Tarihi Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları

Özel işlerimden dolayı 1 hafta süre ile izin kullanmak zorunda kaldım.

Bugünden itibaren kesintisiz olarak kentin sorunlarını bu köşede paylaşmaya devam edeceğim.

Devlet yönetimi ciddiyet, ilkeli ve kararlı duruş ister.

Özellikle tarihi ve sit alanları, milli park alanları gibi ülkenin değerleri üzerinde var olan kararlar koruma amaçlı değil ise zaman kaybedilmeden yenilenmesi ya da düzeltilmesi gerekir.

Günümüzde 1 gün içinde istenilen yasalar değiştirilebiliyor ise geçmişte kültür ve doğa katliamlarına imkan verebilecek türde ortaya konan yasa, yönetmelik ve ilke kararları da değiştirilmeli ya da yenilenmelidir.

Ama son 12 yıldır ülkemizde doğayı, ormanları, nehirleri, milli parkları, kültürel değerleri yok etme pahasına birilerine tahsis ediliyor, ya da çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yeni oluşturulan Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları marifeti ile kişilerin talebi doğrultusunda yasa ve yönetmeliklere aykırı keyfi uygulamalar yapılıyor.

Bu konuda bugüne kadar bu köşede onlarca örnek vermiş ve özellikle de bu işlerin yasalara aykırı keyfi uygulamalarla yapıldığını net olarak ortaya koymuştum.

Şu anda Antalya’nın en önemli gündemi 1. Derecede Arkeolojik SİT Alanı ve Sahil Milli Park kapsamında bulunan tarihi Phaselis Antik Kenti’nin turizm adı altında tahsis edilip otel yaptırılmak istenmesi.

Phaselis Antik Kenti’nin bulunduğu bölge tarih ve doğanın yanı sıra belki de dünyanın en güzel koyu.

Geçtiğimiz Pazar günü 5 bine yakın duyarlı vatandaşımız Phaselis’te bir araya geldi ve tahsise tepki gösterdi.

Peki, Phaselis’e otel yapılması için ellerinden geleni ardına koymayanlar bu tepkiye kulak verdi mi, ya da verecekler mi?

Benim pek ümidim yok.

Sadece şunu biliyorum ki, mevcut hükümetin yönetiminde ki Kültür ve Turizm Bakanlığı 19 Nisan 1996 tarih ve 421 sayılı ilke kararını iptal ederek, yeni bir ilke kararı almış ve bu alınan karar ile bundan sonra Phaselis gibi yerlerin peşkeş çekilmesi zorlaştırılmış.

Peki, o zaman neden bu ilke kararı 2002 yılında iktidara gelen AKP hükümeti ve bağlı bulunan bakanlık bugüne kadar değiştirilmedi?.

17 Aralık operasyonu ve yarım kalan 25 Aralık operasyonundan sonra birçok şeyin artık eskisi gibi olmayacağı mevcut hükümet tarafından da iyice algılanmış durumda.

Özellikle 30 Mart yerel seçime yönelik açıklanan birçok anketlerde artık her şeyin eskisi gibi olmayacağının birer göstergesi oluyor.

Gelelim Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yenilediği ve resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Tarihi Sit’ler, Koruma ve Kullanma Koşulları”na yönelik İlke Kararı’na.

Yenilenen ilke kararına göre;

- Milli Park bulunan yerlerde uzun devreli gelişim planı, milli park bulunmayan yerlerde alanın tarihi ve kültürel değerlerini koruyan koruma amaçlı imar planları ilgili koruma bölge kurulunca uygun görülünceye kadar zorunlu altyapı uygulamaları ve kamu hizmet yapıları dışında, bitki örtüsünü, topografik yapıyı, siluet etkisini bozabilecek, tahribata yönelik hiçbir inşai ve fiziki uygulamada bulunulamayacak.

Bu ilke kararı geçmişte yenilenmiş olsaydı bugün Phaselis gibi yerlere otel yapılması imkanı verilemezdi. Verilse bile yargıdan dönerdi.

Tabi bir de fotoğrafın diğer tarafına da bakmak gerekiyor.

18 yıldır var olan bir ilke kararının yenilenmesinin amacı; yerel seçim öncesi turizm adı altında peşkeş çekilen Phaselis veya benzer yerlerle ilgili oluşan tepkileri en aza indirgemek midir?.

Bana göre, 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarıyla ortaya çıkan iddiaların 30 Mart’ta sandığa ciddi anlamda yansıyacağı endişesi birçok yasa, yönetmelik ve ilke kararlarının değişmesine neden olmuştur.

Aynen 2B arazileri ile ilgili köylünün ortaya koyduğu eylemlerden sonra 2B yasasında atılan adım gibi.