Cumhurbaşkanı adaylarının tümü canlı yayına çıkmalı!

Kim olursa olsun cumhurbaşkanlığına adaylığını koyanlar meydanlarda halkın huzuruna arzı endam eyledikten sonra; objektifliği, yansızlığı, güvenirliği tescillenmiş bir televizyon programcısının yöneteceği canlı yayına hep beraber konuk olmalıdır.

Canlı yayına sadece cumhurbaşkanı adayları değil tüm medyada dünya görüşleri ne olursa olsun yazıp çizen gazeteciler ile kitle örgütlerinin, sendikaların başkanları da davet edilmelidir..

Ağızdan çıkan her sözün tartıldığı canlı yayında cumhurbaşkanı adayları kendilerini anlatsın, konuk olanlar da akıllarına gelen ne varsa çekinmeden sorsun. Ve cumhur yarın kendisinin cumhurbaşkanı olarak seçeceği adayları tüm yönleriyle tanısın. Eksileri, artıları, kültürel donanımlarını görsün. Görsün ki bir ülkenin cumhurbaşkanını seçtikten sonra:

“Ben bunu niye seçtim! Elim kırılsaydı da oy vermeseydim!” Pişmanlığıyla dizini dövmesin.

Evet… Evet canlı yayında!

Konuşulanların, verilen yanıtların, öne sürülen düşüncelerin kayıt edildiği canlı yayında kora kor tartışsınlar!

Biliyorsunuz canlı yayın hata affetmez.

Ağızdan çıkan her söz somuttur.

Bir gün sonra:

“Ben öyle demedim de böyle dedim.” Kıvırtması da yapılamaz.

Düşüncemiz böyle ama hiçbir babayiğit cumhurbaşkanı adayı bu önerime yiğitçe yaklaşmaz.

Çünkü gördük ki seçim meydanlarını dolduranlar hep bindirilmiş kıtalarla kalabalıklaştırıldı. Ceplerine para konan garibanlar koltuklarının altlarına sıkıştırılan yemek kumanyalarıyla alanları doldurdu. Hal böyle iken ve armut piş ağzıma düş kolaycılığı ile tilki kurnazlığı söz konusu olunca canlı yayına katılmaktan ödleri patlar.

Oysa kendisine, dünya görüşüne, kültürüne, konuşma yetisine güvenen bir cumhurbaşkanı adayı; canlı yayından ve canlı yayında sorulacak harbi sorulardan korkmaz.

Bu davet önerisine bakalım kulak asan olup:

“Hodri meydan!” Diyecek babayiğit cumhurbaşkanı adayları bulanacak mı?

Bekleyelim… Göreceğiz…