BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Asil Kadın… Eğitimli Kadın…

PROF. DR. RAMAZAN DEMİR

Asil kadın, hayatının özüne kişiliğiyle hükmeden kadın… Ruhuyla, kültürüyle, davranışlarıyla, edasıyla, konuşmasıyla ve hayata bakış açısıyla… Bedeniyle, edasıyla, gülüşüyle, tebessümüyle, yürüyüşüyle, dik duruşuyla temsilcisi olur asaletin...

Asalet, giyimde, kuşamda değil elbet; şıklık yarışında hiç değil… Asil kadın aklıyla zarif olmasını bilendir... Asalet ne pahalı takılarda ne de şatafatlı giysilerdedir… Öz güveni tam olan kadının çok kişinin anladığı şekilde “dominant” değil gerçek anlamda kişilikli kadındır.

Özgüven sahibi kadın her şeyi yakıştırır, uygun ve yakışanı akıllıca seçer. Birey olarak asil kadın, kişilikli kadın, ilkeli kadın düzgün yaşar; herhangi bir cam fanus içinde yaşamaz.

Kadının en çok ihtiyaç duyduğu şey eğitim ve sevgidir, ilgidir… Çünkü bilgili ve eğitimli kadın bireysel olarak karar alma ve uygulama yetisine sahip olur. Karar aşamasında önemsediği ekonomik bağımsızlık ve sosyal yaşamdaki yeri ona saygınlık kazandırır…

Mahalle baskısının yoğun yaşandığı kesimlerde, erkek çocuğun kız çocuğa göre daha önde tutulması, pozitif ayırımcılık yapılması sosyal yapının bir yansımasıdır. Toplumsal baskıların ağır olduğu kesimlerde bu geleneksel ön yargıların getirdiği sorunlar kadına farklı şekillerde yansır...

Ataerkil bir toplumun anaerkil topluma dönüşmesi için çok emek ve zaman ister. Hassas davranılması gereken öncelik kız çocukların mutlaka eğitimidir. Kadınlara cumhuriyetin kazandırdıklarının ne kadar farkında oldukları konuşulmalı, anlatılmalı ve tartışılmalıdır. Bazı medeni hakların Avrupalı kadından daha önce kullanılma önceliği ve ayrıcalığı Mustafa Kemal Atatürk’ün yüksek dehasının eseri olan devrimlerinin bir yansıması olduğu anlatılmalı Türk analarına… Hayatın anlamlı olmasını sağlayan kadının eğitimi ile toplumsal paylaşımı arasında doğrudan bağlar olduğu için kadına özgün değer verilmesi gerektiğini cumhuriyet kanunları ve geleneksel kurallar zorunlu kılmıştır.

Hayat kadına farklı oyunlarda farklı roller verir. Kadınlar bu hayat oyununu oynarken pek çok rolü de üstlenir. Annelik, kadınlık, iş hayatı ve diğer toplumsal sorumluluk projelerinde üstlendiği roller nedeniyle bazen bu ağır sorumlulukların yanında hayatı ıskalayabilir...

Her kadının özünde bir asalet vardır; önemli olan onun işlenmesi ve ortaya çıkarılmasıdır… Asil de olsa olmasa da çoğu kadının cumhuriyetin kendilerine kazandırdığı haklarının neler olduğundan bile haberi olmayabilir.

Sonuçta kadınlar eğitilmeliler ki, bilinçli nice güzel kızlı-erkekli evlatlar yetiştirebilsinler topluma. Eğitim olmadan bilinç oluşmaz, önce kadının eğitimi… Eğitimli, bilinçli anne yalana kanmaz, hurafeye inanıp biat kültürü bataklığına saplanmaz…

Ülkeyi bekleyen, hatta sarmaya başlayan örgütlü cehaletin temeli, eğitimsiz kadının yetiştirdiği yine eğitimden yoksun çocukların oluşturduğu kitlelere dayanır. Ülkemiz daha fazla kayba uğramadan, zaman kaybetmeden, elimizdekilerin değerini kaybetmeden, cumhuriyet değerlerinin kıymetini bilen insanların çoğalması şarttır… Bunun için de sosyal sorumluluk projelerle cumhuriyetçi ve millici siyaset kurumları ve STKları süratle organize olmalı ve hedef kitle kadının eğitimine yönelmelidir… Bu önerimin temenni sınırında kalmamasını umuyorum…