Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu henüz proje aşamasındayken bile sevinmemize neden olmuş, kafa kâğıdı eskimiş ben yaştaki öğretmenler yeni nesil genç öğretmenlere:
“Mutlaka bu diziyi izleyin.” Önermemize yol açmıştı.
Çalıkuşu romanı Türk Edebiyatında Anadolu’yu gerçekçi bir dille anlatan klasikleşmiş başyapıtlardan biriydi.
Daha önce Türkan Şoray sonra da Aydan Şener Çalıkuşu romanının ele sığmayan Feride’sini film ve dizilerde başarıyla oynamış, ünlerini perçinlemişlerdi.
Şimdi bir başka dizi olarak izleyicinin önüne çıkan Çalıkuşu haftalardır uyduruk bir kurgu ile tıpkı Brezilya dizilerine dönüştürülerek yayınlanıyor ve Çalıkuşu romanının hercai Feride’sinin öğretmenlik yaptığı Bursa’nın Zeyniler Köyü özelindeki o dönemin taşra koşullarını öyküleyen bölümlere geçiş yapılamıyor. Acaba bunun nedeni, o köyde genç bir bayan öğretmenin yobaz din adamları tarafından engellemeye çalışılmasının öykünmesi mi?
Şu anda izlediğimiz Çalıkuşu içi boşaltılmış, sırf izlenirlik oranı yüksek olsun diye düşsel sahneleri çoğaltılmış bir dizi olarak yayınlanmaya devam ediliyor ve şüphesiz ki dev yazar Reşat Nuri Güntekin’in kemikleri sızlatılıyor.
Oysa her olayda boy gösteren RTÜK klasik eserler üzerinde kurgulanmış ve öyküsü sıradanlaşmış çakma dizilere karşı çıkmalı, bu yapıtların özgünlüğünü yok edenlerden yasal olarak hesap sormalıdır.
İşte bu noktada bu dizi için:
-Mutlaka izlemelisiniz. Dediğim genç öğretmen meslektaşlarımdan özür diliyor:
-İyisi mi siz romanını okuyun. Diyorum.