BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Büyük Taarruz Öncesi “İtikâf”....

 

Evet, Mustafa Kemal nesli pozitivist felsefeden çok etkilendi; bu bir gerçektir. Çünkü bu, aklın duyguların önüne konulma felsefesidir. Dünya liderleri akılcılıkla büyük işler başardılar, tıpkı Atatürk’ün başardığı gibi…

Auguste Comte; pozitivist düşünceyi yaşayan ve uygulayan kişi…

Türkiye’de Fransa’dan daha fazla etkili oldu.

Ancak, savaş meydanlarının acı gerçeği; Auguste Comte’yi toplum hayatından sildi. Aklın ötesi her şeyi reddeden bu felsefe yerini gerçeğe terk etti…

Mustafa Kemal’in pozitif bilimlere inandığı ve onların toplum hayatında vazgeçilmez olduğu kadar toplumun manevi ve milli değerlerin de vazgeçilmez olduğunu bilen ve uygulayan dünya lideri…

Mustafa Kemal’in insan olarak üstünlüğü, hem pozitif düşünceye hem de o derecede manevi değerlere bağlı olmasıydı.

Örneğin Milli Mücadele sırasında, ilk karargâhın kurulduğu Akşehir’den Şuhut’a taşınmadan önce, Konya Dergâhında, Tanrıya sığınarak Türk milleti için dua etmek üzere “itikâfa” ya çekilmiştir.

Bunun anlamı; yemeden içmeden Allah’a sığınarak dua etmektir.

“İtikâfa” ya çekilmek üslubunu Atatürk’ün dışında başka devlet adamları da uygulamışlardır; örneğin, Gandhi ve General De Gaulle gibi...

 

**

Atatürk’ün iman ve inanç dünyasını anlamak ve anlatmak için çok fazla bilgi ve belge olmasına karşın araştırmacılar Ata’nın bu yönünü ihmal etmiş gibi görünüyor… Atatürk hakkında ileri geri konuşan, kulaktan dolma iftira ve karalamaları yapan Allahın cahillerine diyecek söz sadece ıslah olmalarını dilemektir; faka anlı şanlı (!) unvanları olan ilahiyatçılar neden susarlar, onu anlamak zor…

İlgili belgeler görülmeden, incelenmeden, onun düşünce dünyası araştırılmadan, O’na “dinsizlik” isnat etmek, “memleketi Hıristiyan yapacaktı” demek cehalettir, iftiradır, koyu vicdansızlıktır…

 

**

Atatürk’ün insan ve doğa sevgisi Yunus’un sevgi felsefesine dayanır; bütün yaratılmışı Yaradan’dan ötürü seviyordu O...

Bir örnek yeterli olur sanırım; çocuk ve ağaç sevgisi son nefesine kadar sürmüştür.

Ata’nın doğa sevgisi sınır tanımaz...

Çok çarpıcı bir örnek verilebilir burada; Çankaya Muhafız Alay Komutanı tarafından yürütülen bir inşaat vardır; bunun için Gazi Paşa’dan izin ister; yapılacak olan da subay gazinosudur…

Atatürk, inşaata ‘hiç ağaç kesilmemesi şartıyla’ izin verir.

Aradan epey zaman geçer, gazino inşaatı biter, Muhafız Alay Komutanı Gazi Paşa’yı açılış için davet etmek üzere huzura çıkar.

Gazi Paşa’dan gelen ilk soru; “Hiç ağaç kestin mi?” olur...

“Sadece üç ağaç Paşam” cevabını alınca komutanı görevden alır ve ölünceye kadar da konuşmaz ve affetmez.

Atatürk’ün, tüm insani boyutlarıyla mükemmel, eşsiz bir lider olduğunun farkında olanlar, O’nun fikirlerine, eserlerine saygı duyarlar, sahip çıkarlar ve takipçisi olurlar; Atatürk bu nedenle her zaman fikirleriyle, eserleriyle yaşayan bir varlıktır.

Yıllar geçtikçe, fikirleri ve düşünceleri daha iyi anlaşıldıkça, hep canlı olarak gündemde kalmaktadır.

Bugün böyledir, ilelebet böyle olacaktır…

Kurtuluş taarruzunun başladığı bugün, 26 Ağustos, O’nu yeniden tün canlılığıyla, ruhuyla yaşıyoruz…

Tanrıdan rahmet diliyorum…

Yayın Tarihi
26.08.2013
Bu makale 7611 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!