BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Karakterin Analizi…

İnsan kişiliğinin oluşumunu sağlayan ve şartlara göre ona yön veren kalıtsal özellikleri vardır. Bunlar
farklı iki grupta incelenebilir; “ben” ve “bana” genleri olmak üzere…

Bilim dilinde bu kalıtsal etkenlere “ben genleri” adı verilmesinin bir nedeni var... Buna göre iki kategorik özellikte kalıtsal etkenleri temsil eder… Bunlardan birincisi yani “ben” gen grubu, bireyin özgürce sağladığı başarılarını, üretkenliğini, sorgulayıcılığını, eleştirel düşünmeyi sağlar. Kurallar içindekısıtlanmamış bir kişiliğin  gelişmesini sağlayan ortamda bu “ben” ve “benim” genleri çok etkili olur bireyin özgür kişilik gelişiminde…

Ben ve benim kişilik etkeni kalıtsallık; özgür düşünme ve sorgulama şansı olduğu için bireyde kurallar, yasaklar, sınırlamalar, aile ve çevre baskıları çok azdır. Dolayısıyla bu karakter yaratıcıdır, üretkendir, paylaşımcıdır… Mucit özelliklidir, yenilik yapabilir, bilgi üretebilir…

İkinci grup olan kişilikte; “bana” genleri etkendir; toplumun kuralları, yasakları, inançların baskılı günah korkuları, baskılanan benlik gelişimin biat merkezli söylemlerin verdiği baskılar kişiliğin özgürce oluşmasını engeller ve bu “bana” genini çok aktifleştirir…

Özgürce gelişemeyen kişilik çeşitli efektlerle savaşır… Duygularına, düşüncelerine anlam yükleyip bireysel egemenliği olmaz; onlara kendisi değil bir başkası egemen olur, örneğin şeyhi, ağası… Düşüncelerini de, duygularını da önder olarak seçtiği ya da kendini “koyun”, yöneticisini de “çoban” kabul ettiği kişiye, yani
liderine yüklerler...

Bireysel olarak toplumda kompleksler içinde yetişmiş, toplumun alt kültürlerinden gelmiş, fakat değişim

göstermiş ama gelişememiş örneklerdir bunlar… Şartlandırılmışlardır… Özgür düşünce ve karardan yoksun oldukları için üretken değillerdir; birileri söyleyecek onlar da uygulayacak şekilde algı sahibidirler… Hayatları boyunca üretememiş,

“bunu ben başardım, bu benim eserimdir”

diyememiş insanlar…

Beyin melekeleri şartlandırılmış kurallar çemberine sokulmuş birey, yaratıcı olamaz, sorgulayıcı

olamaz dolayısıyla  “ben” geni yerine “bana” geni öne çıkar. Çünkü kişilik oluşumu ve gelişimi çağında kendini

bazı karanlık örgütlerin ya da organizasyonların içinde bulur ve onun kuralları, yasakları içinde eğitilerek beyni yıkanır…

Sorgulamayan insanlar olurlar, belli bir yaşa geldiklerinde farklı düşüncelere uyum sağlayamadıkları

için de geliştirici olamazlar… Başarısızlığına, üretkensizliğine bahane üretirler;

“bana engel oldular”… “Bana kötülük ezdiler”…

Benzeri bahanelerle sürekli mağdurluk edebiyatı yaparlar.

Kendileri gibi çok taraftar da bulurlar… Bu karakter tipinde bireysellik, sorumluluk yerine bir

kişiye ya da ekibe bağlı olarak hayatını sürdürürler... Vatan, bayrak sevgisi, milliyet aidiyeti son derece zayıftır. Şeyhe bağlılık, ağaya itaat esastır, diğer bir ifade ile “biat etmek” ön şarttır…

**

İşte bu “bana genler” egemenliğindeki

karakterler alt kültür toplumu tarafından kolay benimsenirler, destek bulurlar… Çünkü büyük bir alt kültür mensubu kalabalıklar vardır… Onlar da başarısız ve üretkensizdirler, başarısızlıklarına bahane üretme eğilimi baskındır… İyi bir demagog - lafazan onları peşinde sürükler…


Mağdurluk, ezilmişlik, elit düşmanlığı,
seçkinler, atanmışlar düşmanlığı
söylemleriyle toplumda çoğunluğu oluşturan alt kültür mensuplarının oyunu alır…

Cahil toplumun seçeceği de cahil, kültür fukarası kadrolar ve liderlerdir… Bunun sonunda oligarşi

doğar, ardından diktatörlük gelir… Çünkü liderin ruhunda “bana kötülük yaptılar” savunması vardır hep… Kin ve kompleks yumağı halindedir…

Beyni de yüreği de geçmişle kavgalıdır, sistemin düşmanıdır, kendini ispat etmenin yolunu mevcudu

yıkmakta bulur… Anladığı tek çare budur… Kazanmak için konulmuş kurallara göre değil, kendine göre kurallar koyar ve uygulatır… Kazanmak için yeni kurallar icat eder, ayakta kalmak için diktatörlüğe sapmaktan başka çareleri kalmaz…

**

Sonuç…

Normal demokratik bir ülkede bu özellikleri taşıyan aşağı kültür ve kalite insanları kesinlikle

iktidara gelemezler. İşin garibi, diktatörler de demokrasinin nimetinden yararlanıyor…

Ülkede demokrasiyi yaşatacaksa insanlar bu tarz düşük kültürlü cahilleri seçmemesi gerekir… Bu

nedenle bireyler tek kişi bazında dikkate alınan bir eğitimden geçirilmelidir, demokrasiye hazırlanmalıdır. Yönetim kadrolarına gelecek insanlar halkın arasından seçilip eğitilmeli, halkın düzeyi elit düzeye çıkarılmalı ki
demokrasi işlesin.

Bunun tersini yaparsa sistem, toplum cahilleşir; medeni düzeyi 5. Basamaktan alıp sırf popülist

amaçla 3 basamak aşağı indirirseniz en başta çağdaşlaşmadan taviz vermiş oluyorsunuz. Bu denge çok önemlidir… Bu eğitimli kadroların dışında kalanlar sadece “figüran” görevi yapabilirler… Onların demokratik yaşama çok anlamlı katkıları olmaz.

Cahiller örgütlü olursa demokrasi hiçbir

zaman gelişmez… Ve her zaman bu eklenmeler ve sonuçları daima demokrasiye zarar
verecek olgulardır.

Yayın Tarihi
13.03.2014
Bu makale 7049 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Toplumu oluşturan bireylerin, kişiliklerini bulmadan, onurlu bir gelecek beklemenin imkansız olduğunu, bilimsel açıklamalarınız karşısında, yazılarınızın tüm halkımıza okutulması gerektiği inancımı tekrarlıyor, aklınıza, kaleminize sağlık dileklerimle saygılar sunarım. Tüm yazılarınızı toplayan bir kitabın, toplumun bilinçlenmesinde önemli katkıları olabileceğini de düşünmekteyim. Esenlikler dileğimle...

ibrahim ekmekci 18.03.2014

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!