Konyaaltı Sahili

15 Nisan 2014 tarihi itibari ile resmi turizm sezonu başladı.
Sezon başladı ama Antalya’nın en önemli sahillerinden başta Konyaaltı sahili 2014 sezonu için kaybedilmiştir.
CHP yönetiminde ki Konyaaltı Belediyesi’ne olan tahsisi ve işletmeci ile yapılan sözleşmenin bitmesi üzerine ecrimisil (işgal bedeli) karşılığı (Milli Emlak Müdürlüğü ecrimisil bedelini de tahsil edemedi) Konyaaltı Sahili’nde bir yıl kaybedildi.
Ardından ise AKP döneminde başlayarak CHP döneminde tamamlanan ve mevcutta ki kaçak yapılaşmaların yasallaşması adına “Konyaaltı Plajı Park ve Kıyı Düzenlemesi” adı altında yapılan dolgu amaçlı imar planlarının Danıştay tarafından onaylanamayacağı kararı siyasi talimat ile dikkate alınmadı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı planları onayladı.
Ancak, açılan yeni dava ile planlar bu sefer iptal edildi ve beraberinde de mevcut kaçak yapar ve tüm büfeler yıkıldı.
Antalya Defterdarlığı da yine bir siyasi talimat ile Konyaaltı Sahili’ni ne Büyükşehir Belediyesi’ne ne de Konyaaltı Belediyesi’ne bedel karşılığı tahsisini yapmadı.
Onun yerine 3 aylık süre yani 30 Mart yerel seçimlerine kadar “3. şahıslara devredilemez ve kiralanamaz” şartı ile bugün tarihe karışan İl Özel İdaresi’ne devredildi.
STK’lar, ATSO, Meslek Odaları, kentin dinamikleri ve konuya duyarlı her kesim ve kişiler Konyaaltı Sahili’nin siyasi olarak değerlendirildiğini ve hem mavi bayrakların kaybedildiğini hem de 2014 yaz sezonunda yetiştirilemeyeceğini vurguladı.
Tabi dikkat çekilen bir nokta da eğer 30 Mart yerel seçimleri CHP adayı Mustafa Akaydın kazanmış olsaydı, Konyaaltı sahili ne Büyükşehir’e ne de Konyaaltı Belediyesi’ne verilmeyeceğini, onun yerine AKP’ye yakın bir isme kiralanacağı yolunda oldu.
Seçimler bitti ve Büyükşehir Belediyesi’ni AKP’li Menderes Türel kazandı.
Dolayısı ile sahilin tahsisinin Büyükşehir Belediyesi’ni yapılması için çalışmalara hız verildiğini önceki gün bir arada olduğum vali yardımcısı bir dostumdan öğrendim.
Konyaaltı sahili ile ilgili Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’de bir açıklama yapmış.
Türel açıklamasında, Konyaaltı Sahili’nin bu sezona yetişmeyeceğini, ancak önümüzdeki sezon için Konyaaltı’na yakışan bir proje uygulayacaklarını vurgulamış.
Bu açıklamayı okuyunca aklıma, “3621 sayılı Kıyı Kanunu” ve bu kanunun “Kıyı Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik” geldi.
3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 6. Maddesi; “Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, telörgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz” der.
Yine Bu kanunun uygulamasına yönelik var olan “Kıyı Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik”in 13. maddesi c bendi “Kıyılarda uygulama imar planı yapılmadan sabit olmayan duş, gölgelik, soyunma kabini, aralarında en az 150 metre mesafe olmak kaydı ile 6 m2 'yi geçmeyen büfe ve kirletici etkisi olmayan fosseptik yapımını gerektirmeyen seyyar tuvalet ve ahşap iskeleler yapılabilir” der.
Demek ki Konyaaltı ve tüm sahillerde uygulanacak olan proje kanun ve yönetmelikle belirlenmiş
Dolayısı ile yapılması gereken tek şey, yasa ve yönetmeliklere uygun şekilde devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan Konyaaltı Sahili’nden ücretsiz olarak faydalanması gereken yerli ve yabancı vatandaşların günü birlik ihtiyaçlarını giderebilecek üniteler yapılmalıdır.
“Yok, arkadaş ben daha farklı bir uygulama içinde olacağım. Bunun içinde 2015 turizm sezonuna kadar kağıt üzerinde bir kez daha “Konyaaltı Plajı Park ve Kıyı Düzenlemesi” adı altında dolgu amaçlı imar planları yapacağım ve bu planların onayından sonra da sahili restoranlarla donacağım” deniyorsa; bu şu anlama gelir, “kağıt üzerinde denizi doldurmuş gibi yapıp ticari alan yaratacağım.”
Eğer öyle ise o zaman Danıştay 6. Dairesi’nin E: 2010/5275 sayılı Esas ve K: 2012/602 sayılı kararının da bir kez daha dikkatlice okunmasını tavsiye ederim.