Ölmek mi zor yaşamak mı zor?

“Hayat ne garip…

Bir yandan onurunu, şerefini bir torba kömüre satanlar, diğer yandan ise onuruyla, şerefiyle yaşamak için kömür çıkaranlar...”

Bu cümle sosyal paylaşım sitelerinde iki gündür en sık paylaşılan söz oldu.

Bu cümleyi kim yazıp sosyal paylaşım sitesine koyduysa, bana göre haklılık payı da var.

2 yıl Muratpaşa Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nda İl Özel İdaresi’ni temsilen Mütevelli Heyet üyeliği yaptığımda hep karşı durup tepki gösterdiğim bedava kömür olayı karşıma çıkmıştı.

Ben göreve geldiğimde Muratpaşa İlçesi’nde 2 bin ton bedava kömür dağıtılıyormuş.

Yani fakir fukara olmayanda kömür alıyormuş.

Aynı bir zamanlar yeşil kartta olduğu gibi.

Benim iki yıllık görev sürem içinde yardım almaya hak eden gerçek fakir fukara sayısına göre kömür dağıtıldı.

Yani 2 bin ton yerine 175 ton kömür dağıtıldı.

*****

Soma’da yaşananlar ne 21. yüzyıl Türkiye’sine ne de gelinmiş olan teknoloji çağına yakışmıyor.

Elin oğlu neredeyse okyanusun ortasına devasa rezidanslar yaparken, bizde yüzlerce insana mezar olacak şekilde ocaklar yapıyoruz.

Üstelik bu ocaklarda da 15 yaşında çocukları bile çalıştırıyoruz ve kemse de sesini çıkartmıyor ta bu çocuklar göçük altında kalana kadar.

Bu yazıyı yazmaya başladığım saat 17.00 itibari ile açıklanan resmi rakamlara göre 238 kişi kömür ocağı şehidi olurken, 4’ü ağır 80 kişi de yaralı vardı.

Ancak, bazı uzmanlara göre de şehit sayısı 400’ü bulabilecek.

Hoş, insan yaşarken bile ölmenin daha iyi olacağını anlayabiliyor.

Dün Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi’ne gittim.

Hani Başbakan Erdoğan, sağlık hizmetlerinde Türkiye’nin çok iyi noktalara geldiğini söylüyordu ya, işte bu söylemin ne kadar doğru bir söylem olduğunu anladım.

Meğersem Türkiye’de sağlık hizmeti almak istiyorsan, öyle Devlet Hastanesiymiş, Eğitim Araştırma Hastanesiymiş havagazı petrol ofisi, gerçekten Türkiye’de sağlık hizmeti almak istiyorsan bastıracaksın parayı gideceksin özel hastanelere.

Öncelikli olarak polikinlik de doktor yanında bulunan hep bir bayan olur ya, işte o bayanlardan tutun da kayıtta, ya da başka birimlerde hep taşeron firma elemanları görev yapıyor.

Ve bu insanlar ne sağlıktan bi haber ne insan ilişkilerinden bi haber.

Hoş, sadece onlar mı? sorun olan.

İnanın kan testinin dışında ne tür bir tetkik yaptırmak istersen eğer saatlerce sıra bekledikten sonra en az 2 ay sonraya gün alabiliyorsun.

Hastanın muayene olduğu doktor bile “Arkadaş bu hastanın sağlık durumu 2 ay sonraya gün vermeye yetmeyebilir” diyemiyor. Onun yerine “Yoğunluk çok fazla yapacak bir şey yok. 2 ay bekleyeceksiniz” demekle yetinebiliyor.

Tabi bu duruma isyan edenlerde gidiyor özel hastaneye basıyor parayı Türkiye’nin çok iyi yere geldiği sağlık hizmetinden faydalanabiliyor.

Ha bu ara parası olmayan da eğer sağlığı da el verirse 2 ay sonra tekrar devletin hastanesine giderek tetkiklerini yaptırıyor. Eğer sağlığı yeterli gelmezse de “El Fatiha”.

Gerçekten şunu sorgulamak lazım “Türkiye’de ölmek mi zor yaşamak mı zor?

Bu gelişmeler hep bana da rahmetli Aziz Nesin’i hatırlatıyor.

“Sen haklıymışsın Aziz Usta”