“Naylon” gazetelere dikkat

Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) 43. Başkanlar Konseyi Toplantısında, her seçim öncesi “türeyen” gazete ve gazetecilere dikkat çekilerek, vatandaşların ve adayların “Naylon gazete ve gazetecilere” ödün vermemesi gerektiği yönünde uyarıda bulunulmuş.
Basın meslek örgütlerinin de bu tip kişi ve kurumlarla mücadele etmesi gerektiği belirtilirken,
“Türkiye, 30 Mart 2014'te yerel seçimlere gidiyor. 1.5 yıl içinde 3 seçim yaşayacak ülkemizde özellikle Anadolu'da "Naylon gazete ve gazeteciler" türemekte ve yaptıkları yayınlarla meslek etik ve kuralları ayaklar altına alınmaktadır. Adayların ve partilerin seçim dönemlerinde ortaya çıkan; şantaj ve tehdit amaçlı bu tip yayınlara ödün vermemesini istiyoruz” denilmiş.
Her seçim öncesi bu uyarılar yapılır ancak yine her seçim öncesi mantar gibi naylon gazete ve gazeteciler ortaya çıkar. Bu konuda artık hepimizin ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ düşüncesinden vazgeçmemiz ve mesleğimizin onurunu korumak ve daha fazla zarar görmemesi için elimizi taşın altına koymamızın zamanı geldi de geçiyor bile. Zaten son dönemde çok tartışılır olan ve sermaye gruplarını eline geçtikten sonra güvenilirliğini ciddi derecede yitiren mesleğimiz için iş işten geçmiş olacak, ona göre..
 
++++++++++

BASINDAN HABERLER.. BASINDAN HABERLER..

Simru Silahtaroğlu’nun acı günü
Mesleğe ilk başladığım dönemde VTV’de Haber Müdürlüğümüzü yapan Simru Silahtaroğlu ablamız geçtiğimiz hafta hayat arkadaşını kaybetti. Kendisine üzüntülerimizi ve başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.


Bir de kadınlardan dinleyin!

“Kızlık zarı, bizim bekaretimizi kontrol için yaratılmamıştır. Bebekken kakamızdan, mikroplardan, pisliklerden korunmamız için yaratılmıştır. Tuvalet eğitiminden sonraysa işlevini yitiren ve olmasının hiçbir faydası, anlamı ve gerekliliği olmayan küçücük bir zardır. Ve bu zarın varlığı erkekler tarafından keşfedildikten sonra bizim namusumuz olarak üzerimize etiketlenmiştir. Onun için gerekirse öldürülmüşüzdür, o varsa saygı duyulmuşuz, yoksa katledilmişiz, bir parça zar için “iyi mal”, “0 kilometre” olarak görülmüşüz ve cinsel ilişkiden sonra çarşafta kan lekesini gören erkeklerin İlk ben “becerdim” anlamında “gurur”lanmasına ve övünmesine sebep olmuşuzdur.  Bekaret beyindedir, bacak arasında değil. Namus beyindedir, bacak arasında değil. Or..puluk beyindedir ve erkeğin de or..pusu olur!

+++++++++++++++

İngilizler bu işi bilmiyor

İngiltere'de yapılan bir araştırmada vücuttaki en erotik bölgeler tespit edilmiş. Buna göre kadın ve erkeklere "Vücuttaki 41 bölgeden en çok hangisini erotik buluyorsunuz?" sorusunu yöneltilmiş. Hemen söyleyeyim, İngiliz erkeklerinin özellikle göğüsler ve kalçalar konusundaki bilgisizlikleri beni şaşırttı. Demek ki ülke soğuk olunca insanları da soğuk oluyormuş. Merak edenler için araştırmanın 10 üzerinden puanlamaları şöyle:

KADINLAR:
Dudak ve ağız: 7.9
Çıplak omuz ve boyun: 7.5
Göğüsler: 7.3
Popo: 4.5
Kalçalar: 3.5
Ayaklar: 1

ERKEKLER:
Dudaklar ve ağız: 7
Baldır: 5.8
Çıplak omuzlar ve boyun: 5.6
Göğüsler: 4.8
Bel ve kalça bölgesi: 2.8
Kol: 1

+++++++++++

HAFTANIN FIKRALARI.. HAFTANIN FIKRALARI..

50 TANE METRESİM VAR
Amerikalı bir kovboy meyhaneye girmiş, dirsekleri bara dayalı,  hem kafa çekiyor, hem de barmenle konuşuyordu:
-Tam tamına elli tane metresim var benim...
Barmen:
- Ne, ne... Kaç dedin kaç?
- Evet, tam elli tane metresim var...
- Dalga mı geçiyorsun yahu?
- Dalga geçmiyorum valla...
-Ne zaman buluşuyorsun bunlarla?
-Her gün buluşuyorum hepsiyle.
-Nerde buluşuyorsun hepsiyle?
- Ormana götürüyorum hepsini...
-Ellisini birden mi?
- Ellisini birden...
- Peki, nasıl kıvırıyorsun bu işi?
- Nasıl olacak hepsini üst üste yatırıyorum, en üste de kendim çıkıyorum.
-En üstüne çıkıyorsun ve en üstekiyle... Tamam, onu anladım... Peki, aşağıda kalanlarla nasıl oluyor?
- Onların da aralarına kopya kâğıdı koyuyorum.

FRANSIZ İLE AMERİKALI
Fransız delikanlı, Paris’in bulvar kahvesinde oturmuş, kahvaltısını yapıyormuş. Çay, zeytin, kruvasan, ekmek ve reçel. Yan masaya ağzında çikleti ile tipik bir Amerikalı turist oturmuş. Sohbet başlamış...
Amerikalı:
-O ekmeğin hepsini yiyecek misin?
Fransız:
-Tabii…
Amerikalı:
-Biz yemeyiz. İçinden biraz alır yeriz. Kalanı bir fıçıda toplanır Fabrikaya gider kruvasan yapılır. Fransa’ya satılır demiş.
Fransız cevap vermemiş.
Amerikalı:
-Reçel de yer misiniz?
Fransız (öfkeli):
-Tabii!
Amerikalı:
- Biz meyveyi taze yeriz. Kabuklarını, çekirdeklerini, çürümüşlerini bir fıçıda toplar fabrikaya gönderir, reçel yapar, Fransızlara satarız.
Bu sefer Fransız:
-Peki siz kullandığınız prezervatifleri seviştikten sonra ne yaparsınız?
Amerikalı:
-Atarız tabi...
Fransız:
-Biz atmayız. Bir fıçıda içindekilerle biriktirir, fabrikaya gönderir, çiklet yapar, Amerika’ya satarız!

Yayın Tarihi
27.11.2013
Bu makale 10066 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!