onu da karşılar:

“Yukarı çıkıp, katınızı siz kendiniz seçeceksiniz hanımefendi.” der.

Düşes, birinci katın sahanlığına varınca, kapıda bir yazı gördü: “Küçük boy”.

“Bu, benim için yeterli olmaz” diyerek ikinci kata çıkar, kapının üstünde başka bir yazı okur: “Büyük boy”. Güler ve kendi kendine “daha iyisi olmalı.”, der ve Üçüncü kata varır. Kapıda: “Acayip-fantastik” yazmaktadır. Kibarca kesik kesik öksürerek dördüncü kata çıkar ve şunu okur: “Müthiş bir şey”. İşte o an tahrik olmaya başlar ve dörder dörder en üst kata tırmanır. Kendini kapısız bir duvarın önünde bulur. Orada iri harflerle şu yazılıdır:

“Peki, ama siz nasıl bir şey istiyorsunuz?”.

 

RESSAM

Resim sergisini gezen iki kadın, bir çıplak kadın tablosu önünde durdular. Biri öbürüne sordu:

- Bu ressam bir zamanlar senin arkadaşın değil miydi?

- Evet...

- Ona hiç çıplak poz verdin mi?

- Hayır. Neden sordun?

- Bu resim sana çok benziyor da...

- Evet, ben de fark ettim. Demek hafızası çok kuvvetliymiş adamın.

 

GENÇ KADININ İSTEKLERİ

Güzel bir ev hanımı TV tamircisini eve çağırmış, tamir sırasınca genç delikanlının bakışları düşmemiş üzerinden. Tamir bitince güzel kadın yaklaşmış ve delikanlının boynuna doğru fısıldamaya başlamış:

- Sıra dışı bir istek... Nasıl söyleyeceğimi de bilemiyorum!

- Evet, hanım efendi evet, demiş tamirci heyecanla...

- Bana çok sıkıntı veriyor söylemek ama... Kocamın bazı fiziksel zayıflıkları var... Bazı şeyleri artık yapamıyor... Ben genç bir kadınım bazı isteklerimin olması doğal... Sen de genç bir erkek!

- Evet... Evet!

- İnan kapıdan girdiğin andan beri bunu düşünüyorum!

- Evet... Hadi söyleyin dayanamıyorum...

- Şu dolabı birlikte karşı duvara itebilir miyiz?

 

Yayın Tarihi
04.07.2013
Bu makale 8970 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!