Demokrasi ve güç

İnsanlık tarihi, hiç kuşkusuz tek kutuplu dönemler geçirmiştir ve dünya liderliğini elde etme arzularına da tanıklık etmiştir. Fakat dünya tarihinde neler olmamıştır ki?
Peki tek kutuplu dünya nedir?
Tek tip durum, tek erk, tek güç merkezi, tek efendi anlamına gelir. Tek egemenin, tek efendinin olduğu bir dünya demektir. Tek kutuplu dünya kavramı, yeni siyasi trajedilere sebep olmuş ve yeni gerilim noktaları yaratmıştır sürekli.
Bugün, Türkiye’de siyasi gücün, neredeyse sınırsız kullanımına tanıklık ediyoruz. Bu güç, Türkiye’yi çatışmalara sürüklemektedir. Hukukun temel ilkelerinin her geçen gün artarak küçümsendiğini görüyoruz. Siyasi bir çözüm bulunması da, tek güç olma düşüncesindeki AK Parti tarafından olanaksız duruma getiriliyor. Elbette bu son derece tehlikeli bir durumdur. Bunun sonucunda, hiç kimse kendini emniyette hissetmiyor. Özellikle vurgulamak istiyorum: hiç kimse hukukun, taştan bir duvar gibi kendilerini koruyacak kadar güçlü olduğunu göremiyor.
Benzeşik bir politika da, halkı kutuplaşmalar için tetikliyor. Devletin ve onun temel ilkelerinin korunması konusunda, çok özenli bir biçimde düşünmemiz gerektiği kanısındayım artık.
Peki, biz ulus olarak bu tehditlere karşı koyacak olanaklara sahip miyiz? Kesinlikle evet. Yakın tarihe bakmamız yeterli. Biz bu ulusun, cumhuriyete savaşarak, demokrasiye barışçıl şekilde dönüştüğüne tanıklık etmedik mi? Yoksa karşımızda bizi etkileyecek bir tehdit olmadığında siyasi kültürümüzü, demokratik değerlere ve hukuka olan saygımızı mı yitiriyoruz? Tersi olduğunda şu anki durum çıkmaza gidecektir ve yapılan ciddi hataların sayısı katlanarak artacaktır. Buna paralel, uluslararası hukukun gerek kavramsal, gerek normlarının uygulanması bakımından evrensel bir niteliğe kavuşması gerekmektedir. Bu koşullar altında, kendi güvenliğimizi sağlama konusunda bir kez daha düşünmemiz gerektiği ortadadır. Şimdi bize yeni ayırma çizgileri, duvarlar empoze ediyorlar. Bu duvarlar sanal olabilir ama bölüyorlar, ülkemizi parçalıyorlar. Bu yeni duvarı sökmek ve yıkmak için bir kez daha yıllar ve on yıllar ve de birçok siyasi jenerasyon edinmemiz olası mı? Bu atmosfer halk arasında çok ciddi olarak gerginliklere neden oluyor.
Siyasiler, bu gelişmelere tezden geçerli bir çözüm bulmazsa eğer, Türkiye, benzer istikrarsızlaştırıcı krizlerin acısını çekmeyi sürdürecektir.
Sonuç olarak; bu durum sadece sistemin içindekiler için değil, aynı zamanda egemenliği elinde bulunduran için de ölümcüldür, çünkü onu içeriden yıkar. Bunun demokrasiyle kesinlikle hiçbir ortak noktası yoktur. Bilindiği gibi demokrasi, azınlığın menfaat ve fikirleri ışığında, çoğunluğun iktidarı demektir.

Yayın Tarihi
13.01.2014
Bu makale 8359 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!