Beğeni

         Ülkemiz Doğu-Batı arasında kalmış dejenere bir güruhtur ne yazık ki! Çoğu zaman içine düştüğü lümpen durumunu kamufle amaçlı işi şaklabanlığa vurdurduğu da kesindir. Sanatın hiçbir türünden anlamamak, her kültüre yabancı kalmak,  herhangi konuda yol yordam bilmemek erdem olarak gösterilmiştir adeta. Yıllardır süregelen dalkavukluk zamanla alışkanlığa dönüşmüştür. Bundandır filancaların ve kıçı açık mankenlerin gereksiz popülerliği, müziğin değil sadece şarkı sözlerinin çekici gelmesi, belden aşağı her lafın espri sanılması. Henüz bankada sıra beklemesini bilmeyen, iki kelam edip derdini anlatamayan, birilerinden bilmediği herhangi bir şeyi öğrenebileceğini bile düşünmeyen halkı eğitmek adeta imkânsızlaşmıştır.

         Bizler de Türkiye'yi sadece büyük şehirlerden ve facebooktan ibaret sandığımız için her konudaki her sonuç bizi şaşırtıyor. Genel seçimde sahil bölgelerinin tamamında CHP'nin kazanması çok mu tuhaftı sanki.  Deniz varsa, iklim müsaitse ürün de vardır, lojistik çözülür, ticaret yapılır. Ticaret oluşursa şehirler yaşar, şehirler varsa eğitim daha sistematiktir, düzenlidir. Eğitim varsa ilerleme, çağdaşlık vardır. Bunların dağılımı bir coğrafyada adaletsizleşirse ve devlet de sahip çıkmazsa eğer denge bozulur, dolayısıyla göç başlar. Göç sadece fiziksel değildir, kızlar, erkekler TV dizilerine özenirlerse, Kurtlar Vadisi, kim kimle yattı kalktı magazine merak salarlarsa köyde bile yaşasalar göç gerçekleşmiştir artık. Farkında olmasalar da kafalarında her zaman köyden indim şehire durumu gelişir. Toplumun yücelttiği insanlar o mevkilerin adamları olamaz, sonra tatlısesler, bülbülsesler türer. Belleğimin karanlığında dolaştığımda yanılmıyorsam geçen yıl, hatırlayamadığım bir tarihte Hakkı Bulut çıktı dedi ki Fazıl Say'a; "birader, halkın beğenisine hitap edecek eser yaparsan halk dinler".  Velhasıl, sosyal medyada bile olsa beğeni değerli bir şeydir, herkese beğenimizi kolay kolay vermeyelim. İnternette iki güzel dize yazana, bir kıta şarkı besteleyene hemen ayılıp bayılmayalım, ilkin analiz edelim, tepemize tünetmeyelim Bay(an)kuşları!

         Her zaman söylediğim, düşündüğüm şeyleri Fazıl Say dillendirmişti o zamanlar ama neden daha önce çok sevdiğimiz başka bir tiyatrocu, şarkıcı ya da yazar niçin bu konuya parmak basmadı. Çünkü hepsi popülerliğinden bir şeyler eksiltmek istemedi. Öyle suya sabuna dokunmadan yaşamak tercih meselesi ama korkusuzca bunları dile getirmek de suç değildir kısacası.

         Birinin yüzümüze salak demesi mi daha acıtır, yoksa bizi salak yerine koyması mı? Bize salak diyenlerle takışacağımıza, bizi salak yerine koyan siyasilerle neden uğraşmıyoruz ki?        
Yayın Tarihi
20.08.2013
Bu makale 9051 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!