Hayallerimizi de öldürdüler!

Çocukken hepimizin hayalleri vardı…

Bisiklet… Çember… Uzaktan kumandalı oyuncak araba…  Her hangi bir çalgılı alete sahip olmak…

Büyürken de hayallerimiz oldu…

İyi bir okulda okuyabilmek… İyi bir meslek seçiminde bulunmak… Uzak diyarları gezip görmek…

Daha büyünce hayallerimiz de büyüdü…

İyi bir eş edinerek evlenmek… Ev ve otomobil sahibi olmak… Borçsuz harçsız huzurlu bir hayata sahip olmak… Her yıl mutlaka bir tatile çıkabilmek, ülkemizi ve dünyayı gezebilmek… Çoluk çocuğa kavuşup onları namerde muhtaç etmeden yaşatabilmek…

Saygıdeğer bir öğretmen arkadaşımla okul bahçesinde bunları söyleşirken ilginç bir gözlemini anlattı.

Dedi ki:

“Geçtiğimiz gün öğrencilerime çok paranız olsaydı, hangi hayalinizi yerine getirmek isterdiniz diye sordum… Onlardan; bilgisayarım olsun, yaz tatili yapma olanağına sahip olayım, süpermenin ya da örümcek adam gibi doğaüstü güçlerim olsun, falanca sinema ya da televizyondaki şöhretlerin sahibi olayım, ülkemizin en iyi takımında top koşturayım gibi yanıtlar beklerken karşıma koskocaman insanların içinde boğuştuğu hayat kavgası dramı çıktı.”

Öğretmenimiz bir süre sustu sonra devam etti:

“Aldığım onca yanıtın pek çoğu; babamın elektrik ve su faturalarını yatırmak, banka kredi kartı borcunu öderdim. Çok iyi bir yerde ailemle yemeğe çıkmak, sıkça işsiz kalan babama iş yeri açmak, annemin hem evde hem de işte çalışmasına mani olup bana zaman ayırmasını sağlamak, arada sırada olsa da bir defacık olsun pizza almak, artık bana küçük gelen elbiselerimden kurtulup yenilerini almak içeriği taşıyordu… Yüreğim burkuldu. Bu yaşta bu çocukların hayalleri işsiz babalarına iş, elektrik su faturalarının, banka kredi borçlarının ödemesi mi olmalıydı diye hüzünlendim.”

Acımasız düzenin çarkları artık küçük çocuklarımızın hayallerini de öğüttü.

Hani Kibritçi Kız adlı bir dünya klasiği çocuk öyküsü vardı. Her çaktığı kibrit çöpünde yayılan minik alevin ışığında güzel bir hayatı özleyen Kibritçi Kız… Bizim çocuklarımız Kibritçi Kız kadar hayal kuramıyorsa eğer büyüdüklerini mi düşünmeliyiz yoksa küçülen ruhlarından yiten umut ışıklarını mı?

Yakında 23 Nisan Çocuk Bayramı var…

O törenlere çocuklarımızın yüzde ellisinden fazlası ne yazık ki bu iç dünyasıyla hazırlanıyor. Ve biz öğretmenlerin avuçlarında kalan ise:

-Sıfıra sıfır elde var hüzün! Oluyor.

Sınıflar dolusu çocuklarımıza sunacağımız hayallerimiz, çakacağımız kibrit çöpünün alevinin bırakacağı ışık olarak mı yansıyacak yoksa simsiyah bir is mi?

Yayın Tarihi
10.04.2014
Bu makale 3142 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!