Nereden Nereye

Bizans Surları top ateşi altındadır… En önde savaşan akıncıların arasından gerilen ve bir yaydan fırlarcasına öne atılan Ulubatlı Hasan silah arkadaşlarının azmini ve heyecanını artırmak için güçlü bir hamle yapar. Elindeki bayrağı burçlardan birine diktiği takdirde düşman askerinin cesareti kırılacaktır.

Düşman Ulubatlı Hasan’ın bu amacını fark eder ve keskin okçularının gerdiği yaylardan fırlayan oklar Ulubatlı Hasan’ın göğsüne saplanmaya başlar. Ulubatlı Hasan vazgeçmez. Son nefesini vermeden önce bayrağı burçlarda birinin zirvesine dikmeyi başarır. İşte o an İstanbul’un fetih edildiği andır…

******************

İzmir’e girilmiş Yunan askerleri ve yerli işbirlikçi hainleri tabana kuvvet kaçmaktadırlar. Kaçarlarken de evleri, barkları ateşe vermekte, ne kadar zarar verirsem kârdır demektedirler.

İzmir Hükümet Konağına giren Türk askerleri koşuşturmakta, etraftaki Yunan bayraklarını yerlerinden söküp almaktadırlar. Konağın cümle ön kapısına asılan Yunan Bayrağı yakılan İzmir’in görüntüsünün verdiği öfke ile indirilir ve konağın merdivenlerine halı gibi serilir.

Mustafa Kemal ve arkadaşları konaktan içeri girerken bir bayrağın böyle horlanmasından irkilirler.

“Arkadaşlar hemen kaldırın bu bayrağı ayakaltından. Bayrak bir ulusun simgesidir. Hem unutmayınız ki biz Yunan ordusuyla savaştık Yunan Halkıyla değil.” Der Mustafa Kemal.

Derhal kaldırılır Yunan Bayrağı ve derdest edilip bir kenara konur.

***********************

Bayrak her zaman yürüyenlerin en önünde yer alır. Çünkü bayrak bir ulusun şerefi, onuru, gururudur.

Bayrağı taşıyan yiğide bayraktar adı verilir. Bayraktar için bayrak sol göğsündeki kalbi kadar önemlidir. Kendisi yere düşmeden bayrağı asla düşürmez.

Hangi ulusun olursa olsun. Bayrak geçerken selam durmak bir saygı göstergesidir.

Bayrak gönderiden ulusal marş olmadan indirilmez. Yarıya indirilme gerekçesi ise milletin acılı bir günü anısına yapılır ya da vatan için kutsal işler başarmış liderlerinin ölümü üzerine…

Şehit düşenlerin tabutunun örtüsü yalnızca yalnız bayraktır.

*************************

Ya şimdi?

Seçim mitinglerinde yerlerde süründürülüyor ve ruhunu kaybetmiş insanlar tarafından minder olarak kullanılıyor.

Birçok şuursuz ülke bayrağının giysi olarak kullanılmasına izin veriyor. Tıpkı bir eşya gibi düşünülüyor.

Ancak bayrak bizde en kutsal simgedir.

Ve bu yüzden meczupların şerrinden korunması için bayrak yasası vardır.

Bayrağa saygısızlığın cezasın bu yasaya göre hükme bağlanır.

Ancak asıl olan bayrağı sevgi ve saygı ile korumak için bilinç ve sorumluluk kazandırmaktır.

Bayrakla ilgili en güzel şiir Arif Nihat Asya tarafından yazılmıştır. Bu şiir ülkemiz insanının dilinde bir dua kadar önemsenir.

O şiiri şöyle yazılmıştır:

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,

Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,

Işık ışık, dalga dalga bayrağım!

Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın

Mezarını kazacağım.

Seni selâmlamadan uçan kuşun

Yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...

Gölgende bana da, bana da yer ver.

Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:

Yurda ay yıldızının ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün

Kızıllığında ısındık;

Dağlardan çöllere düştüğümüz gün

Gölgene sığındık.

Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;

Barışın güvercini, savaşın kartalı

Yüksek yerlerde açan çiçeğim.

Senin altında doğdum.

Senin altında öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:

Yeryüzünde yer beğen!

Nereye dikilmek istersen,

Söyle, seni oraya dikeyim!

Ve diyorum ki!

-Şimdi anladın mı bayrağı indir bindir yapan aklı evvel?

Bayrak bir halkın gururu ve namusudur!

Unutma!

Sen onu indirmeye cesaret edersen eğer seni de olduğun yere indirirler!

Bugün kentlerdeki, kasabalardaki, köylerdeki, mahallelerdeki insanlar bayrağa saygısızlık yapıldığı için ayağa kalkıyorlarsa ve caddelerden, sokaklara, meydanlara doğru kırmızı beyaz bir sel olup akıyorlarsa bunun içindir!

Son söz!

Sana bayrağı indirme cesareti verenler var ya!

Şeytanlarından bulsunlar!