Patinaj

İşleri rast gitmeyen bir arkadaşımla söyleşiyorduk. Öyle umutsuz ve kederliydi ki her sözcüğü içime batıyordu.

 “Anlamıyorum dostum! El âleme bakıyorum da şaşırıp kalıyorum. Her kes bir yol tutturmuş gidiyor. Ama benim basiretim mi bağlanmış bilmem. Uzanıp tuttuğum her dal elimde kalıyor.” Dedikten sonra durup sonra da hıçkırarak ağlamaya başlıyordu.

Morali fena halde bozuktu.

-Yapma, etme! Demedim. Ağlamasının ona iyi geleceğini düşündüm.

Oturduğumuz masanın tam karşısında oturan aile bu durumu fark etmişti. Üzüldükleri yüz çizgilerinden anlayabiliyordum.

Masada duran peçetelikte birkaç peçete alıp arkadaşıma uzattım:

-Kendini koyuverme. Bak sağlığın yerinde. Bugün ters giden işlerin yarın iyileşir, yoluna girer.

Yanakları ıslanmış, gözleri kızarmıştı. Uzattığım peçeteyle gözyaşlarını sildi:

“Bazen her şey üstüme geliyor sanıyorum. Gecelerimin çoğu uykusuz geçiyor. Hani derler ya mutsuz ve huzursuz insanın döşeği beton, yastığı taş olurmuş. İşte öyle oluyorum. Bazı geceleri kaykılıp yatağımın üzerinde oturuyorum.” Dedi.

Sanki dünyanın en yalnız insanıymış gibi ışığı matlaşmış gözlerine baktım.

-Kalk! Dedim. Sonrada koluna girip büyük kentin caddelerine doğru yürüttüm.

Amale meydanındaki köyünden, kasabasından göç edip gelmiş insanları işaret ettim:

-Burası her gün böyle… Sabah ezanıyla kalkıp geliyorlar. Bağ, bahçe, inşaat sahipleri kamyonetleriyle yanlarında durup kavun, karpuz seçer gibi bu insanları alıp üç kuruşluk yevmiye vererek iş yaptırmaya götürüyorlar. Bazen nasipleri çıkmadı mı heykelin altındaki yeşil alanın gölgeliklerine uzanıp yatıyorlar. Ellerinde tuttukları küçük bez torbalarda sadece ekmek var. Katıksız ekmek onların günlük rızkı!

Arkadaşım dikkatle dinliyor beni. Amale meydanından ayrılıp daha ilerideki halk otobüsü durağına götürdüm.

-Şu gördüğün zayıf, çelimsiz kadınlar var ya! Hepsi her gün bin bir umutla buraya geliyorlar. Sonra da temizlik yapacakları evlerin oldukları adreslere dağılıyorlar. Tek amaçları bir lokma helal ekmek ve namerde muhtaç olmamak. Diyorum.

Asıl götürmek istediğim yer var. Biraz uzak olsa da mesafesi, söze tutarak oraya götürüyorum. Koca SGK Hastanesinin önüne geldiğimizde canhıraş sirenleriyle ambulanslar giriyor hastane avlusuna. Hastaneden içeri giriyoruz. Yoğun bakım ünitesinin kapısındaki güvenlik görevlisi çok eskiden bir öğrencimin babası... Beş dakikalığına yoğun bakım ünitesinden içeri gireceğimizi ve hemen çıkacağımızı söylüyorum.

“Aman hocam! Söz gelmesin bana, bir göz atıp dönün!” Diyor.

Arkadaşımın koluna yeniden giriyorum. Yoğun bakım ünitesinin camlı kapısında sağa sola koşuşan hasta sahiplerini başımla işaret ediyorum:

-Bunlar hasta yakınları. Çoğunun hastasının derdi var devası yok. Bak nasılda yüzleri sapsarı. Ya içeride yoğun bakımda olan hastaların durumu? Onları da görelim mi? Diye soruyorum.

Arkadaşım kolumdan kurtulup geri gerisine dönerek hızla hastanenin çıkış kapısına koşuyor. Onu takip ediyorum. Bahçedeki yaşlı akasya ağacının dibine çöküp kusuyor. Rahatlaması için beklerken yanımızdan geçen yaşlı bayan çantasından ıslak mendil ile yarılanmış küçük su şişesini uzatıyor. Teşekkür edip aldığım şişe ile arkadaşımın yüzünü ıslatıyor, ıslak mendille boyun diplerini serinletiyorum.

“ Sahile gidelim.” Diyor.

-Olur! Diyorum.

Oto Gar yönünden gelen halk otobüsüne binip soluğu deniz kıyısında alıyoruz.

Bir süre kumsalda yürüyoruz. İkimizde sessiziz. Dalga sesleri ayaklarımızın altındaki kumun sesiyle birleşiyor. Eğiliyor, kumsaldan bir avuç taş alıp denize doğru savurup atıyor. Sonra dönüp boynuma sarılıyor:

“Bırak ağlayayım biraz daha.” Diyor.

-Ağla! İstediğin kadar ağla. Diyorum.

O akşam misafirim oluyor. Bir yol haritası çiziyoruz arkadaşıma. Hatalardan arınmış, duygusallıktan soyutlanmış bir yol haritası.

Ve bana uyumadan önce söz veriyor:

“Bir daha çok dikkatli olacağına ve hayatın çetin yollarında böylesine patinaj yapmayacağım!” Diye bir söz.

Aradan haftalar geçti…

Yeni bir iş kurduğunu ve soğuyup uzaklaştığını söylediği ailesine yeniden döndüğünü öğreniyorum.

Yayın Tarihi
07.06.2014
Bu makale 2221 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!