“Anneler gününü başlattığım için çok pişmanım!”

                Günlere anlam yüklemekteki amaç ortadadır. Söz konusu benzer günler dünyaca belirleniyor ama Türk zekâsı kıvraktır, kapitalizmin getirisi olarak bence elde kalanları bitirmek, ekonomiyi canlandırmak, bunu yaparken de tüketiciyi kazıklamak için daha yüzlerce gün uydurulabilir. Söz gelimi: “Amcalar, dayılar, halalar, teyzeler, enişteler, baldızlar günü” filan ilan edilsin bari, çünkü onların ne eksiği, ne günahı var! Gerçi her şekilde hepimiz bu zincirin halkasıyız. Ticari patlamaların yaşandığı, karanfil fiyatlarının on kat arttırıldığı, dayatmacı, şartlandırılmış, tek günle duyguları sınırlandıran “anneye sevgi günü” yani! Aslında insanlık yararına gerçekleştirilen toplumsal davranışı her an kutlamak en doğrusudur.

                Her yıl mayıs ayının ikinci pazarı “Anneler Günü” olarak kutlanıyor, fakat Wikipedi’nin söylediğine göre:  “Anneler Günü” her ülkede aynı anda kutlanmıyor.  Norveç, Yunanistan, İsrail, Arap Ülkesi, Çin, İngiltere, Fransa, İsveç gibi ülkeler farklı haftalardaymış.

                 “Anneler Gününü icat eden, en doğrusu başımıza dolayan, sonrasında içinden çıkılmaz hale gelmesine sebep olan ve ardından pişmanlık duyan hanımefendi, Anna Jarvis. 41 yaşında annesini kaybettikten sonra annesine duyduğu özlem ve hayattayken yeterli ilgiyi göstermemiş olma suçluluğuyla annesinin ölüm yıldönümünün “Anneler Günü” olarak ülke çapında kutlanması fikrini arkadaşlarına açar, olumlu karşılanır ve bir tüccarın finansal desteğiyle ilk adım atılır.
                İlk defa “Anneler Günü” 10 Mayıs 1908’de kutlanır ve beyaz karanfil sembol kabul edilir. Anna Jarvis’in yazdığı birçok mektup sayesinde en son 8 Mayıs 1914 yılında Anneler Günü” Amerika’da resmiyet kazanır. Aslında işin ilginç yanı bundan sonra başlar. Anneler Günü'nün sembolü haline gelen beyaz karanfil “Anneler Günü” nedeniyle yok satar. Bunu fark eden çiçekçiler de fiyatları arttırırlar. Keza kutlama kartı ve şeker firmaları da bu yeni gün sebebiyle daha yüksek rakamlar kazanırlar.  Bayan Jarvis, mektup yerine kart göndermenin bile tembellik olduğunu düşünürken hem de. 
                Tüm dünyada kutlanmasını sağladığı “Anneler Günü” yüzünden tutuklanması ise tam bir ironidir. Bayan Jarvis, 61 yaşındayken, kadınların “Anneler Günü”nde bağış toplamak için beyaz karanfil satmalarına engel olmak isterken tutuklanır çünkü.

                “Anneler Günü”nü Ticarileştiriyorlar!” deyip açıklama yapmaya çalışırken, bir çiçekçi derneğininkendisine satılan her beyaz karanfil için komisyon ödenmesi” teklifine maruz kalır. Aslında onun tek istediği sadece duyguları dile getiren bir gün olmasıdır.

                Bununla da yetinmemiş, annesini anmak için aldığı beyaz karanfillerin böyle bir ticari meta hailen gelmesi onu çok üzer. Lakin yılmaz,  salt beyaz karanfil’in hükümdarlığına son vermek adına “beyaz düğme” kampanyasını başlatır. Kiliselere, okullara anneler günü için binlerce dolar harcayıp beyaz düğmeler gönderir ama ne yazık ki başarılı olamaz. Ayrıca tüm bu çabalar, harcamalar mal varlığının tükenmesine yol açar.

                1943 yılında hastalanan Bayan Jarvis, arkadaşları tarafından yaşlılar evine yerleştirilir.

                Kendisi için bağışlanan 1.580 Dolar’lık meblağın çiçekçiler derneğinden geldiği ise ona asla söylenmez.  84 yaşında vefat eden Bayan Jarvis’in son sözleri ise oldukça üzücü:

                  Anneler gününü başlattığım için çok pişmanım!” 

                Duygusallığı kazanç kapısı durumuna getirmek, günümüzle nasıl da benzeşiyor. Atamızın fotoğrafını bile kitap ayracı haline getirip satanlara ne demeli peki! İçim acıyor. 

 

Yayın Tarihi
13.05.2014
Bu makale 9029 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!